Çok kültürlülük öldü mü?

Almanya Başbakanı Merkel, kamuoyunun eğilimlerine uyarak, çoğulcu ve özgürlükçü yaklaşımını terk etmiş gibi görünüyor. Yapılan anketlere yansıyan görüşü tek cümleyle özetledi: “Çok kültürlülük öldü!”

Hıristiyan Demokrat Birlik Partisine mensup gençlerle yaptığı toplantıda farklı kültürlerden gelen insanların yan yana, mutluluk içinde yaşayacağı fikrinin işe yaramadığını ilân ediyor Merkel.

 

Bundan bir hafta önce yayınlanan bir ankette, ankete katılan Almanların üçte biri yabancıların ülke dışına çıkarılmasını isterken, yüzde 10’u da yeni bir ‘führer’ istediklerini beyan ediyordu. Sosyal Demokrat Partinin araştırma kuruluşu Friedrich Ebert Foundation’un yaptığı bu araştırmaya göre, Almanların yüzde 55’inden fazlası Arapların hoş insanlar olmadığını, yüzde 58’i Müslümanların dinî hayatlarına kısıtlama getirilmesi gerektiğini düşünüyor. Araştırmaya göre bu gibi görüşler artık yalnızca aşırı gruplara ait değil, halkın genelinin benimsediği görüşler haline gelmiş durumda.

İşte Merter de yükselen bu kamuoyu görüşlerine teslim olmuş gibi görünüyor. Şimdiye kadar entegrasyonu savunan, ancak aynı zamanda camilere de hoşgörü gösterilmesi gerektiğini dile getiren başbakanın tavrı, bu ülkedeki Müslümanlar için özellikle kaygı verici.

Halbuki Almanya’daki göçmenlerin büyük çoğunluğunu oluşturan Türklerin yeni kuşakları içinde eğitimli ve müteşebbis gençlerin sayısı hayli fazla.

Bundan on yıl önce iddia edildiğinin aksine, Almancayı bilen ve Alman kültürünün genel kurallarına saygı gösteren yabancıların da sayısı çok fazla. Elbette müreffeh bir ülkenin sosyal güvenlik sistemini istismar edip, çalışmadan yaşayanlar, türlü suçlara karışanlar da var. Ancak bu sayının Alman kökenlilerden daha fazla olduğunu düşünmüyoruz.

Merkez Bankası eski yöneticisi Thilo Sarrazin’in Müslüman göçmenlere hakaretler içeren kitabından dolayı görevinden alınmasına karşın, onun görüşlerinin bir çok iktidar mensubu tarafından benimsendiği iddiaları, Merkel’in bu açıklamasıyla güçlenmiş gibi görünüyor.

Halbuki aynı hükümetin çalışma bakanı Ursula von der Leyen, kalifiye eleman girişini kolaylaştırmak için ülkeye girişlerin kolaylaştırılması gerektiğini, zira 400 bin kalifiye elemana ihtiyaç olduğunu söylüyor.

Bize göre Merkel popülist bir politika izlemeye başladığının işaretlerini veriyor. Nitekim siyasal bilimci Gero Neugebauer, “şimdi yabancılara karşı konuşmak rağbet gördüğünden, politikacılar oy kazanacaklarını düşünerek popülist ve ırkçı görüşleri dile getiriyorlar” diyor.

Bütün dünyanın küresel köye dönüştüğü günümüzde, çok kültürlülük ve temel hak ve özgürlüklerden taviz verilmesini düşünmek bile hatalı olacaktır. Elbette entegrasyon, eğitim, istihdam gibi sorunlar olacaktır. Ancak bunların çözümü, ‘haydi size ihtiyacımız kalmadı, dönün ülkenize! Ülkemizin kalitesini düşünüyorsunuz” gibi saçma bir düşünce olmamalıdır.

Burada Almanya’da yaşayan Türklere de siyasal haklarına sahip çıkarak, siyasetçiye karşı oy güçlerini gösterme ve seslerini daha çok duyurma görevi düşüyor.

Umarız Merkel de popülist düşünceleri bir yana bırakıp, yeniden sağduyu içinde, geri dönüş olmayan çok kültürlü ve özgürlükçü anlayışı sahiplenir.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*