Cemü’l Cevami

alt

Üstad Bediüzzaman Hazretlerine “Bediüzzaman” ünvanı nasıl verildi? Üstad’ın yüksek haslet ve mühim hususiyetlerinden dolayı verilen bu ünvan ne zaman verildi? Kim verdi? Verilen bu ünvan hakkında kendisinin değerlendirmeleri nelerdir? Üstad’a verilen bu ünvana şahit unsurlar var mıdır?

Bu ünvana dair yapılan değerlendirme ve izhar edilen bilgiler oldukca mânidardır.

Molla Fetullah Efendinin mülâhazası:

Henüz çok genç yaşta şarkta bulunan medreselerde, ileri seviyede bir talebe olan Bediüzzaman, o zamanlardaki yaşında oldukça üstün kabiliyet, maharet ve önemli hususiyetlere sahipti.

1800’lü yıllarda Siirt’te ilmiyle meşhur Molla Fetullah Efendi’nin medresesesinde iken”zekâ ile hıfzın aşıra derecede kendisinde bulunduğu” tesbiti içinde değerlendirilen Molla Said için meşhur Molla Fetullah Efendi Siirt âlimlerine hitaben “Bizim medreseye çok genç bir talebe geldi ne sual ettimse hepsine tereddütsüz cevap verdi. Bu yaştaki zekâsına ve ilmine hayran kaldım.” diyerek Molla Said’i taktir etti. Genç Said’in hafıza ve zekâsına hayran kalan Molla Fetullah Efendi, bu dahi genci Bediüzzamanı Hamedani’ye benzetmişti. İlk defa olarak genç Saide “Bediüzzaman” diye hitab etmişti” (Bilinmeyen Yönleriyle Said Nursî, N. Şahiner. Nesil yay: 61-62).

Üstadın kendi değerlendirmesi:

Üstad Bediüzzaman aradan geçen uzun yılların akabinde, “Emirdağ Lâhikası” adlı eserde, kendisine verilen Bediüzzaman ünvaniyle alâkalı olarak şöyle bir değerlendirme yapar ve derki;

“Meraklı kardeşimiz Refet Bey, Bediüzzaman-i Hamedani’nin üçüncü asırdaki vazife ve te’lifatı hakkında malûmat ister. Ben o zat hakkında yalnız harika zekâveti ve kuvve-i hafızası bulunduğunu biliyorum. Ellibeş sene evvel üstadlarımdan Siirtli Molla Fetullah Eski Said’i ona benzetmiş, onun o ismini ona vermiş.” (Emirdağ mektuplarından)..

Bediüzzaman Hazretleri’nin kendisine verilen bu ünvanına dair daha bir çok yerlerde beyanları bulunmaktadır. Bunlardan birisi Şuâlarda şöyle geçmektedir: “Bütün kıymet ve hayat ve şeref, o çekirdekten çıkan şecere-i Risale-i Nur ve mu’cize-i mânevîye-i Kur’âniyeye geçmiş biliyorum. Ve öyle itikad ettiğimden, i’câz-ı Kur’ânî hesabına izhar ederim. Bütün kıymet, bir mu’cize-i Kur’âniye olan Risale-i Nur’dadır. Hattâ, eskiden beri taşıdığım Bediüzzaman ismi onun imiş, yine ona iade edildi. Risale-i Nur ise, Kur’ân’ın malıdır ve mânâsıdır”. (Şuâlar; 646) Aynı eserde bir başka ifadesi daha var, şöyledir: “Hem şimdi anlıyorum ki, eskiden beri bana verilen “Bediüzzaman” ünvanı benim değil, belki Risale-i Nur’un manevî bir ismi idi. (A.g.e: 644).

Kur’ân’dan süzülen hakikatler…

Kur’ân’dan süzülen Risale-i Nur hakikatlariyle özdeşleşen Bediüzzaman Hazretleri’nin bu harika ünvanı ile alâkalı daha bir çok yerlerde değerlendirmeler mevcuttur.

Bir çok hususiyetlere malik olan Bediüzzaman Hazretleri daha bir çok ünvan ve lâkâbla yâd edilmiştir. Bunlar arasında, İbn-i Mirza, Said-ül Meşhur, Meşhur Molla Said, Eh’ ül acaib,Ebu Lâ Şey, Garibüzzaman, Şah-i Merdan Bediüzzaman Hazretleri…  Bunlar arasındadır.

Bir şâhid kitap: Cem ül Cevami…

Şafii Mezhebi’ne dair yazılmış bir kitaptır Cem ül Cevami… İki yüz altmış küsur bir sahifeden ibarettir. Bediüzzaman Hazretleri’nin gençlik yıllarında bizzat bir haftada ezberlediği  bu kitap, halen Van’da bulunmaktadır. Van’a bağlı Gürpınar İlçesinin Kiril Köyü’nde oturan Şeyh Salih Efendi’de bulunan ancak vefatından sonra oğluna verilen kitap, Van’ın Haçort Mahallesinde oturan Abdurrahim Efendi’de bulunmaktadır. Kendisiyle bir Van seyahatında görüştüğümüz Abdurrahim Efendi, babasından yadigâr kalan bu kitabı Bediüzzaman’ın hatırasına büyük itina ile saklamaktadır. Bu kitabın en önemli özelliği Bediüzzaman’ın bu kitabı bir haftada ezberine alışı ve üzerine de kendi el yazısı imzasını atmış olmasıdır..

Kitabı buluş hikâyemiz:

1973 Yılının karlı bir kış günüydü. Dostum N. Şahiner ile, Aslen Bitlisli olup Van’a yerleşen sonrada Bursa’ya avdet eden ve Bediüzzaman’ı da sağlığında defalarca ziyaret eden Hacı Raşit Övet Ağabeyle birlikte Gürpınar’a bağlı Kiril Köyü’ne gitmiştik. Kitabın bulunduğu Şeyh Salih Efendi’nin konağında misafırliğimizin akabinde ısrarımız üzerine kitabı almış, Üstad’ın yazdığı sayfadaki elyazısı ve imzalı kısımlarını Vand’a fotokopi çektikten sonra tekrar kendilerine iade etmiştik..

Kitap kalınca bir muhtevaya sapiptir. Molla Fetullahın medresesinde kaldığı yıllarda bu kalın kitabı Bediüzzaman Hazretleri bir haftada ezberinin ardından, “Bu kitabı bir haftada ezberledim” diyerek Arapça yazısı ve imzası bulunmaktadır. Bu kitap, Bediüzzaman’ın “BEDİÜZZAMAN” ünvanına şahitlik ediyordu…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*