“Dershane” tartışmaları

alt

30.11.2013 – 08.12.2013 tarihleri arasında Konya’ da düzenlenen Konya Kitap Fuarı’ na Yeni Asya Gazetesi yazarlarından İslam Yaşar da katıldı.

Sayın Yaşar; KonTV’ de hazırlanan 4.Boyut isimli programın konuğu oldu.

İslam Yaşar, katıldığı programda son günlerde gündemi meşgul eden dershaneler konusunda  düşüncelerini izleyicilerle paylaştı.

* Dershaneler Türkiye’nin bir gerçeği. Hükümetin dershaneleri, zaruretten doğmuş bir gerçek olduğunu görmesi lazım. Hükümet ve dershaneler kendi haklılıklarını birbirine empoze etmeye çalışmak yerine, karşısındakini suçlamak yerine, bundan istifade etmek isteyen bazı mihraklara zemin hazırlamak yerine bir araya gelip konuşmalı, Türkiye gerçeğini nasıl faydalı hale getirebilirizi tartışmalılar.

* Dershanelerin nasıl bir tamamlayıcı yönü var, bunun eğitimle ilgili yönü hakkında dershanelerin varlığını kendi okullarının yetersizliğine bağlayarak, dershaneleri kapatarak kendi okullarını yeterli hale getirmek istiyor. Bu bir çözüm yolu değil. Dershaneleri kapatmak çare değil. Dershanedeki öğretmen zeki öğrencileri kendi dershanesine çekmeye çalışırken, okuldaki öğretmen kendi okulunda tutmaya niye çalışmıyor. Önce milli eğitimin kendi okullarını yeterli hale getirmesi, daha sonra da velileri ikna etmesi gerekiyor. Bugün dershaneleri ortadan kaldırırsın yarın başka bir problem ortaya çıkar.

* Milli eğitim okullarını milletin ihtiyaçlarına cevap verecek hale getirmesi şart. Bakanlık kendini masaya yatırmalı. Eğitim sistemimizdeki aksaklıklar nelerdir, nerede eksiklikler var? Kendi eğitim açıklarını görecek, bu açıkları kapatınca veli dershaneye eğilimi azalacaktır.

* Tarih boyunca yasaklarla başarıya ulaşmış bir sistem yok. Tam tersine ikna ederek başarıya ulaşmış sistem var. Bediüzzaman “Medenileri ikna etmekle mükelleftir insan.” diye bir tabiri var. Medenileri ikna ederek bir noktaya getirebilirsiniz.

* Özel okullar dershaneye giden kapıyı kapatmıyor. Özel okullara giden çocukların ekseriyeti dershanelere gidiyorlar. Devlet, özel okullardan dershanelere gidişi de göz önünde bulundurarak özel okulların da bir çare olmadığını da görmesi lazım.

* Milli eğitim kendisini yenilemeli, tarzını yenilemeli, anlayışını yenilemeli, sistemini yenilemeli. 1930 ların, 40’ların mantığıyla 2000’lerin, gelecek nesillerin şekillenebileceği kanaatini kendi dünyalarından çıkarmalı. Bu çağın şartlarına uygun bir eğitim sistemi getirmeli. Milli eğitim tabuları ortadan kaldırmalı. Öğretmen sınıfa girdiğinde dilinin tabularla bağlandığını görüyor. Bazı şeyleri söyleyememek, bazı şeyleri söylemek zorunda olmak insanı bağlıyor. Milli eğitimin yapacağı temel hareket, tabuları temizlemek, eğitim sistemini yenilemek ve kalitenin artırılmasıdır.  İki taraf da hesaplaşmayı bırakmalı, insanların geleceği için, çocukların geleceği için, memleketin geleceği için bir araya gelmeli, meseleyi görüşerek halletmeliler.

İLGİLİ YAYINI BURDAN İZLEYEBİLİRSİNİZ

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*