Cennet yolunun hassas çizgileri

Image
Sual: “Küçük Sözler’de sağ yolun yolcularından onda dokuzunun imanlı gideceği beyan ediliyor. Onda birinin açıkta bırakılmasının hikmeti ne olabilir?”

Üçüncü Söz’de geçen temsilde, Bedîüzzaman Hazretleri sağ yolda hiç zarar olmamakla beraber, onda dokuz kâr ve rahat olduğunu; sol yolda ise hiç menfaat olmamakla beraber onda dokuz zarar bulunduğunu beyan eder.

Temsilden sonraki hakikate intikal bölümünde ise Üstad Hazretleri; ubudiyet yolunun onda dokuz ihtimal ile saadet-i ebediye hazinesine ulaştırdığını, fısk ve sefahat yolunun ise onda dokuz ihtimal ile şekavet-i ebediye helâketine sebep olduğunu kaydeder.1 Hazret-i Üstad, Dördüncü Söz’de de namazın yüzde doksan dokuz ihtimal ile hazine-i ebediyeye nâil edeceğini belirtir ve yüzde birlik bir ihtimali yine dışarıda bırakır.2

Fakat Bedîüzzaman, On Üçüncü Söz’de dalâlet ve sefahatin yüzde yüz ihtimal ile kabirde ebedî münferit bir hapse kat’î sebep olduğunu; iman ve ubudiyetin ise yüzde yüz ihtimal ile kabri ebedî bir hazineye ve saadet sarayına çevireceğini kaydeder.3

Bu Söz’lerde geçen nispet rakamları hakkında şunlar söylenebilir:

1- Fısk, dalâlet ve sefahatte gidenler için onda bir kurtuluş ihtimali, tevbe ve af kapısının ölene kadar açık olduğuna işarettir. Cenâb-ı Hak mağfiret Sahibidir; tevbe eden günahkâr ve asi kulları ile dilediklerini bağışlayabilir ve Cennetine alabilir.

2- İman ve Ubudiyet yolunda gidenlerin onda birlik veya yüzde birlik bir ihtimal ile necat ve kurtuluş dışında bırakılmış olması ile: I) Halk açısından bakılırsa; “ihlâs”ın önemine; II) Hak cihetinden bakılırsa, necat ve kurtuluşun ancak Cenâb-ı Hakk’ın fazlı, lütfu ve ihsanı ile olacağına işaret edildiği söylenebilir.

3- İnce bir remiz: Üçüncü Söz’de onda birlik ve Dördüncü Söz’de yüzde birlik açıkta kalma oranı, On Üçüncü Söz’e gelindiğinde yüzde sıfıra inmektedir. Demek; On Üçüncü Söz’e kadar, her bir Söz’ü birer basamak addederek mütalâa eden-–bu basamaklarda; îmanın, taatin, namazın, ibâdetin, Allah rızâsını kazanmanın ehemmiyetini kavrayarak; Haşrin muhakkak vukûuna tahkîkî seviyede îman ederek; insanın ve kâinâtın mâhiyeti ile peygamberlik müessesesinin vazgeçilmez lüzûmunu idrâk ederek ve Kur’ân’ın yüksek hakîkatini kabul ederek—On Üçüncü Söz’e geldiğinde İnşaallah yüzde yüzlük bir ihtimâl ile gerçek tevekkül ve teslime ulaşmış, Allah’ın rızâsına nâil olmak için yüksek bir ufuk ve nazar elde etmiş olmaktadır. Allah’ın rızasına nail olmak ise, hiç şüphesiz ebedî saadete ulaşmak için en görünmez, en kıymetli, en pahalı, en ideal, en büyük ve en ulvî bir hedef ve maksut bulunmaktadır. 

Dipnotlar:

1- Sözler, s. 25.

2- Sözler, s. 27.

3- Sözler, s. 132.

Image

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*