Denktaş’tan Talat’a, adada manevî hayat

KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı rahmetli Denktaş, 1987’de Yeni Asya Yayınlarında çıkan Kur’ân’dan İlhamlar kitabı için yazdığı girişte, kendi çocukluğunda aile ve okulda din eğitimi verildiğini, sonra İngiliz okuluna geçilmesiyle bu eğitimin mânâ ve maksadından çok şey kaybettiğini, akabinde de büsbütün kalktığını anlatırken adada hükümetlerin gelip gittiğini, ama din eğitiminin sürekli ihmal edildiğini vurgulayıp, şöyle demişti:

“Okullarda din dersi? İmam hatip kadro açığını dolduracak bir imam hatip lisesi? Bunlar sanki kuma dökülen su—eğilen, ele alan, düşünen yok!”

Dini öğrenmek isteyenlerin “gerici, laiklik düşmanı” ilân edilmesini eleştiren Denktaş, “Laiklik okullarda din dersi verilmesine müsait mi?” şamatasıyla yılların boşa geçirilmesinden yakınmış ve şu ifadelerle konuyu bağlamıştı:

“Bu yol çıkış yolu değildir. Evvelâ laikliği bilelim, sosyal bir mesele haline gelmiş olan din tedrisatı konusuna ciddiyetle eğilelim. Allah sevgisi ve Allah korkusu ile silâhlanmış imanlı bir gençlik istiyorsak, bu konulara yüz çeviremeyiz.”
Köprü dergisinin Aralık-1985 sayısına kapak olan mülâkatında da şöyle demişti Denktaş:

“Meslek okulu olarak imam hatip okulu açılması için uğraş verdim. Demokratik ve kuvvetler ayrılığına dayalı bir sistem içindeyiz. Bunu hükümetlerime kabul ettiremedim. ‘Memleketin imam hatip eksikliği var madem ki, bunları yetiştirinceye, bu ihtiyacı dolduruncaya kadar bu okulu açalım’ dedim. Bu uğraşı hâlâ vermekteyiz. Olur ve olacak kanaatindeyim. Gene geliyor, ‘Efendim, bütçede para yok’ meselesine. Esası isteksizliktir, ama oraya dayatılıyor.”

Ve ne yazık ki, dediği gibi, onun bu ısrarlı ve yoğun gayretleri esas itibarıyla bu “isteksizlik” engeline takılmış; bunun üzerine tek başına da olsa “birşeyler yapma” çabası içine girmişti.

Peş peşe kaleme aldığı ve Yeni Asya Yayınları tarafından neşredilen Gençlere Öğütler, Saadet Sırları, Kur’ân’dan İlhamlar, Yarınlar İçin, İmtihan Dünyası ve Kalbimin Sesi adlı kitapları, bu gayretlerinin ürünü olarak ortaya çıktı. Türkiye’de de çok ses getiren ve büyük yankı uyandıran, hattâ “Ankara’daki birileri” tarafından—bizzat kendi ifadesiyle—“hesaba çekilmesine” sebep olan bu kitapları (Bkz. 19.1.12 tarihli ve “Denktaş’a irtica baskısı yapanlar kimlerdi?” başlıklı yazımız), adada gençlere bol bol dağıttı.

Dahası, Yeni Asya Yayınlarının Lefkoşa’da düzenlediği bütün kitap sergilerine sahip çıktı, bizzat açılışlarını yaptı ve kitaplarını imzaladı.

Onun bu samimî gayretleri adadaki diğer etkili ve yetkili kesimler tarafından paylaşılıp desteklenmiş olsaydı, KKTC’deki manevî hayat bugünküne kıyasla olumlu anlamda herhalde çok daha farklı, zengin, güçlü ve tatminkâr olurdu…
***
Talat: İmam konusunu çözmeliydik

Bunları hatırlatmamızın sebebi, Denktaş’ın önde gelen siyasî muhalif ve rakiplerinden, KKTC’nin ikinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın, Kadri Gürsel’e verdiği mülâkatta din eğitimine ilişkin özeleştirileri (Milliyet, 18.6.12).

Gerçi Talat bunları sadece “din adamı eksikliği” bağlamında, onunla sınırlı olarak söylüyor:

“İmamlar meselesi bizim kanayan yaramızdır ve çözülememiş olmasının nedeni soldur. Cenaze namazı kıldıracak bir Kıbrıslı Türk imam yok. Bunu biz çözmeliydik. Altı yılda yapabilirdik. Takıntılarımıza boğulduk ve yapamadık.”

Bu gecikmiş itiraf ve özeleştiri, dileyelim ki, senelerce Denktaş’ın uyarı ve çağrılarına duyarsız kalan ve kendi iktidar dönemlerinde de konuyla ilgilenme gereği duymayan KKTC soluna meselenin önemini fark ettirip, bu duyarsızlıktan vazgeçme irade ve kararlılığını kazandırsın.

Ve halen görevde olup bu konularda duyarlı olduğunu düşündüğümüz 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nu da, gecikildikçe faturası daha da ağırlaşan bu son derece hayatî ve önemli konuda bir an önce harekete geçmeye sevk etsin.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*