Mezarlık yolunda, yeni çiçek açmış badem ağaçlarının altında yürürken hafif rüzgâr yüzüne vuruyor ve gözyaşlarını ise alacakaranlık gizliyordu. İçi acıyla burkuluyor, burkuluyordu. Zihni alev almış, konudan konuya atlıyor, çok fena bir şekilde onu taciz ediyordu.
Bir sürü felsefe kitabı okumuş, bir sürü din kitapları da okumuş, ancak içindeki insanın acılarını hiçbiri dindirmemişti. Az önce telefonda görüştüğü yakın bir dostu ona bir terapist önermişti. Artık şart olmuştu. Dayanılacak gibi değildi bu zihninden geçenler.
Bunları Kim Düşünüyor?
Çok çaresiz ve bitkindi. Yaşadığı hayattan hiç de memnun değildi. Dinlediği din sohbetleri, vaazlar onu daha çok korkutmuştu. İçi karardı, ümidi kırıldı. Sessiz ağlamalar, gece geç saatlerde yorganın altında hıçkırıklara dönüşmüştü.
Kendini çok kirlenmiş ve günahkâr hissetti. “Çok günahkârsın.” dedi kendine. “Ve de üstelik hastasın, hastasın sen.”
Arkadaşının gönderdiği telefon numarasını hınçla sildi. Yürüye yürüye deniz kenarına ulaştı, oturdu, Instagram’ı açtı. Birkaç hikâye okudu, daha fena oldu. Orada bir adam cehennemden ve azaptan söz ediyordu. Bu dünya ne kadar da karanlık bir yerdi. “Hiç yüzüm gülmeyecek.” dedi kendi kendine.
Telefon çaldı, aynı Türk filmlerindeki gibi acı acı çaldı. Açmadı. Hiç konuşacak hâli yoktu, bu hastalıklı ve derin bir bataklığa düşmüş sesiyle.
İki Ay Sonra
Duvarda otururken bir kedi yanaştı ve sarılır gibi dokundu ona. Az sonra randevuya gidecekti. Bisikletle gitmeye karar verdi, zaten çok yakındı ofis.
Bisikleti kilitlemeyi bile unutup hızla girdi içeri. Görevli asistan bir genç kız, “Buyurun, tam zamanında geldiniz.” diye içeri aldı onu.
Terapist gülümseyerek karşıladı ve dedi ki, “Endişe edecek bir şey yok, birlikte kitap okuyacağız.”
“Hikâye mi anlatacaksın bana?” diye inceden bir dalga geçti.
“Kitap okuyacağız birlikte ve ikimiz de şifa bulacağız inşallah.”
“Neden, siz de mi hastasınız?”
“Tabii ki, herkes biraz hastadır ve her gün tedavi gerekir.”
“Allah Allah, tamam, hadi okuyalım. Çok heyecanlandım birden.”
İncecik bir broşürdü elindeki.
“Bu okuyacağım kısmı hiç yorum yapmadan dinleyeceksin, sonra kelime kelime çalışıp şifa bulacağız, tamam mı?”
“Tamam.” dedi çaresiz sırıtarak. “Geldik bir kere.”
Okuma Terapisi: Biblioterapi
Kitap, bildiğiniz gibi Risale-i Nur Külliyatı’ndan Ahir Zaman Terapisti tarafından yazılmış Obsesif Kompulsif Bozukluk yani Vesvese (Kaygı – Takıntı – Zorlanma) Risalesi idi.
Günlerce sürdü bu okumalar. Terapist ona hiç derdini sormadı bile. Okudu, anlattı; okudu, anlattı. Birlikte sevinçten ağladıkları anlar bile oldu.
Terapist Ne Dedi?
“Ey maraz-ı vesvese ile mübtelâ! Biliyor musun, vesvesen neye benzer? Musibete benzer. Ehemmiyet verdikçe şişer. Ehemmiyet vermezsen söner. Ona büyük nazarıyla baksan büyür, küçük görsen küçülür. Korksan ağırlaşır, hasta eder. Havf etmezsen hafif olur, mahfî kalır. Mâhiyetini bilmezsen, devam eder, yerleşir. Mâhiyetini bilsen, onu tanısan, gider. Öyle ise, şu musibetli vesvesenin aksâm-ı kesîresinden kesîrü’l-vukū‘ olan yalnız “Beş Vechini” beyân edeceğim. Belki sana ve bana şifâ olur. Zîrâ şu vesvese öyle bir şeydir ki, cehil onu da‘vet eder, ilim onu tard eder. Tanımazsan gelir, tanısan gider.” (21. Söz, İkinci Makam)
“Ama vehmî hastalık ise; onun en müessir ilacı, ehemmiyet vermemektir. Ehemmiyet verdikçe o büyür, şişer. Ehemmiyet verilmezse küçülür, dağılır. Nasıl ki arılara iliştikçe, insanın başına üşüşürler, aldırmazsan dağılırlar. Hem karanlıkta gözüne sallanan bir ipten gelen bir hayâle ehemmiyet verdikçe büyür. Hatta bazen onu dîvâne gibi kaçırır; ehemmiyet vermezse, âdî bir ipin yılan olmadığını görür, başındaki telâşına güler.” (20. Deva, Hastalar Risalesi)
Vesveseden Kurtulma Yolları
Terapist arkaya yaslandı, naneli çayından bir yudum içti ve dedi ki:
- Kötü olan her ne hissediyorsan o hislerin sana ait olmadığını bil. Şeytandan, istikametsiz bir vaizden, toplumsal bir anlayıştan olabilir. Şeytanın sürekli sana fısıldadığını, sürekli moralini bozacak sözler söylediğini her zaman aklında tut ve her aklına gelen olumsuz şeye inanmaktan sakın. Çünkü düşünceler iki kaynaktan gelir: ya şeytani ya da Rahmani . Hoşa gitmeyecek her türlü fikir ve söz şeytanidir, bunu aklında tut. Ne zaman böyle bir düşünce aklına gelirse, “Bu düşünce bana ait değil.” de ve dualarını oku, yoluna devam et. Şeytanın seninle alay etmesine izin verme. Euzu Besmele çek, yoluna yürü.
- Problem olan konuda o konu hakkında bilgi sahibi olmalısın. Mesela ölüm, hastalık ya da fakir düşme korkusu. Vesvesenin mahiyetini bilmek ve onu tanımak vesveseden kurtuluşun bir metodudur.
- Vesvesenin üzerinde fazla durmamak. Çünkü ehemmiyet verdikçe şişer, ehemmiyet verilmezse söner.
- Gözünde büyütme, hemen başka bir işle meşgul ol. Büyük gördükçe büyür, küçük gördükçe küçülür.
- Korkma. Korktukça ağırlaşır, hasta eder. Psikolojik rahatsızlık fiziksel hastalığa dönüşür. Korkulmazsa hafifleşir ve gizli kalır.
Okuma: Biblioterapi Tavsiyeleri
- Duha, İnşirah, Felak, Nas Sureleri
- 21. Söz’ün 2. Makamı ve Hastalar Risalesi 20. Deva
- La İlahe İllallah Zikri
- Tahmidiye ve Cevşen Okuma Alışkanlığı
- Kendini hayırlı ve faydalıya maruz bırakmak
- Kur’an’a hizmet için yollar bulup kendini meşgul etmek
Son Söz: Bir Ay Sonra
Kumsalda oturmuş, dudakları sessizce kıpırdıyor ve gözlerinin içi gülüyordu.
“Ey bütün sıkıntıya düşenlerin ferahlatıcısı! Bundan sonra kalbimde, aklımda ve hayalimde el-Hannas’ın yeri yok. Sadece Sana sığındım.”
Benzer konuda makaleler:
- Corona virüs musibetinin hikmetleri ve manevi tedbirler
- Abdulkadir Badıllı
- Onbirinci Söz´ün sarayında Üstad
- Hastalar Risalesi ve İki Vefat Hadisesi
Kaleminiz öyle akıcı, üslubunuz öyle etkileyici ki, yazılarınızı bir solukta okuyorum. Doğrusu pazar günlerini dört gözle bekliyor ve içimden sessizce “Keşke daha sık yazsa…” diyorum.
Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Yazımı beğenmeniz ve takdir etmeniz benim için çok kıymetli. İlginiz ve desteğiniz ilham verici. Yeni yazılarda buluşmak dileğiyle