Devlet Risale-i Nur’dan elini çeksin

Risale-i Nur eserlerine “bandrol yasağı” ve yayın hakkının Bakanlar Kuruluna devredilmesi konusunda Rota Haber’in sorularını cevaplandıran gazeteci-yazar Mustafa Akyol, “Bu konuda söz söylemeye en yetkin insanlar Risale-i Nur talebeleridir. Benim aklıma ve vicdanıma uygun olan görüş devletin Risale-i Nur üzerinde böyle bir onay tekeline sahip olmaması gerektiğidir. Bu yetki kolaylıkla istismar edilebilir. Dolayısıyla bunu onaylamak doğru değildir” dedi.

Devlet elini çeksin

Gazeteci-Yazar Mustafa Akyol, “Bence devlet tekeli Risale-i Nur’un ruhuna da uygun değil. Risale-i Nur’un en temel özelliklerinden bir tanesi sivil olmasıdır” dedi. Rotahaber’den Umut Yavuz’a Risale-i Nurların devlet tekeline alma girişimini ve bandrol engelini değerlendiren Akyol, Risale-i Nur’u sevdiğini, saygı duyduğunu ama Risale-i Nur üzerine söz söyleme iddiası olmadığını kaydetti. “Bu konuda söz söylemeye en yetkin insanların Risale-i Nur talebeleri, olduğunu aktaran Akyol konuya ilişkin şunları söyledi: “Risale-i Nur talebeleri ve cemaatleri arasında da bu konuda farklı görüşler var. Benim aklıma, vicdanıma uygun olan görüş devletin Risale-i Nur üzerinde böyle bir onay tekeline sahip olmaması gerektiğidir. Bandrol meselesini savunanlar şöyle söylüyorlar. Devlet bandrolü zaten her alanda her isteyene verecek ve bir problem olmayacak. Fakat bu yetki kolaylıkla devlete hakim olan zihniyetin arzusu doğrultusunda istismar edilebilir. Yani tensip buyurdukları Risale-i Nur yayıncılarına bandrol verirler, öbürlerini bekletirler, vermezler bahane çıkarırlar. Devletin bugüne kadar hukukla değil de siyasi intikam hissiyle hareket ettiğini zaten görüyoruz. Dolayısıyla bunu onaylamak doğru değildir” dedi.

Devlet iki gün sonra esere müdahale edebilir

Devletin hayatımıza çok müdahil olduğunu dile getiren Akyol, Risale-i Nur devlet tekeline alınmasının da yeni bir müdahale alanı doğurduğunu söylüyor. Akyol, “Bence devlet tekeli Risale-i Nur’un ruhuna da uygun değil. Risale-i Nur’un en temel özelliklerinden bir tanesi sivil olmasıdır. Üstad Bediüzzaman’ın devletin yani Diyanetin de Risale basmasını o dönemde talep ettiği şeklinde bilgi var. Ama bu devletin Risalelere düşman olmaması, sahiplenmesi anlamındadır. Zira Risale-i Nur’u yasaklamış bir devlet geleneğinden bahsediyoruz. Üstad’ın Diyanet’in Risale basmasını temenni etmesini bu açıdan anlıyorum. Bu başka bir şeydir. Fakat devletin bu konuda bir otorite haline gelmesi, ‘Risale-i Nur’un doğru versiyonu nedir’, ‘hangisi basılabilir hangisi basılamaz’ gibi konularda devlete bir otorite verilmesi; iki gün sonra devletin Risale-i Nur’un içinde devlete kim hakimse onu rahatsız eden bir pasajın çıkmasını bile isteyebilir duruma getirilmesi demektir. O zaman ‘bandrol vermiyoruz’ diyebilir. Dolayısıyla burada ilkesel bir durum var. Ben devletin bu işten çıkması gerektiği kanaatindeyim. Zaten devlet hayatımıza çok fazla girdi. Çok fazla müdahale ediyor. Dini alana da fazla müdahale ediyor. Bu müdahalelere bir başka zemin hazırlayacak bir tutumdur bu. Ben dolayısıyla devlet bu işten elini çeksin diyorum” ifadelerini kullanıyor.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*