Hıristiyan Demokrat Birlik Partisine mensup gençlerle yaptığı toplantıda farklı kültürlerden gelen insanların yan yana, mutluluk içinde yaşayacağı fikrinin işe yaramadığını ilân ediyor Merkel.
İşte Merter de yükselen bu kamuoyu görüşlerine teslim olmuş gibi görünüyor. Şimdiye kadar entegrasyonu savunan, ancak aynı zamanda camilere de hoşgörü gösterilmesi gerektiğini dile getiren başbakanın tavrı, bu ülkedeki Müslümanlar için özellikle kaygı verici.
Halbuki Almanya’daki göçmenlerin büyük çoğunluğunu oluşturan Türklerin yeni kuşakları içinde eğitimli ve müteşebbis gençlerin sayısı hayli fazla.
Bundan on yıl önce iddia edildiğinin aksine, Almancayı bilen ve Alman kültürünün genel kurallarına saygı gösteren yabancıların da sayısı çok fazla. Elbette müreffeh bir ülkenin sosyal güvenlik sistemini istismar edip, çalışmadan yaşayanlar, türlü suçlara karışanlar da var. Ancak bu sayının Alman kökenlilerden daha fazla olduğunu düşünmüyoruz.
Merkez Bankası eski yöneticisi Thilo Sarrazin’in Müslüman göçmenlere hakaretler içeren kitabından dolayı görevinden alınmasına karşın, onun görüşlerinin bir çok iktidar mensubu tarafından benimsendiği iddiaları, Merkel’in bu açıklamasıyla güçlenmiş gibi görünüyor.
Halbuki aynı hükümetin çalışma bakanı Ursula von der Leyen, kalifiye eleman girişini kolaylaştırmak için ülkeye girişlerin kolaylaştırılması gerektiğini, zira 400 bin kalifiye elemana ihtiyaç olduğunu söylüyor.
Bize göre Merkel popülist bir politika izlemeye başladığının işaretlerini veriyor. Nitekim siyasal bilimci Gero Neugebauer, “şimdi yabancılara karşı konuşmak rağbet gördüğünden, politikacılar oy kazanacaklarını düşünerek popülist ve ırkçı görüşleri dile getiriyorlar” diyor.
Bütün dünyanın küresel köye dönüştüğü günümüzde, çok kültürlülük ve temel hak ve özgürlüklerden taviz verilmesini düşünmek bile hatalı olacaktır. Elbette entegrasyon, eğitim, istihdam gibi sorunlar olacaktır. Ancak bunların çözümü, ‘haydi size ihtiyacımız kalmadı, dönün ülkenize! Ülkemizin kalitesini düşünüyorsunuz” gibi saçma bir düşünce olmamalıdır.
Burada Almanya’da yaşayan Türklere de siyasal haklarına sahip çıkarak, siyasetçiye karşı oy güçlerini gösterme ve seslerini daha çok duyurma görevi düşüyor.
Umarız Merkel de popülist düşünceleri bir yana bırakıp, yeniden sağduyu içinde, geri dönüş olmayan çok kültürlü ve özgürlükçü anlayışı sahiplenir.
Benzer konuda makaleler:
- İslam ve Demokrasi
- Siyasal İslâm ve İslâmcılık
- Müflis Proje: KEMALİZM
- Terörün çözümü Bediüzzaman’da
- Frau Merkel kazanmamalı
- Tesettür düşmanlığı ve CDU
- Merkel’in ziyareti: Sağırlar diyaloğu mu?