Zeynep Hanım: “‘İlim Çin’de de olsa alınız.’ hadisini açıklar mısınız?”
Hadisin tamamı şöyledir: Hazret-i Enes (ra) rivâyet etmiştir: Peygamber Efendimiz (asm) buyurmuştur ki: “Çin’de de olsa ilmi arayınız. Çünkü ilim öğrenmek her Müslüman’a farzdır. Melekler, yaptıkları işten hoşlandıkları ilim talebeleri için kanatlarını yere sererler.” 1
Bu hadis-i şeriften şu hükümleri ve sonuçları çıkarmamız mümkündür:1- İlim cihanşümuldur (evrenseldir). Faydalı bilgi belli bir kavmin malı değildir ve her yerde bulunabilir. Başka bir ifadeyle, doğru bilginin milliyeti yoktur. İnsan doğru bilgiyi Çin’de de olsa aramalı ve onu her nerede bulursa almalıdır.
2- Allah faydalı bilgiyi isteyene verir. Müslüman olup olmaması fark etmeksizin; isteyen, yoluna baş koyan, uğrunda çalışan ve istidat lisanıyla duâ eden herkes faydalı bilgiye ulaşma hususunda Allah’tan yardım görebilir, Allah’ın yardımıyla faydalı bilgi elde edebilir. Kim bu uğurda istidat lisanını konuşturur ve Allah’tan isterse, Allah ona verir.
Nitekim Üstad Bedîüzzaman Hazretleri, şu yeryüzüne hâkim olan insanlık saltanatının, teknolojinin ve ulaşılan medeniyetin, Kârun gibi gururlanarak ve üzerinde boğuşularak elde edilmediğini; bütün bu medeniyetin aczi ve zaafı için insanlığın emrine verilen maddeye ait bilgilerin ürünü olduğunu; bu bilgilere ulaşmak için kendisine Allah tarafından yardım edildiğini, doğru ve faydalı bilgi öğrenme kapıları açıldığını ve bizzat aklı ve bilinci yaratan Allah tarafından doğru bilginin insana ilham edildiğini kaydeder. 2
3- Allah, insanoğlunu doğru bilgiyi öğrenme yetkisi ve donanımı ile donatmıştır. Yeryüzüne halife oluşunun bir alâmeti budur. Müslüman olup olmaması ayrı bir meseledir. Şüphesiz Müslüman doğru bilgiye daha çok koşmalıdır. Fakat günümüzde maddeye ait doğru bilgiler Müslüman olmayanların ellerindedir. Bunu teslim edelim. Çünkü onlar istiyorlar, onlar arıyorlar. İstidat lisanıyla onlar duâ ediyorlar. Allah da onlara veriyor.
Müslümanlara gelince… Ellerindeki dinde, doğru bilgiyi almakla ilgili sayısız emirler bulan Müslümanlar, maalesef bu konuda Müslüman olmayanlardan geri durumdadırlar. Bunun cezasını da geri kalmışlıkla ve ileri ülkelerin çantasını taşımakla çekiyorlar. Bu gün İslâm âleminin çektiği sıkıntıların önemli bir sebebi budur.
4- Her Müslüman için, dünyasına ve ahiretine yetecek doğru bilgiyi öğrenmek farzdır. Öğrendiklerini insanlığa hizmet olarak sunmak da sünnettir.
5- Melekler, ilim talebelerine duâ ederler, onları tehlikelere karşı Allah’ın izni ve emriyle korurlar.
***
Ömer Bey: “‘Yaş ve kuru ne varsa Kur’ân’da yazılıdır.’ âyetini açıklar mısınız?”
1- Âyette, Kur’ân değil, Kitab-ı Mübîn kavramı geçiyor. Bu durumda âyet; “Yaş ve kuru ne varsa Kitâb-ı Mübin’de yazılıdır.” 3 şeklindedir. Kitab-ı Mübîn tabiri, Kur’ân olarak yorumlanmakla beraber, başka mânâlara da delâlet ediyor.
2- Bedîüzzaman Hazretlerine göre Kitab-ı Mübîn; Allah’ın Kelâm sıfatına göre Arş-ı Azamdan gelen Kur’ân-ı Hakîm; Allah’ın Kudret sıfatına göre de bu büyük kâinât kitâbıdır. Çünkü Cenâb-ı Hakk’ın Kelâm sıfatının tecellîsi Kur’ân-ı Hakîm; Kudret sıfatının tecellîsi de bu şehâdet ve gayb âlemi dediğimiz kâinâttır. 4 Bedîüzzaman’ın tarifine göre Kur’ân, bu büyük kâinât kitâbının tercümânı ve müfessiridir. 5
3- Vâkıa; Kitab-ı Mübin’i Kur’ân olarak yorumladığımızda da, Üstad Bedîüzzaman Hazretlerine göre yaş ve kuru her şey Kur’ân’ın içinde vardır. Fakat herkes her şeyi içinde göremez. Çünkü her şeyin Kur’ân’da bulunma derecesi farklıdır. Bazen çekirdekleri, bazen nüveleri, bazen icmalleri, bazen düsturları, bazen alâmetleri; ya açık açık, yâ sadece bir işâretle, ya remiz ile, ya kapalı bir biçimde, ya ihtar tarzında; ihtiyaca göre, makamının ağırlığı derecesinde ve Kur’ân’ın maksadına uygun biçimde bulunur.
Meselâ Kur’ân uçak, elektrik, tren, telefon, telgraf, radyo ve televizyon gibi teknolojik gelişmelerden, ya daha gelişmiş benzerlerini gösteren Peygamber mu’cizeleri yoluyla, ya da kapalı birer remiz veya işâret yoluyla bahseder. 6
Bu işâret ve remizleri ise şüphesiz herkes değil, ehil olan âlimler çözerler.
Dipnotlar:
1- Câmiü’s-Sağîr, 1/310, H. No: 640.
2- Sözler, s. 296.
3- En’am Sûresi: 59.
4- Sözler, s. 471.
5- İşârâtü’l-İ’câz, s. 15.
6- Sözler, s. 229.
Benzer konuda makaleler:
- Kur´ân ve ilim
- Zikir ve Fikir Kitabı
- Dünyaya gönderilişimizin gayesi: İlim ve duâ
- Kur’ân aynı zamanda muhteşem bir kişisel gelişim kitabıdır
- İlim türleri, ilham ve Risale-i Nur
- Kâinat büyük bir mescit
- Fitne nasıl söner?
- Kur’ân harfleri okunduğu zamana göre de sümbüllenir
- Bilgi toplumu ve Risale-i Nur
- Merhaba Yâ Merhaba!
1963 Mersin Gülnar doğumlu olan Süleyman Kösmene, ilköğrenimini doğduğu köy olan Yarmasu köyünde yaptı. 1981 Mersin İmam-Hatip Lisesi; 1986 Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. Milli Eğitimin çeşitli kademelerinde öğretmenlik ve idarecilik yaptı. Yeni Asya Gazetesi Fıkıh Günlüğü köşesinde günlük yazılar yazmakta olan yazarımız, İstanbul’da yayın yapan Bizim Radyo’da ve EuroNur.tv’de programlar yapmaktadır. Evli ve üç çocuk babasıdır.
İlk yorum yapan olun