BEDİÜZZAMAN’IN DÂVÂSI İMANLARI KURTARMAKTI
Panel Yöneticisi Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ömer Ergün, konuşmasına Bediüzzaman Hazretlerinin hayatını anlatarak başladı. Ergün, “Bediüzzaman’ı kelimeler ile anlatmak mümkün değil, ama en çok anlatan kelime nedir, diye sorulduğunda Van kalesindeki medresesinde ders verirken ayağının kayıp yaklaşık 100 metre yükseklikten aşağıya doğru düşerken söylediği söz, Bediüzzaman’ın bütün hayatını özetlemektedir. Evet Bediüzzaman, Van kalesinde ayağı kayıp düştü zaman ‘Ah dâvâm’ demiştir. Bu cümle gerçekten Bediüzzaman’ın hayatını özetleyen bir cümledir. En zor anlarında bile kişisel bir kaygı ve endişe içerisinde olmamış, dâvâsını düşünmüştür. Bediüzzaman’ın dâvâsı; Kur’ân’ın sönmez ve söndürülmez bir nur olduğunu bütün dünyaya göstermektir. Şu kelimeleri çoğumuz ezbere biliriz, ‘Bana sen ona buna niçin sataştın diyorlar, farkında değilim karşımda müthiş bir yangın var alevleri göklere yükseliyor içinde evladım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor o yangını söndürmeye imanımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda biri beni kösteklemiş istemişse de ayağım ona çarpmış ne ehemmiyeti var. Beni nefsini kurtarmayı düşünen hodgam bir adam mı zannetmişler diyorlar, ben cemiyetin imanını kurtulması yolunda dünyamı da feda ettim ahretimi de. 80 küsur senelik hayatımda dünya zevki namına hiçbir şey bilmiyorum. Ben cemiyetin iman selameti yolunda ahretimi feda ettim gözümde ne cennet sevdası var ne cehennem korkusu Kur’ân’ımız yer yüzünde cemaatsiz kalırsa cenneti de istemem orası da bana zindan olur. Milletimizin imanını selamette görürsem cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken gönlüm gül gülistan olur.’ Bediüzzaman’ın dâvâsı Kur’ân dâvâsıdır, milletin imanının muhafazası dâvâsıdır“ diye konuştu.
BU MÜCEVHERİ AÇIĞA ÇIKARMALIYIZ
Gazetemİz Genel Yayın Müdürü Kazım Güleçyüz de, Kur’ân medeniyetinin temellerinin Asr-ı Saadette atıldığını ve Avrupa’nın medenileşmesinin Müslümanlar sayesinde olduğunu belirtti. Güleçyüz, konuşmasına şöyle devam etti: “Kur’ân Medeniyeti tarihte bütün ihtişamıyla yaşanmış bir medeniyet ve bu toplantıyı yaptığımız şehir de Kur’ân medeniyetinin önemli merkezlerinden birisidir. Fakat bu medeniyet zamanla küllenmiş ve biz bu külleri temizleyerek, bu elmas mücevheri tekrar açığa çıkarmak gibi bir görevle karşı karşıyayız. Eskiden Müslümanların emekleriyle kurulmuş olan bir medeniyet belki de ahir zamanda bütün insanlığın katkılarıyla tekrar dünyanın gündemine gelecek. Bu, bütün insanların Kur’ân medeniyetinden etkilenmeleri neticesinde özellikle Hıristiyanların da katkılarıyla olacak. Hıristiyan’dan kasıt, Bediüzzaman’ın ifade ettiği gibi hurafelerden arınıp tevhide gelen ve İslâmiyetle birleşerek dünya gündemine gelecek olan hakikî İsevîlik.”
KUR’ÂN MEDENİYETİNE ÇAĞIMIZIN ÇOK İHTİYACI VAR
Harran Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Sebahattin Yaşar ise, “Özellikle dünyanın geldiği günümüz noktasında, ‘Kur’ân Medeniyeti’ konusu adeta ilâç gibi geldi denilebilir. Tabiî bu ilâca, özellikle bu çağın çok ihtiyacı var. Krizlerle bitme sinyallerini çoktan vermekte olan Batı medeniyeti, artık yerini ‘Yeni bir medeniyete’ bırakacak. Sanki Batı için de, ‘eski hal muhal, ya yeni hal ya izmihlal.’ zamanı gibi. Yani dinsiz yaşanamayacağı anlaşıldı ya dine dayanacaksın ya da dine dayanacaksın. Bu, sloganik bir yorumun ötesinde, artık kaçınılmaz bir sonuç gibi gözüküyor. Ya da tabiî beşer, attığı adımlarla bütün bütün yoldan çıkarak, erken bir kıyameti başına koparmazsa. Bu asrı çok iyi tahlil eden Bediüzzaman, eserlerinde Avrupa medeniyeti ile Kur’ân medeniyetinin mukayesesini yapmış, Medeniyet-i Hazıra’nın, gerek ahlâkî ve gerekse tüketim çılgınlığı noktasında ‘hazcı’ bir sonuca gelmiş olması ile ve hitabettiği insanların yüzde seksenini mutsuz etmesi ile aslında tam bir bitmişlik manzarası içerisinde olduğuna dikkatleri çekmiştir. Elbette, aklını kullanacak Batı dünyası, hakikat arayışını sürdürmek durumundadır. Kur’ân’ın bu asırdaki tefsiri olan Risâle-i Nur’lar, Kur’ân’ın hakikatlerini asrın fehmine takdim etmektedir. Dünyevîleşme ile hastalanmış olan asır, Kur’ân’ın akla ve mantığa uygun hakikatlerinin nurlarla takdimine duyarsız kalmayacaktır” şeklinde konuştu.
YAZARLAR KİTAPLARINI İMZALADI
Gazetemİz yazarlarından Ali Ferşadoğlu ise, Risale- i Nur’un, İslam medeniyetinin yeniden inşaası olduğuna dikkat çekerek, “İslam medeniyeti, ahlâk, iman ve fazilet medeniyetidir. Medeniyetin kaynağının iman esaslarıdır. Risale-i Nurlar ile üniversite eğitimi evimize geldi” dedi. Panel sonrasında Kâzım Güleçyüz, Ali Ferşadoğlu ve Sabahattin Yaşar, Yeni Asya Neşriyat’tan çıkan kitaplarını imzalayarak okuyucuları ile sohbet ettiler.
Benzer konuda makaleler:
- DÜ’de Risale-i Nur sempozyumu
- Bediüzzaman ülkenin birliği için çalışmıştır
- Bediüzzaman, devletin adalet üzerine kurulmasını istedi
- İzmir’de Bediüzzaman bayramı
- Risale-i Nur Kongresi Saraybosna’da
- Manevi buhranların çaresi Risale-i Nur’da
- Sürgün ve göçler kaderin bir sevki
- Alman Müslüman Dr. Wolf D. Ahmed Aries vefat etti
- Şanlıurfa Bediüzzaman Said Nursî’yİ anmaya hazır
- Almanya, İslâm öğretmeni istiyor
İlk yorum yapan olun