Demokrasi tutuklu, hürriyet mahpus, adalet Ömer’de: ekmek ipte

CB hükûmet sistemi gelince eko-nomi şahlanacak, kalkınma hızlanacak, Dolar 1 TL olacak, Türkiye uçuşa geçecek gibi vaadler ters teptiği gibi, o günden beri de dibe vurduk.

Yetmedi, koalisyonlar devri bitecek, bürokrasi hızlanacak, icranın elini kolunu bağlayan kurumlara ve kanunlara düzenleme getirilerek kamburlardan kurtulacaktı.

Vaadlerin aksine, referandumdan geçen 18 madde, dolaylı yoldan yüzlerce maddeyle ilintili olarak yasama, yürütme ve yargı saraya bağlandı.

Referandum öncesi boğazımızı yırttık; “gelin yanlış yapmayın, bu maddeler Türkiye’yi çıkmaza götürür. Hükûmet seçiminde gidin isteğiniz partiye oy verin, ancak bu yasalar bizi 3. Dünya ülkesi yapar.”

Verilen cevaplar; “Düşman okları nereyi gösteriyorsa biz ordayız. Reisimiz yanlış yapmaz” diyerek hamasetçe gidip oy verdiler. Aynen 12 Eylül referandumunda bizi komünistlerle iş birliği yapmakla suçladıkları gibi, uzağından geçmeyeceğimiz partilerle işbirlikçi ilân ettiler. Ettiler de n’oldu? 12 Eylül’de aldıkları büyük vebali sanki onlar taşımamış gibi, 2010 referandumunda mezardakilerden o yasalarını kaldırmak için oy istediler. Tarih ibret almak içindir, aynı yanlışları tekrar etmek için değildir.

Çoğu zaman olduğu gibi, hamaset siyasetine kanan seçmen, bu günkü sarmalın baş mi-marlarıdırlar. Gelinen noktada; dolar 8, Euro 9,40 TL. Enflansyon zorlama hesaplarla bile çift hanede. İşsizlik oranları (veriler ters yüz edile- rek, milletle alay edercesine düşük gösterildiği halde) tehlike sınırında. Bağkur emeklisi, dul ve yetim maaşları 100 Euroya dayandı. Çok değil bir kaç sene evvel maaşlar 300 Euro civarındaydı ki, yoksulluk sınırının kaç kat altında bir gelirle yaşayan o zavallı insanlara reva görülenler tam bir işkencedir. (Tabiî damat, dolarla mı maaş alıyorsunuz demezse…)

Adalet deyince evvelâ hakça paylaşım gelir. Sosyal devletin var oluş gayesi insanı yaşatmak ve gelir adaletini sağlamak. Hele ki ağalara veri- len, peşkeş çekilen rant ve ulufeler hesap-landığında açlıkla talim edilen ve hizaya getirilen insanıma yapılan zulmün katmeridir.

3. DÜNYA SİYASETİ

Tabiî tek adam rejiminin gelmesiyle demok-rasinin olmadığı memleketler de, liyakat yerine önemli mevkileri nasıl kızı, damadı ve eşine teslim ediliyorsa, bizde de memleketin her meselesinin anahtarı olan Hazine ve Maliye Bakanlığı damat Albyarak’a teslim edildi. Türkiye ekonomisi 16 Nisan’dan ileriye gitse ve liyakat olsa kimsenin aklına damatlık gelmeyecekti belki de. Ancak ekonomi gemisinin su almaya başlaması ve SOS verdiğinin göstergesi olan ekmek askıya çıkınca, haklı olarak feveran etmeye başladı millet.

Hayırseverlerin ihtiyaç sahiplerine infak etmesi bu milletin eskiden beri alicenap-lığının bir tezahürüdür. Fakat milleti bir ekmeğe muhtaç etmesi, sonra da onu reklâm etmesi sosyal devletin kârı değildir.

Ancak, AKP hükûmeti her vesileyle bu tarz afişleri hep kullanıyor ki makarna ve kömür dağıtmaları seçimlerin vazgeçilmezi oldu.

Yine Giresun’daki sel felâketinde pandemiye rağmen mesafesiz bir halka hitab eden CB’nin 200 gramlık çay poşeti dağıt-ması ise ayrı bir garabet.

Esasen 3. Dünya ülkelerinde halk çok fakir, azınlıklar da çok zengin. Sanki o zenginler fakir halkı yukarıya bağlamak için var. Seçimler ise yüksek oranda iktidara çıkıyor hep. Acaba bu fakirleştirme bir siyaset mi diye akla gelmiyor değil!

Netice olarak…

Esnaf borcunu ödeyemezse iflâs, şirketler konkordato, ülkeler ise moratoryuma gider.

Maalesef Türkiye moratoryuma doğru gidiyor. Dış borç bulması lâzım bu şartlardaki çok zor. Zira kredibilite düştü ve gösterecek sermaye de kalmadı.

Ancak hükûmete bakınca biz dünya şampiyonuyuz neredeyse.

Trajikomik bir “inci”:

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un, “2019 itibarıyla ülke- mizde uygulanan asgarî ücretin Bulgaristan, Yunanistan, Polonya, Macaristan, Romanya, Portekiz gibi daha birçok Avrupa Birliği ülkesini geride bıraktığını görüyoruz, demez mi?

Birisi sayın bakanı uyandırsa, artık son du-rağa geldik. Demokrasiden başka çıkış yok.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*