Cemiyetin İstinat Noktaları

Toplumu ayakta tutan temel değerler nedir?

Nedir cemiyetin istinat noktaları?

Öncelikle ve evvela haktır, hukuktur, adalettir.
Kuvvetli olanın değil, haklı olanın güçlü olduğu, tüm hak ve hürriyetlerin güvence altına alındığı bir sistem yapısıdır.

Sonra?

Ahlaklı, faziletli, doğru, dürüst, fedakar, çalışkan insanlar topluluğudur.

Sonra?

Birbiri ile çekişen, birbiri ile didişen, birbirine çelme takmaya çalışan, birilerinin sırtına binerek yükselmek için uğraşan bir toplum yapısı değil; sırt sırta veren, bir binanın taşları gibi bir araya gelen, birbirine yardım etmekle, birbirinin açığını kapatarak müspet yöne teşvik eden, yardımlaşma sırrının mahiyetini tam olarak kavramış hamiyetli fertlerdir.

Sonra?

Menfi milliyetçilikten uzak duran, ırkçılıktan nefret eden, cemiyet yapısında ilmi, ticari, mesleki, fikri birlikteliği teşvik eden bir nizamdır.

Sonra?

Sevgidir, muhabbettir, hürmettir. İnsana sırf insan olduğu için değer vermektir, çalışmaktır, dürüstlüktür, nefsini kötü alışkanlıklardan uzak tutmaktır, yardımsever olmaktır, huzura ve asayişe fiilen destek vermektir, suçlardan, süfli zevklerden uzak durmaktır.
Daha çok değer var elbet.
Diğerlerini zihinlere havale ediyoruz.Demek ki bir cemiyetin temel direkleri tüm bu saydığımız ulvi değerlerdir. Siyaset ve idarinin de asli görevi bu ulvi değerlerin cemiyet ve tolum içerisinde kök salmasına yardım etmektir.

Başta Meclis olmak üzere, hükumet ve diğer siyasi ve idari kurumlar bu gayelerin cemiyet hayatına mal olması için çalışmalı.
Siyaset kurumu ya kendi bizzat tüm bu faaliyetleri yapmalı, veya yapabilecek olanların önündeki engelleri kaldırmalı.
Günümüzde görüyoruz ki, cemiyet ve toplumu ayakta tutan hak, hukuk ve adalet değerlerinde büyük yıpranmalar var. Basit menfaatler için insanlar ağır yükler altına giriyor. Irkçılık ve menfi milliyetçilik devletin birlik ve beraberliğini kemirip duruyor. Gün geçtikçe derinleşen bir yara gibi, tedavisi mümkün olmayan bir ur halini alıyor.

Ne olacak bu insanların hali?

Kimileri dünya zevklerine müptela olmuşlar. Yayın organlarında meşhurların bozuk dünyevi hayatları fütursuzca teşhir ediliyor, gençlerin zihinleri bulanıyor. Zararlı madde kullanımı ile hedefini yitiren gençler cemiyet içinde her an patlayacak bir bomba haline geliyor. Gün geçmesin ki bir yerlerde bir cinayet haberine rastlanmasın.

Gençler bu tuzaklardan nasıl kurtulacak?

Cemiyete yön verme iddiasında olan bazı kesimler, sistemin bir parçası olmuş. Dünyanın cazibesine kapılarak kendi müntesiplerini bile çıkılmaz yollara itiyorlar. Dini ve vatani değerleri siyaset malzemesi yapan bazı kesimler ise cemiyetin bu derin yarasını daha da derinleştiriyorlar.

Peki cemiyet doğru yolu nasıl bulacak?

Elbette ki iman ve Kuran hakikatlerini hayat prensibi yaparak. Elbette ki nefsini kötü emel ve hislerden uzak tutarak. Elbette ki doğru, dürüst, çalışkan, insana saygı gösteren, hakka ve hukuka riayet eden, fedakar, yardımsever, faziletli bir fert olma yolunda cehd ve gayret göstererek. Elbette ki zulümle, haksızlıkla, adaletsizlikle mücadele ederek, baskılara boyun eğmeyerek.
Demek ki kurtuluşumuz faziletli bir toplum olmaktan geçiyor.
Faziletli bir toplum için ise inançlarımıza, kültürümüze, insani değerlerimize sık sıkıya bağlanmak gerekiyor.
Başka çaremiz yok.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*