Ders Salih Çökren’den, yazısı bizden

Hastalığı esnasında 15 Kasım 2019’da evinde ziyaret ettiğimiz ve 8 Ağustos 2021 günü Hakk’ın rahmetine kavuşan Salih Çökren Ağabeyi, kendi ağzından bir “ihlâs” dersi hatırasıyla yad etmiş olalım.

Çok mühim ve mukaddes iki noktaya geliniz hep beraber nazar edelim. Bütün amellerimizde “rıza-i İlâhî”nin nasıl elzem ve esas olduğunu ibadet ruhuyla ve iman gözüyle müşahade edelim.

Risalelerdeki “sırr-ı ihlâs”ın sırlarından iki sırra daha ruhen ve fikren olabildiğince nüfuz edelim.

Üstâd’ın lisanında sırlarıyla ve hakikatleriyle billurlaşan “ihlâs”ın iki sırrının daha âlemimizde inkişaf etmesini kim istemez ki?

Bu sırlı noktalara “hasr-ı nazar”, sizi bilmem, ama şu âcizin âleminde yenidir.

Avrupa’da 2015 Ahlen Bahar buluşmasında nurlu ve huzurlu bir mekânda İhlâs Risalesi’nden ders yapılırken bu noktalar cemallerini şahs-ı manevimizin kemal aynasında gösterdiler.

Ders kürsüsündeki Salih Çökren; daha önce bir ekip halinde bu Risaleyi anlamaya çalıştıklarını beyan ettikten sonra, soru-cevap metoduyla bazı yeni noktaların kendilerinde inkişaf ettiğini, bunları da hazirun ile paylaşmak istediğini ifade etti.

Ekip halinde bu Risaleyi anlamaya çalışırlarken şöyle bir soruyu da biribirlerine sormuşlar:

– Acaba, meali “Allah için namaza durup kıyamda bulunun” olan âyet-i kerime, bu Risale’nin başına niçin alınmış?

Bu ihlâs dersinin namazla olan irtibatı ne olabilir?

Ekip halinde bu Risaleyi anlamaya çalışanlar, karşılıklı müzakerelerden sonra bazı hususlarda hemfikir olmuşlar.

 

Onların hemfikir olduğu bir noktanın, zihnimde yer eden mânasını kalemin ucuna gelen kelimelerle yazıya döküp kıymetli tefekkürünüze havale edeyim:

Bu Risale’nin başında meali “Allah için namaza durup kıyamda bulunun” olan âyet-i kerime bize âdeta şunu ihtar ediyor:

– Nasıl ki, Allah’tan başkası için namaza durmuyorsunuz, namazı sadece Allah için kılıyorsunuz, namazda huzurda iken, başka huzurlara, başka teveccühlere bakamıyorsunuz; dünyevî, şahsî ve hissî hiçbir şeyi o huzura bulaştırmıyorsunuz..

İşte bütün amellerinizde ve bilhassa bu hizmet-i Kur’ânîyenizde sadece rıza-i İlâhîyi gözetip, hep huzur-u İlâhîde olduğunuzu unutmamalısınız. Başka teveccühleri ve menfaatleri amelinize illet etmemelisiniz.

Zaten Üstad Hazretleri, ihlâsı kazanmanın ve muhafaza etmenin bir sebebi olarak; “..Hâlık-ı Rahîmin hazır, nâzır olduğunu düşünüp, O’ndan başkasının teveccühünü aramayarak, huzurunda başkalarına bakmak, medet aramak o huzurun edebine muhalif olduğunu düşünmekle o riyâdan kurtulup ihlâsı kazanır.” 1 buyuruyor.

Ne büyük bir sır, ne büyük bir hakikat ve hususîyet ki, Nur mesleğinin esası ihlâsa dayanır.

Bir diğer mühim sır ve hakikatı da, İhlâs Risalesi’nin sonundaki duâda görüyoruz.

“Allah’ım İhlâs Sûresi’nin hakkı için bizi kendi iradesiyle ihlâslı olan ve Senin ihlâslı kıldığın kullarından eyle, âmin.”

İhlâsı kazanmış kimselere muhlis denilir. İhlâsa erdirilmiş kimselere de muhlas denilir.

Yani “muhlis” olan ihlâs sahipleri, her zaman ihlâs çizgisinden çıkma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ama “muhlas” sırrına erenler, Allah’ın (cc) hususî koruması altındadırlar. 2

Kur’ân’da hem “muhlis”, hem de “muhlas” tabiri geçmekte ve âlimler tarafından bunların farklı olduğu bildirilmektedir.

Demek ki, bir büyük ihsan-ı İlâhî de, kulun son nefesine kadar ihlâslı kalabilmesidir. Yani Erhamürrahimin tarafından ihlâsa erdirilmiş olmasıdır.

Cenab-ı Hak, “muhlas” kelimesinin geçtiği âyet-i kerimede Hazret-i Yusuf için şöyle buyuruyor:

“.. Çünkü o, ihlâsa erdirilmiş kullarımızdandı.” 3

“Cenâb-ı Erhamürrâhimînden bütün Esmâ-i Hüsnâsını şefaatçi yapıp niyaz ediyoruz ki, bizleri ihlâs-ı tâmma muvaffak eylesin. Âmin.”

Dipnotlar:

1- bkz. İhlas Risalesi
2- bk.Yusuf Sûresi 24. ayetinin tefsiri.
3- Yusuf, 12/24.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*