Demokrat Parti ve demokrasinin ayak sesleri

Halk Partisi iktidarından, olumsuz tutum ve davranışlarından bıktırılan halk, demokrasinin ayak sesleri olan çok partili bir sisteme geçmek yoluyla Halk Partisi’nin zulmünden kurtulmak istiyordu.

Yıl 1946… 21 Temmuz 1946 günü genel seçimlerin yapılacağı kararı alınmıştı. Bu vaziyet Cumhuriyet döneminin de ilk defa çok partili hayata geçişi olacaktı.

7 Ocak 1946’da Adnan Menderes genel başkanlığında, Celal Bayar, Refik Koraltan, Fuat Köprülü gibi kurucu isimler; Demokrat Partinin öncülüğünü yaparak partiyi kurar ve seçimlere girmesi böylece sağlanmış olur. Bu oluşumun arkasındaki en büyük destek halkın gücüydü. Halk, demokrasi yolunda atılan en önemli adımlardan biri olarak gördüğü Demokrat Parti’yi destekleyerek 14 Mayıs 1950’de iktidara taşımıştır.

Said Nursî Hazretleri’nin teveccühü

Büyük milletin içinden çıkan mana sultanı Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri de yıllarca Halk Partisi’nin zulmüne uğrayanlardandır. Halk Partisi Dönemi’nde akla hayale gelmeyen zahmet ve meşakkatlere maruz bırakılan Said Nursî Hazretleri, yazdığı eserlerinde hürriyet ve demokrasiyi öne çıkarmıştır. Bediüzzaman, Menderes ve hareketine destek vermiştir. Said Nursî ve Menderes alâkadarlığını Emirdağ Lahikalarını okuyarak anlayabiliriz.

Demokrat Parti dönemi

Demokrat Parti, milletin teveccühünü kazanarak iktidara gelmiştir. Menderes ve arkadaşları iktidara geldikten sonra bir taraftan Halk Partisinin yaptığı tahribatları tamire, diğer taraftan ülke faydasına kalkınmayı esas alan projelere imza atmakla işe başlamıştı. 20 Mayıs 1950’de kabinesini kurarak Meclis’e sunan Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşlarından oluşan Demokrat Parti iktidarında, ülkeye kazandırılmak istenen güzel ve faydalı hizmetlerden bazılarını iktidarın ilk günlerinde, “Neler yapacağımızı bu toprak haykırmaktadır” diyerek şu veciz ifadeleriyle dile getiriyordu:

“Medeni bir ülkede olması gerekenlerden eksik ne varsa hepsini sırayla yapacağız. Köye yol, su götüreceğiz. Toprak verimsiz. Artırma çareleri arayacağız. Topraksız köylüye toprak vereceğiz. Ev yok, çimento sanayi ve gıda yok. Başta şeker sanayisi kuracağız. Giyecek az, mensucat fabrikalarını genişleteceğiz, arttıracağız. Elektrik yok, santraller yükselteceğiz. Okul yok, yapacağız.” (R. Şükrü Apohan, Öteki Menderes, Timaş, s.94)

İktidardayken ağır muhalefete rağmen, söylediği ve düşündüklerinin çoğunu iktidarında bu ülke ve insanı hayrına gerçekleştirdiğini zaman göstermiştir. Rahmetli Menderes ülkenin hayrına olan birçok kalkınma hususuna önem verip bunları gerçekleştirdiği gibi, manevi alanda da büyük bir hizmet vererek Ezan-ı Şerif’i aslına rûcu ettirerek okunmasını sağlamıştır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*