Cüce Şubat da geldi

2021 senesi başladı derken, ne çabuk da bir ay geçip, ikinci ay olan Şubat’a gelmişiz.

Hem bir ay, hem de birinci ay olan Ocak ayı geçmiş. Onu tâkib eden, malûmunuz, Şubat ayıdır. Bu ay için, bazıları “cüce ay” tabirini de kullanır. Peki, niye cüce aydır?

Takvimler, dünyada çeşitli şekillerde kullanılır. Müslümanların takvimi ayrı, gayr-ı müslimlerin takvimi ayrıdır. Biz Osmanlı zamanında, Müslüman olduğumuz için Hicrî takvim kullanıyorduk. Fakat Tanzimattan sonra, Avrupa’nın, bizden olmayan bazı şeyleri alındığı gibi, Hicrî takvimimizin yanına, bir de, Rumî takvim sokmuşuz. Bunları başımıza saran, tanzimat hareketlerinin mimarı Mustafa Reşid Paşa’nın, Yahudi olduğunu söyleyenler de var.

Cumhuriyetten sonra da, bir başka Mustafa Paşa tarafından, Müslüman takvimi tamamen kaldırılıp, yerine gayr-ı müslim takvimi olan, Milâdî takvimi kullanmaya başlamışız. Hicrî takvim, İslâm Peygamberinin (asm), hicret gününü başlangıç tarihi olarak esas alırken, Milâdî takvim ise, evvelâ Yahudi kavmine gönderilen, ama sonradan Hıristiyanların Peygamberi olan Hz. İsa’nın (as) doğum gününü esas almaktadır.

Zaten ayların isimlerinde de, avâm tabiriyle, gâvurca kelimeler vardır. İşte, “cüce Şubat” da, bu isimlerin verildiği iki Romalı kral tarafından budanıp, bu cüce hâle getirilmiştir. Araştırmamıza göre, tarihte yaşanan şöyle bir hâdise, Şubat ayını bu hâle getirmiştir. Ansiklopedik malûmat şöyle: “July olarak bilinen Temmuz ayı, Julius Caesar’ın adını taşır ve 31 gün sürer. Caesar’dan sonra yaşayan bir başka Roma İmparatoru Augustus da, kendi ismini, bir aya verir. Ne var ki Ağustos (Augustus’un adından) ayının 30, Caesar’ın adını taşıyan Temmuz ayının 31 çekmesini haşmetine yakıştıramayan İmparator Augustus, kendi ismiyle söylenen ayın da 31 gün sürmesini emreder. Bunun üzerine astronomlar, senenin son ayı olan Şubat’tan bir günü alıp, Ağustos ayına ekler. Böylece 30-29 gün olarak dönen Şubat ayı, 29-28 gün olarak belirlenir.” İşte, “cüce Şubat’ın” meydana gelişi böyleymiş.

Bu ay içerisinde, çok mühim hadiseler zuhur etmiştir. Başta Hz. Hatice (ra) validemiz olmak üzere, meşhur bir çok zat; Evliyasından, Padişahından v.s. bir çok meşhur zat bu ayda vefat etmiştir. Diğer hadiselerde de bayağı bir insan olduğundan, satırları fazla işgal etmemek için, bizim âlemimizde mühim olanlara kısaca temas edelim.

Bir defa, bu seneki üç aylar, bu ayın 13’ünde başlayacak İnşâallah. Bir hafta kadar sonra da, Türk matbuat tarihine altın harflerle yazılacak düzgün, hem de düpdüzgün bir gazetenin neşir hayatına başlayış günü. 21 Şubat 1970’de Bâb-ı Âlî’de zuhur eden bu âlî gazete, bizim de ilk senelerinden beri yazmaya çalıştığımız Yeni Asya.

Baharın ilk müjdecisi, yavaş yavaş kışın soğuk yüzünden sıyrılmamıza vesile olan ilk cemre, 20 Şubat’ta havaya düşüyor.

Ve hatırlanmasını bile istemediğimiz ve keşke, o cüce Şubat’ın gadrine uğrayıp, bir gün sonrasına denk gelseydi de, dört sene de bir hatıralarımızda yerini alsaydı dediğimiz, 28 Şubat 1997 alçak ve hâin, ihtilâl bozuntusu.

Ayrıca, bu seneki Şubat ayında, bir hususiyet daha varmış. Bu seneki Şubat ayına, ” düzenli ay” diyorlarmış ve 823 senede bir böyle tevafuk ediyormuş. Onlar da; Her günden dörder adet, Pazartesi ile başlayıp, Pazar günü bitmesiyle, tam yedi günün tamamlanması.

Evet, kendisi cüce, ama dolu dolu hadiselere şahid olan bu Şubat ayı da, İnşâallah bu sene, hayırlarla yâd edilecek, güzel günlerin geçtiği bir Şubat olarak hafızalarımızda iz bırakır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*