Darbeler demokrasi ittifakıyla biter

Ne ideallerle iktidara gelip dünya zaafiyeti yüzünden bütün kazançlarını bir bir tükettikleri gibi, iflâs bayrağını da çektiler. En başta “beraber yürüdükleri” insanları harcadıkları yetmiyormuş gibi, en ufak bir eleştiri getirenleri de hain, terörist ilân ettiler.

“Düşmanını sık değiştiren, dostunu da sık değiştirir” sözü hayata geçerek, iktidarı sağlamlaştırdıktan sonra, darbecilerle nikâh masasına oturdular, ki bu süreçte büyük oyunlar oynandı. Bu nikâhla AKP mağduriyetlerle iktidara gelip, her kesimi mağdur eden bir siyaset içine girdi, ki din adına ortaya çıktığından milleti dine düşman etti. Çünkü para ve dünyalık feleklerini şaşırttı. Esad dostluğundan düşman Esad’e, bitsin bu hasretten örgüt başına, megri megri’den 6 milyon seçmeni teröriste, önüne kırmızı halılar serilen Müslim Salih’ten PKK işbirlikçisine, Ankara’da Kuzey Irak Kürdistan bayrağını açmaktan Barzani’yi dışlamaya, AB uyum yasaları sürecinden “heyt Avrupa”ya kadar kavga edilmedik kimse kalmadı neredeyse.

Bütün bu makas değiştirmeler; milletin beklentileriyle tamamen zıt, hatta millete ihanet, devletçi kodlara teslim olmakmış. Belki de Fevzi Çakmakla başlayan dindar kimlikli, ancak rejimin her türlü dinsizlik ve Süfyanist icraatlarına ses çıkarmayan, hattâ teşne olan bir anlayışın ürünü olsa gerek.

Bu güne kadar ya askerî darbelerle istenilen icraatlar yapılırdı ya da devletçi kodlarla iktidara gelenlerle.

İlk defa iktidarı bu kadar net yakalayan dindarlar, ajandalarını da ifşa etmiş oldular. Çıraklık ve kalfalık dönemlerinde iktidara tutunmak için yapılan müsbet icraatlar meğerse ustalık belgesini almak içinmiş. Bu belgeyle kendisine inanan dindar seçmeni de yanlarına alarak 28 senelik tek parti icraatlarına Rahmet okutturdular. Aynen 1920’lerde her kesimi kucaklayıp sonra bertaraf eden Selânik ekibi gibi…

ERGENEKON NİKÂHI

Ergenekon ekibine teslim olan ya da ajandası açılan AKP, aristokratların 1. Cumhuriyetine geri götürdü memleketi, hem de dindar kitle ve din sosuyla… Bu süreçte ne kadar devletçi/milliyetçi varsa bir araya geldiler. Aynen 1. Cumhuriyette olduğu gibi, bir yandan İngiliz, diğer yandan Sovyet siyasetine rücû ettiler.

17/25, çözüm süreci, Suriye savaşı toz dumanı içinde görünmeyen arka plan 15 Temmuz’la gün yüzüne çıktı.

Sonradan anlaşıldı ki 15 Temmuz’a giden yolda AKP’ye karşı bütün birleşe(meye)nler birleştirildi. Türkeş, Soylu, Bahçeli, Kurtulmuş, Perinçek ve Avrasya grubu. Tabiî bu süreçte AB, NATO ve Batının uluslar arası kuruluşlarına sırt çevrilerek Shangay beşlisi denilen Doğu Blokuna kapılar aralandı ki, devletçi kodlar devreye girdi. O kodların sözcüsü konumundaki Perinçek ve Avrasya ekibinin istikameti dogrultusundaki politikalarla, senelerdir ne emekler verilen ve bu sebeple Batı normlarını yakalama adına demokratikleşme paketleri bir bir hangara kaldırıldı.

MİT TIR’ları gibi devletin sırrını diye ifşa edenler hain ilân edilirken, herkesten evvel Aydınlık Gazetesi’nde manşet yapan ve daha bunun gibi ileri geri beyanat veren Perinçek ve ekibine dokunulmadı. Bu süreçte Perinçek Hükümete ayar veriyor, “Türk dış politikasını biz yönlendiriyoruz hükûmet de uyguluyor” ve daha önemlisi “Türkiye’de bir güç var, zaten o güç Erdoğan’ı hizaya getirdi” diyordu. (Ulusal Tv)

DIŞ POLİTİKADA BİDEN İZLERİ

Bu dönemde maceraperest Trump yönetimiyle inişli çıkışlı bir grafik izleyen iktidar, Rezza Zarrap, Halk Bankası dâvâlarında iş sürüncemede kalıyordu ki, Biden’in gelmesiyle pabucun pahalı olduğu anlaşıldı. Aylardır Biden’den telefon bekleyen Ankara’nın tedirginliği de bu yüzden.

Hukuk reformu, Batıya göz kırpma ve ABD’ye şirin görünme çabaları “neler oluyor” dedirtecek cinsten.

Tam bu minvalde 104 generalin gece yarısı bildiri yayınlaması (aslı whatsaap konuşmaları) ve Nurcu bilinen bir komutanın namazda sarıklı cübbeli resminin servis edilmesi tuhaf oyunların ve derin işlerin parçaları.

İnancımız odur ki; demokrasi galip gelecek ve darbe heveslileri başını kaldırmak değil, niyet dahi edemeyecekler. Zira hürriyete en çok muhtaç olduğumuz bir asırda sadece Demokratlar değil, hemen bütün partiler demokrat çizgiye gelmek zorunda. Ki emareleri şimdiden görünüyor; millet ittifakındaki irili ufaklı partiler zulüm ve haksızlıklar karşısında demokrasi ittifakında buluşuyor ve mecburlar.

İktidarın muhalefeti dizayn etme çabaları da bu yüzden…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*