Dekolte, taciz ve tahrik

Birileri bu ülkede çağdaşlığı alkol ve çıplaklık üzerinden değerlendirmekten ve ahkâm kesmekten zevk alıyor adeta.
 
Alkol karşıtıysanız ve alkol almıyorsanız siz peşinen gericisiniz. Hele de kadınların örtünmesini öngörüyorsanız yobazsınız.
Bu son derece sığ ve ilkel kural, sosyal hayatı öylesine etki altına almış durumda ki kimi dini bütün insanlar bile davetlerinde alkol ikram etmek gibi bir tenakuza düşmekten kendilerini alamıyorlar.

Başörtülü hanımlar hâlâ toplumun normal üyeleri konumuna yükselebilmiş değiller.
Çağdaş olmak istiyorsan alkol alacaksın ve ailendeki hanımlar en azından başörtülü olmayacaklar.
Eşleri başörtülü cumhurbaşkanı ve başbakanın memleketinde durum hâlâ böyle.
Yasal bir yasak, yok ama kelimenin tam anlamıyla bir mahalle baskısı söz konusu.
Birileri kendileri gibi olmayan, kendileri gibi düşünmeyen, kendileri gibi yiyip içmeyen ve kendileri gibi giyinmeyenlerle birlikte yaşama bilincinden yoksunlar.
Ötekine tahammül edemiyorlar.
Asıl sorun burada. Ötekine tahammül, ötekiyle birlikte yaşama bilinci. Ötekinin düşüncesine saygılı olma erdemi.
Bugün ülkemizdeki sorunların ve tartışmaların temelinde ötekine bu tahammülün bu bilincin ve erdemin noksanlığı yatmaktadır.
Bunun son örneğini CHP Konya İl Kadın Kolları dekolte konusunda yaptığı basın toplantısında sergiledi. Ve Orhan Çeker hedef tahtası haline geldi.
Konya SÜ İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Çeker gibi bir ilahiyatçı değil de herhangi bir sosyal bilimler dalında öğretim üyesi olan mesela sosyolog birisi, ‘“Dekolte ve erkekleri tahrik edici şekilde giyinen kadın tacize uğruyor ise tacize uğrayan kadın, tacizi yapan erkek kadar suçludur” deseydi aynı tepkiyle karşılaşır mıydı?
Hiç zannetmiyorum. Çeker hoca ilahiyatçı olduğu için kurduğu bu cümleyi dini bir yorum olarak değerlendiren çevreler hocadan ziyade dine karşı duydukları tepkiyi dile getiriyorlar. Tıpkı alkolü din yasakladığı ve tesettürü din emrettiği için karşı çıktıkları gibi.
Kaldı ki Çeker hoca dinî bir tespit yerine insanî bir tespit yapmış. Şu âyet ve şu hadiste böyledir de dememiş. Ama değil mi ki ilahiyat hocası vurun abalıya mantığıyla yükleniyorlar hocaya. Diyanet İşleri Başkanının söylediği gibi dekolte taciz için gerekçe değildir.
Dekolte ya da tahrik edici elbise giyeni taciz etmek gerekir gibi bir mantık genel olarak bütün erkeklere özel olarak da tacizin haram olduğuna inanan bütün mümin erkeklere hakarettir.
Gerekçe değildir, tamam, ama tahrik edici kıyafet kimi durumlarda tacize sebep olabilir.
Tahrik edici kıyafet erkeklerin dikkatini çekmez demek mümkün mü?
Hemen bütün dizi ve filmlerde erkeklerin plajlardaki kadınlara nasıl baktıkları ve bakmak için ne bahaneler ürettikleri sahnelerle dolu değil mi? Toplantılarda ve işyerlerinde dekolte giyinen hanımların erkeklerin dikkatini nasıl çektiğini ve hatta tahrik edici kıyafeti sebebiyle tacize uğradığını gösteren sahnelerle dolu değil mi?
Çeker hoca aslında eksik söylemiş. Tahrik edici elbise kadına taciz sebebi olmanın ötesinde erkeğe tacizin ta kendisidir.
Tahrik edici elbise giyinen kadınlara istisnasız bütün erkekler bakar. İnsanın doğasında vardır bu. Mıknatıs madeni nasıl çekerse bir bayan güzelliklerini sergileyince erkekler de ona öyle bakarlar, bakıyorlar.
Dekolte ve tahrik edici kıyafet giyen bayanlar kendilerine bakan erkekleri ‘Niye bakıyorsunuz?’ halleriyle taciz etmiyorlar mı? Mesela mini eteğiyle erkeğin karşısına oturup sonra da karşısındaki erkeği potansiyel tacizci yerine koyarak eteğini çekiştirme çabası erkeği taciz değil de nedir?
Batı toplumu için olmasa da en azından Türk toplumu için böyle.
İslam, toplum içinde dekolteyi de erkeği tahrik edecek kıyafeti de tacizi de yasaklar. İslam’a uyan uyar uymayanın sevabı da günahı da kendinedir.
Böyle durumlarda Müslüman’ın ölçüsü bellidir. Efendimiz aleyhisselama aynı durumu sormuşlar, buyurmuş ki:”Birincisi lehinize ikincisi aleyhinizedir.” yani böylesi bir durumdan kurtuluşunuz yok mutlaka görürsünüz. İlk görüşünüzde size bir günah yoktur ama döner de ikinci kez dikkatlice inceleyerek bakarsanız işte o aleyhinizedir.
Bu işin bir yönü. Bir de bu meselenin ifade özgürlüğü yanı var.
Bir üniversite hocası toplumun bütün değerlerine aykırı görüşleri bile dile getirebilir. Hatta anayasaya ve yasalara aykırı fikirleri bile öne sürebilir. Üniversite fikir özgürlüğünün beşiğidir. Bir milletvekilinin sahip olduğu kürsü dokunulmazlığına üniversite hocası fazlasıyla sahiptir. Başkaları da itiraz eder. Tartışılır.
Ama savcılık inceleme başlatmaz/başlatmamalıdır. Çeker hoca sıradan bir cümle kurmuş, hakkında hem YÖK hem de savcılık inceleme başlatmış.
Tek kelimeyle ayıptır, ayıp.

Resul Tosun, Yeni Şafak, 19.2.2011

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*