Çin´e ilahi ikaz mı?

Yeni tanıştığımız Doğu Türkistan’lı orta yaşlı bir hacıyla sohbet ediyorduk. Kendisi ülkemize göç etmiş… Evlenip çoluk çocuğa karışmış… Türkiye’de mutlu ama içi buruk… Çünkü hicret sebebinin “Çin” zulmü olduğunu söylüyor…
İşin üzücü boyutu Doğu Türkistan’da bıraktığı iki kızı aklına geldikçe burukluğu bir kat daha artıyormuş.

Sebebine gelince: Çin hükümeti sistematik olarak Doğu Türkistan’lı her genç kızı toplayıp, fuhuş mafyasının eline teslim ediyormuş. 14 yaşını dolduran genç kızların evlerinden zorla alınıp pis batağa atılması “devlet politikası” haline getirilmiş. Velev ki, Türkistanlı genç kız eve geri dönüyorsa, Çin askerleri o evi yakıyorlarmış. Bu yüzden orada canına kıyan genç kızların sayısı hayli fazla…
Bize bu acı gerçeği anlattıktan sonra şöyle diyor:
“Benim büyük kızım 14 yaşına basıyor. Aklıma geldikçe çıldıracak gibi oluyorum. Onu buraya nasıl getirebilirim, ne yapabilirim bilmiyorum. O yüzden tavaf esnasında bol bol dua ettim.”
Çin’deki büyük deprem haberini alınca acılı babanın sözleri aklıma geliverdi. Daha bunun gibi nice kederli ailenin “ah”ları mı bu faturaya sebep, bilemiyoruz.
Çin’in pençesi altında bulunan ülkede kim bilir ne zulümler oluyor dünyanın haberi yok.
Çin, 20. Yüzyıla İngiltere, Fransa, Almanya, Japonya ve Rusya gibi ülkelerden yediği darbelerle paramparça olmuş bir imparatorluğun kalıntıları üzerine girdi. 1950’nin başlarında iktidara gelen Komünist Parti ile birlikte Çin, korku rejimine dönüştü. Yüzbinlerce vatandaşını bile katletmekten çekinmedi. Çünkü tek tip insan istiyordu ve öyle de oldu.
Yıllar geçse de söz konusu komünist vahşetin hedefi Uygurlu Müslümanlar olan Doğu Türkistan… Çin’in en batı noktasında yer alan Doğu Türkistan, yaklaşık iki asırdır işgal altında… Özellikle son elli yıldır komünist Çin yönetiminin kanlı rejimi altında ezilmekte…. Halen Doğu Türkistan’da Çin Komünist Partisi tarafından, Çin’in hiçbir bölgesinde yaşanmayan boyutlarda şiddet ve baskı uygulanmaktadır. İşkence, idam, çalışma kampları, dini baskı Doğu Türkistan’da uzun yıllardır günlük hayatın bir parçası halinde artık.
Ama bu zor şartlara rağmen Doğu Türkistan’lılar dinlerinden taviz vermiyor.
Dönelim depreme.
Çin yönetiminin sözcüsü 7.9 büyüklüğündeki depremin oluşturduğu felakette son duruma göre yaklaşık 50 bin kişinin öldüğünü açıkladı. Şinhua yerel yetkililere dayanarak verdiği haberlerde 10 binden fazla kişinin hala enkaz altında olduğu kaydediliyor.
Bize düşen; bu ikazdan ders alabilmektir.

DENMARK KAFASI

Yer CHP teşkilat binası.
80 yaşında ihtiyar bir adam, CHP’li vekil Önder Sav’ın önünde iki büklüm eğilmiş sohbet ediyorlar. Muhabbet koyu.
CHP’li vatandaş CHP’li vekilden bir talepte bulunuyor. Diyor ki:
“Hacıya niyetlendim. Ayağım bir çukurda…”
Vekil Önder Sav, “Boşver, Araplara para kaptırma” diyor.
Vatandaş üsteliyor. “Niye, yaşım 80’e gidiyor.”
Sav kasıntılı haliyle seçmenine utanmadan, “Bakarsın Muhammed seni bırakmaz. Buraya göndermez, onun için sen bir şey yapma” diyor. (iha)
Gerekli cevabı zaten Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül vermiş. Ama her şeyden önce millet onlara gereken cevabı sandıkta verdi.

GÜNÜN SÖZÜ:

Büyük kişilerin iradeleri, zayıfların ümitleri vardır. (Çin Atasözü)

Benzer konuda makaleler:

• Bu zulüm bitsin artık
• Bir İslâm üniversitesi lâzımdır, çünkü…
• Medresetüzzehra ‘ırkçılığı’ da önler
• Yâ vekîl!
• Ukrayna orada, ya Arakan nerede?
• Her Hayrın Başı
• Bu nasıl hizmetkârlıktır?
• Sungur Ağabeyin müjdeli mektubu
• Bugün, oralarda sevinçsiz bir bayram var!
• Medresetüzzehra ırkçılığın panzehiridir