Cemaat fikrinin kudsî daireleri

Hep beraber bütün insanlık kabir kapısında bekliyoruz… Biliyoruz veya bilmemezlikten geliyoruz, ama yaşadığımız dünya da bizim gibi fani. O da bizim gibi ömrünün bitmesini bekliyor…

Güneşin hiçbir şeyini hiçbir şekilde saklamanız mümkün değildir. Ama gözümüzü kapayarak “güneş yoktur” diye bağırıyorsak, bunun da çaresi yoktur. Eğer insan isek, mü’min olmadan şunu itiraf edebilmeliyiz: Dünya ve içindekiler fanidir!  Riyakârlığa lüzum yoktur.

Bizi yaratan lütuf ve nimetlerine, ihsan ve ikramlarına bizleri mazhar eden; şu fani dünyada merhamet ve şefkatiyle bizleri de fani kılmıştır. Ta ebedî bir saadet ve huzur diyarına gitmek için istekli olalım veya liyakat kesb ederek kavuşalım…

Gelgelelim insan cahildir. İnsan zalimdir. İnsan unutkandır! Ve insan bu haslet ve halleriyle büyük bir hamakat içindedir. Acınacak bir haldedir. Kâinat büyüklüğünde azim, dehşetli bir hasaret, zarar içindedir.

Duâmız ve dileğimiz şudur ki; Rabbimiz bizleri kendisine itaat ve ubudiyet fiillerine mazhar kılarak böyle acınacak ve zararda olacak durumlardan, hallerden korusun ve kurtarsın inşaallah…

Hep bu köşeden, bu satırların benzeri ifadelerle dile getiriyoruz ki; insan dahi-i azam olsa ve bütün amellere muvaffak olabilecek bir kapasitede bulunsa hiçbir şekilde şahıs, fert olarak bu zamanın küfr-ü mutlakına karşı koyamaz, bu şiddetli küfrün hücumlarına karşı duramaz..

Hayatın içinde yaşayarak görüyoruz, muhatap oluyoruz ki; zaman enaniyet, gurur, kibir ve şahsî kimlikler zamanı değildir. Zaman cemaat zamanıdır. Zaman şahs-ı manevî şeklinde, cemaat halinde hücum eden küfr-ü mutlaka karşı, imanın, Kur’ân’ın herşeyi kuşatan daireler halindeki şahs-ı manevî dairelerindeki mü’minler, muvahhidler cemaati olarak karşı koyabilmek zamanıdır.

İnsanlığı, âlem-i İslâmı refaha, felaha ulaştıracak, kurtaracak ve koruyacak Nurlu ve kudsî manevî kuvvet ve tesir-i hakikinin, Kur’ân ve Kur’ân tefsirlerinin şahs-i manevisinde hayat bulduğunu, var olduğunu bilmeliyiz ve hayatımızda tatbik edebilmeliyiz..

Ahirzamandaki cemaat fikrinin ve kudsî tesirinin fiilî olarak hayata geçirilebilmesi ancak imanî fikir, daire ve hallerinde yer alabilmekle mümkün olur…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*