EURONUR ÖZEL

Din ile fen ilimleri çatışır mı?

Bilim ve İnanç: Birbirine Zıt mı, Birbirini Tamamlayan mı?

Akıl ve Nakil Çatışır mı?

Müslümanların geri kalmalarına sebep olan konulardan biri de müspet ilimlerle din ilimlerinin çatıştığının düşünülmesidir. Bu kanaat çok yanlış ve gerçekleri yansıtmamaktadır. Fıkıh usulünün en temel kaidelerinden biri, akıl ve nakil yani dinin yorumu ile müspet ilimler arasında bir çatışma söz konusu olursa, müspet ilmin sonuçlarının kesin olup olmadığına bakmaktır. Kesin deneylere dayanıyorsa, dinin yorumunda bir eksiklik var demektir. O yorumun düzeltilmesi cihetine gitmek gerekmektedir.

Fen İlminin Kaynağı da Allah’tır

İşin özü itibariyle fen ilimleri din ile çatışmaz. Çünkü fen ilimleri de Allah’ın kâinata koyduğu kurallardan ibarettir. Hem din ilimleri hem de fen ilimleri aynı kaynaktandır. Farklı bir yerden gelmiyor ki biri diğeriyle çatışsın. Birbirine ters düşsün. Her iki kaynağın dayandığı yer Allah’ın kanunlarıdır. Bediüzzaman’ın deyişiyle, “Köle efendisine; hizmetkâr reisine ve veled (çocuk) pederine (babasına) nasıl düşman ve muarız olabilir? Halbuki İslâmiyet fünunun (fenlerin) seyyidi (efendisi) ve mürşidi ve ulûm-u hakikiyenin reis ve pederidir.” (Muhakemat, Sayfa 8)

Dini ilimler, insan davranışlarını düzenlemek üzere Allah tarafından konulmuş kanun ve kurallardır. Allah, insan duygularına yaratılıştan gelen bir sınırlama koymadığı için, hayatın akışı içinde zaman zaman haksızlık, zulüm ve kötülükler meydana gelmektedir. Aşırılıklar ve kötülükler, haddi aşmalar olabilmektedir. Bu duyguları törpülemek, hakkın hatırını yüceltmek, insanlar arasında hak ve adaleti temin etmek için davranışlara bir sınırlama getirmek gerekmektedir. İşte din davranışların sınırlarını tayin etmektedir. Nereye kadar hak, nereden sonrası haksızlık bunu açıklamakta ve buna uyulmasını istemektedir.

Fen ilimleri ise fıtratın kanunlarıdır. Yaratılıştan gelen kurallardır. İnsanlar aynı zamanda bunlara da uymak mecburiyetindedir. Uyulmadığı zaman bunların cezası ertelenmez. Hemen anında ceza uygulanmaktadır. Yüzme bilmeyenin denize daldığında boğulması… gibi. Dolayısı ile her iki kural da insan hayatını yakından ilgilendirmektedir. Bundan dolayı aralarında bir çatışma olması söz konusu olamaz.

Fen ilimleri dünyanın kuralları olduğu için ona aykırı hareket eden, dünyanın nimetlerinden mahrum kalacaktır. Bunun toplumdaki karşılığı ise, fukaralıktır, cehalettir, geçimsizlik ve zayıflıktır. Dünya saltanat ve nimetlerinden mahrumiyettir. Cezası dünyada iken kesilmekte, gecikmeksizin verilmektedir.

Dünyadan nasibini unutmaması istenen Müslümanların bu noktadan uzak durmaları düşünülemez. Hele bunu dindarlık adına yapmaları hiç kabul edilemez. İbadet kavramı, sadece namaz, oruç… gibi ibadetlerle sınırlı değildir. İnsanlığa hizmet adına yapılan çalışmalar, teknik ve teknolojik ilerlemeler Allah için yapılırsa, insanlığa hizmet adına yapılırsa o da bir ibadettir. Farz ibadetlerini yerine getirdikten sonra bu çalışmaları yapmak önemli bir ibadettir. Müslümanların buna bigâne kalmaları düşünülemez.

Peygamberler ve Teknik Bilimler

Her peygamber bir taraftan dini öğretirken bir veya birkaç teknik konuda da öncülük etmiştir. Nuh (a.s.) gemi yapmış, Davut (a.s.) demircilik yapmış ve bu noktada insanlığa rehberlik etmiştir. Bizim peygamberimiz (a.s.m.) ise bütün peygamberlerin mirasçısı olduğu gibi teknolojide de hepsinden daha ileri hedefler koymuştur. Ufuk gösterilmiş ve oraya çalışarak yetişilmesi istenmiştir. Bütün bunlar insanlığın önünde dururken dinden uzak bir fen ilmi anlayışı olamaz. Dine rağmen müspet ilim çalışmaları da çoğunlukla yıkım için kullanılmaktadır.

Her ilim dalı, müspet ilimlerin her biri, neticede Allah’ın bir sıfatına dayanmaktadır. Tıp ilmi Şafi ismine, mühendislik Mukaddir ismine… dayanmaktadır. Onsuz olması düşünülemez.

İlgili Makaleler

Sizce İslam dünyasında bilimsel gelişmeler neden sekteye uğradı? Yorumlarınızı bekliyoruz!

Benzer konuda makaleler:

Ali Sarıkaya

Adana'nın Saimbeyli İlçesi Çeralan Köyünde doğdu. İlkokulu köyünde, ortaokul ve Liseyi Konya İHL de okudu. 1976 da İstanbul Yüksek İslam Enstitüsünden mezun oldu. Milli Eğitimin çeşitli okullarında öğretmenlik ve idarecilik yaptı. Osmaniye'de yaşamaktadır. Osmaniye'de yerel… Devamı »

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu