“Meselâ bu tohumcuk bir incir ağacı oldu, Fâtır-ı Hakîmin nimetlerini başlarımız üstünde neşre başladı. Serpiyor, dallarının elleriyle bizlere uzatıyor. İşte bu, ona sureten benzeyen bu iki tohumcuk ise, gün âşıkı namındaki çiçekle, hercai menekşe gibi çiçekleri verdi. Bizler için süslendi. Yüzümüze gülüyorlar, kendilerini bizlere sevdiriyorlar.” (Lem’alar, On Yedinci Lem’a, s.236).

Risale-i Nur eserlerinin mahiyetini kavrayamayan ve hakikatini bilmeyen bir kısım insanlar bu eserleri küçümsemek babında ‘çiçek-böcek edebiyatı’ yakıştırmasında bulunmuşlardır.
Yaratıcının harika bir sanatı olan çiçek ve böceğin hafife alındığının dahi farkında olamayacak kadar basiretsiz olan bu alaycı tavrı incelediğimizde hayret verici sonuçlara ulaşırız.
Çiçekler insan hayatında güzelliğin, sevginin, huzurun ve mutluluğun sembolüdür. Bütün güzellikleri görmeye ve onları sevmeye meftun olarak yaratılan insanın en değerli tefekkür kaynağı çiçeklerdir.
Ayrıca insanların hastalıklarına deva olan ilaçların etken maddelerinin çoğunluğu çiçeklerin yapısında yaratılmıştır. Demek çiçekler aynı zamanda insanlar için bir sıhhat kaynağıdır. İnsan bir çiçeğe bakıp tefekkür ettiğinde; mesela:
O çiçeğe güzellik veren yaratıcının Mücemmil isminin tecellisini,
O çiçeğe benzersiz bir suret ve şekil verip sanatıyla süsleyen yaratıcının Musavvir, Müzeyyin, Sani, Bedi ve Nakkaş isimlerinin tecellisini,
O çiçeğe renk veren yaratıcının Mülevvin isminin tecellisini,
O çiçeğe hayat veren yaratıcının Hayy, Hâlik ve Muhyi isimlerinin tecellisini,
O çiçeğe rızık veren yaratıcının Rahman ve Rezzak isimlerinin tecellisini,
O çiçeği hikmet, fayda ve şifayla yaratan yaratıcının Hakîm, Latif, Nafi ve Şafi isimlerinin tecellisini,
O çiçeği koruyup gözeten ve varlığını devamlı kılan yaratıcının Rakib, Hafiz ve Kayyum isimlerinin tecellisini,
O çiçeğe ölümü veren yaratıcının Mümit isminin tecellisini görebilmektedir. Daha engin bir tefekkür şüphesiz Cenab-ı Allah’ın isim ve sıfatlarının çiçekler üzerindeki tecellilerini görmeyi arttıracaktır.
Gelelim böceklere…
Dünyamızdaki her bir canlının tabiattaki denge ve ekosistemin devamı açısından büyük faydası vardır. Yeryüzünde yaklaşık bir milyondan fazla böcek türü mevcuttur. Bunların sadece 750’si bitkilere zarar vermektedir.
Geri kalanlarsa onların tozlaşma için ihtiyaç duyduğu türlerdir. Yani böceklerin asli görevi bitkilerin tozlaşmasını sağlayarak dünyadaki hayatın devamlılığını korumaktır.
Mesela bir böcek olan balarısının poleni, zehri ve balı pek çok hastalığın tedavisinde önemli rol oynamaktadır. Arı balı, bakteri teşekkülünü engeller. Arı zehri günümüzde kanser hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaç yapımlarında sık kullanılmaktadır.
Arıların en büyük faydalarından birisi, bahar mevsiminde ağaç ve çiçeklerin üreme faaliyeti için tozlaşmayı gerçekleştirmesidir. Böylece arılar, 130 bin farklı bitki türünün çoğalmasını sağlamaktadır.
Albert Einstein, arıların önemini şu sözleriyle vurgulamıştır: “Eğer arılar yeryüzünden kaybolursa insanın sadece 4 yıl ömrü kalır. Arı olmazsa tozlaşma gerçekleşmez; bitki, hayvan ve insan olmaz.”
Demek çiçek-böcek varlığı ve dengesi; dünya ve insan için hayati önem taşımaktadır. Risale-i Nur velev ki sadece çiçek- böcek edebiyatı da olsa dünya hayatının devamına ve Cenab-ı Allah’ın muhteşem kudret tecellilerinin ortaya çıkıp bilinmesine hizmet etmektedir. Esma talimidir. Sırf böyle bir netice için bile okumaya değmez mi?
Benzer konuda makaleler:
- Corona virüs musibetinin hikmetleri ve manevi tedbirler
- Peygamber efendimizin iletişim tekniği
- DNA ve genetik kotların Risale-i Nurdaki yansımaları
- Sağlık Bilimleri ve Risâle-i Nur –
- Terörün çözümü Bediüzzaman’da
- Yapay zeka ile inanç üzerine bir konuşma
- Baharın zikridir çiçekler
Hüseyin Bey yazılarınızı büyük ve dikkatle takip ediyorum kaleminize yüreğinize sağlık inşallah
Çicek ve Böcekten Rabbim bahsederken insana ne olmuş ki, basit ve küçük görür.Vaa esefa vaaa hasretaaa.