Demokrasinin önündeki son engel

SİYASET GÜNLÜĞÜ

altII. Meşrutiyet ilanı sonrası Bediüzzaman sahaya iner.

Doğuda millete meşrutiyeti anlatır.

Bilhassa aşiretlere.

Orada sorarlar:

Tarif ettiğin meşrutiyetin ne miktarı bize gelmiş ve ne için bütün gelmiyor?”

Ümitsizlikle yoğrulmuş bu soruya cevap verir:

Ancak on kısımdan bir kısmı size gelebilmiş.”

Zira” der, sizin şu vahşetengiz, cehâletperver husumetefzâ olan sarp dağ ve derelerinizdeki vahşet ayılarından, cehâlet ejderhasından, husumet kurtlarından bîçare meşrutiyet korkar, kolaylıkla gelmeye cesâret edemez.”

Üç önemli engele işaret eder.

Birincisi “vahşet ayıları”…

İkincisi “cehalet ejderhası”…

Üçüncüsü ise “husumet kurtları”…

Bu üç engel ise korkulardan, cahillikten ve düşmanlıklardan beslenmekte…

Bu üç tabir aynı zamanda üç siyasi akıma da işaret ediyor.

Çünkü “ayı” Rusların sembolüdür.

Ruslar ise “sol akımların” temsilcisidir.

Demokrasi önünde en büyük engel de bunlar olmuştur.

Cehalet ejderhasıise doğrudan “Dini ve kutsal değerleri siyasete alet eden” siyasi akımı tanımlıyor.

Husumet kurtlarıise sembol üzerinden ırkçılık ekseninde siyaset yapan akıma” işaret ediyor.

Öyle değil mi gerçekten?

Şöyle bir dönüp yakın siyasi tarihe bakalım.

Demokrasi önündeki en büyük engel bunlar olmamış mı?

Bediüzzaman’ın daha bu akımlar ortaya çıkmadan misal yolu ile yaptığı teşhis ne kadar da doğru değil mi?

Yaklaşık yüz yıllık demokrasi tarihimiz tam da bu fikirleri doğrular mahiyette.

Peki geldiğimiz noktada durum ne?

Bu gün için bu engeller tam olarak ortadan kalkmış mı?

Yani tam demokrasiye geçebildik mi?

Elbette ki hayır…

Çünkü Bediüzzaman son bir engelden daha bahsediyor, o cevapta:

Diyor ki, O nâzik meşrutiyet, İstanbul havâlisindeki yılanlardan kurtulsa, şu uzun mesâfeden geçmekle, cehâlet gibi müthiş bataklığı, fakr gibi mütevahhiş kıraçları, husumet gibi gâyet keyşer dağları katetmekle beraber, eşkiyaya rast geçecektir.”

İşte son engel bu.

Eşkıya engeli…

Hem şehir eşkıyası, hem de dağ eşkıyası…

Eşkıyanın günümüz tabiri “Terör ve teröristtir.

Demek ki demokrasi önündeki son engel bu olacak.

Öyle değil mi gerçekten?

Bu gün haksız ve hukuksuz uygulamaların çoğu terör ve terörist bahanesi ile yapılmıyor mu?

Doğuda devam eden terör belası ülkenin maddi ve manevi yapısını bozmadı mı?

Evet…

Derin devlet denen gizli yapı terör bahanesi ile ayakta duruyor.

O derin yapılar terörü üretiyor, sonra da üzerine gitmek bahanesi ile tüm toplumu baskı altına alıyor.

12 Eylüller, 28 Şubatlar, 15 Temmuz sonrası yapılanlar…

İnşallah artık bunların da sonu geliyor.

Yakın bir gelecekte bu eşkıya engeli de ortadan kalkar.

Ve demokrasi yolu tamamıyla açılmış olur.

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. Hocam yorumdaki zorlamayı hissettim. Bugünkü Rusya sol akımları temsil eder mi,sorusu yorumdaki zorlanmayı hissettirmiş olmalı. Üslubun tatlı… Devam dualarımla.

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*