Bir partiyi iktidara taşıyan ve iktidarda tutan lider değil, partinin felsefesi, vizyonu ve misyonudur.
Felsefesi hürriyet, demokrasi, insan hak ve hürriyetlerinin kullanımı, hukukun üstünlüğü, halka hizmet, sınaî ve iktisadî kalkınma ve meşveretin hâkimiyeti olursa ve bunu seçmenlere güzel şekilde anlatırsa iktidar olur. Bunu devam ettirirse iktidarda kalır.
Lider olmak isteyenler partiyi geliştiremezler, toplumun ihtiyacına cevap veren bir parti kendi liderini de oluşturur. Partinin felsefesine hizmet eden, istişare ve organizasyonu başarılı şekilde gerçekleştiren kimseye lider denir. Lider bunu tek başına değil, liyakatli insanları seçerek oluşturduğu çekirdek kadro ile başarır. İşlerin ehline veren lider onların başarıları ile lider olur. Özellikle günümüzde kurumsal yapıların öne çıktığı için bu yapıyı ve sistemi başarı ile oluşturan, kurulları ve kurumları çalıştıran liderler başarılı olurlar.
Osmanlı’nın 3 Kasım 1839 Tanzimat Fermanı ve 23 Aralık 1876 Kanun-i Esasî’nin kabulü ve Meşrutiyetin ilânından itibaren hürriyetçi ve demokrat misyon gelişerek nihayet 1908’de Ahrar-ı Osmaniye Fırkası olarak meydana çıktı. Ama ne var ki istibdadın çeşitli şekillerde devamını isteyenler hürriyetçilerin gelişmesini istemediler. Çıkardıkları kargaşa ve darbelerle ve özellikle 31 Mart 1325 (13 Nisan 1909) kalkışması ile Ahrarlar’ı mesul tutarak 30 Ocak 1910’da kapanmasını sağlamışlardır.
Avrupa’ya açılan Jöntürk’lerin Yeni Osmanlılar hareketi 4 Şubat 1902’de Paris’teki Kongresinde Prens Sabahattin ekibi ile beraber İttihat ve Terakki’den ayrılarak Ahrar Fırkası’nın kurulma çalışmalarına başlamıştır. Programında “Hürriyetin ilân edilmesi, Millet Meclisinin açılması, Mutlakıyet döneminde işlenen hataların telâfi edilmesi için Kanun-i Esasî’nin hükümlerine uyularak seçimlerin yapılması ve kanun hâkimiyetinin tesisi” vardı.
Askeriyede ve Tıbbiyede eğitim görerek teşkilâtlanan İttihat ve Terakki Cemiyeti üyeleri ise merkezî otoriteye dayalı ve komitecilikle hareket ederek meşrutiyet ve hürriyet adına istibdadın bir başka şeklini devam ettirme kararlılığı içinde idiler. Prens Sabahattin’in temsil ettiği Ahrarlar ise “Teşebbüs-ü Şahsî ve Adem-i Merkeziyet” görüşü ile her şeyin açık ve şeffaf yürütülmesini istiyordu.
Osmanlı Ahrar Fırkası 14 Eylül 1908’de, Prens Sabahattin’in önderliğinde “Teşebbüsü Şahsî ve Adem-i Merkeziyet Cemiyeti” çatısı altında liberal Jön Türk kanadı tarafından kuruldu. Prens Sabahattin, kendisine teklif edilen parti başkanlığını kabul etmedi, ancak girişimi destekledi. Fırkaya resmî bir başkan seçilmedi. Partinin kurucuları: Nureddin Ferruh, Ahmet Fazlı, Kıbrıslı Tevfik, Nazım, Şevket, Celalettin Arif, Mahir Said, Dr. Nihat Reşat, Tahir Hayreddin, Ahmet Samim Bey, Damat Salih Paşa, Fazıl, Mabeyinci Reşit beyler olarak görülmektedir.
Parti programı, kurucu üye Nurettin Ferruh Bey tarafından hazırlandı. Ahrar Fırkası hürriyetçi ve liberal politikaları esas almıştır. Bediüzzaman Said Nursî 1890’larda “Ahrar” diye tanımlar.1 Jön Türklerin ekserisi, hamiyet dâvâsında dürüst ve samimî kimselerdir der. Nursî, aynı eserinde, 1892’de Mardin taraflarında tanıma fırsatını bulduğu Jöntürkler için “Tâ o vakitte anladım; ekser Ahrarımız mutekid Müslümanlardır” der.
Osmanlı Hürriyet hareketini başlatanların başında Namık Kemal, İbrahim Şinasî, Ali Suavî, Ahmet Cevdet Paşa, Ziya Paşa, Ahmet Rıza, Abdullah Cevdet, Prens Sabahattin, Yusuf Akçura, Resneli Niyazî, Babanzade Ahmet Naim gibi aydınlar vardır. Namık Kemal’in hürriyeti destanlaştıran “Hürriyet Kasidesi” şiiri ile “Rüya” başlıklı makalesi, Üstad Bediüzzaman’ın “Hürriyete Hitap” nutukları arasında da muazzam bir mana ve muhteva paralelliği bulunmaktadır.
Said Nursî, 16-17 yaşlarında (1892) Mardin taraflarında olduğunu ve burada iken Namık Kemâl’in “Rüya” isimli makalesini okuyup çokça istifade ettiğini, aynı zaman zarfında hürriyetin manası ile siyasetteki “muktesit meslek/vasat yol” hakkında ciddî malumat sahibi olduğunu gayet açık bir surette beyan ediyor.
Ahrarların temsil ettiği demokrat misyon Demokrat Parti olarak 1946’da tekrar dirilmiş ve 1950’de halkın desteği ile iktidar olmuştur.
Dipnot:
1- Münazarat, s. 125.
Benzer konuda makaleler:
- Sorulara cevaplar (2)
- Altılı Masa ve Demokrat Parti
- Öncü bir demokrat: Prens Sabahaddin
- Millet özledi seni durma gel artık
- Bediüzzaman’ın keşfettiği Ahrar-Demokrat bağlantısı…
- Ahrar-ı Osmaniye Hareketi
- Ahrar Fırkası Demokratlar olarak dirildi
- Sorulara cevaplar (3)
- Demokratlar ayağa kalkmalı
- Bediüzzaman İttihad ve Terakki’yi neden destekledi?
İlk yorum yapan olun