Dostlar meclisinin sembolü: Çay

İman hakikatlerinin öğrenildiği marifetullah meclislerinin kırmızı kitapları yanına, kalpleri, ruhları ve düşünceleri ısıtan mis kokulu kırmızı çaylar ne de güzel uyum sağlar.

Adeta dersleri anlamak için, yüksek enerji sağlayan yakıt gibidir. Böyle olduğu gerçeğini üstadımızın, dağlarda bile yanından ayırmadığı, küçük porselen demliğinden anlıyoruz.

5000 yıldan beri bilinen, anavatanı Çin olup, doğu Asya ve iklim şartları uygun olan bölgelere yayılarak, geniş alanlarda tarımı yapılmaktadır. İnsanların vazgeçemediği bereketli çay bitkisinin üretim ve ticaretiyle ülkelerin ekonomisinde büyük payı vardır. Çayın, tarihin eski çağlarından beri kullanılması, zamanla derinleştirilen biyokimyasal araştırmalar sonucunda, mucizevî bir sağlık kaynağı olduğu, her geçen gün daha detaylı olarak, deney laboratuvarlarında açıklanmaktadır. Terkibinde insan vücuduna destek sağlayan yüksek antioksidan maddeler bulunduğu, bilimsel olarak tesbit edilmiştir.

“Çayın antioksidan özelliği zengin FLAVONOİD muhtevasından kaynaklanmaktadır. Flavonoidler, hücrelerin oksitlenip paslanmasına ve erken yaşlanmasına sebep olan zararlı maddeleri etkisiz hale getiren ve hücreyi koruyan çelikten zırhlar, hücre yıkayıcılar ve pas atıcılardır. Düzenli olarak çay içenler, beslenme yoluyla almaları gereken flavonoidlerin yaklaşık % 80’ini çaydan karşılayabilirler. Yüksek bölgelerde yetişen çaylar, güneşe daha yakındır ve ondan korunmak için daha fazla antioksidan flavonoid üretmektedir. Yeşil çay siyah çaydan daha fazla antioksidan flavonoide sahiptir.”1

Yapılan bilimsel analizlerde, içtiğimiz çayın terkibinde, sıralaması uzun liste halinde sürdürülebilecek olan antioksidan zinciri bulunmaktadır. En önemlileri KAFEİN, THEANİN ve KATEŞİN’lerdir. Theanin çaydaki rahatlatıcı molekül olup, stresin panzehiri olarak bol miktarda bulunmaktadır. Çaydaki bu madde “sürekli içildiğinde hafıza ve zekâya herhangi bir zarar vermediği gibi, tam tersine öğrenme ve hatırlama yeteneğini geliştirir. Üzgün bir ruh halinde bile theanin, konsantrasyonu ve düşünce odaklanmasını arttırır. Japonların hâlâ dünyanın neden en uzun yaşayan insanları olduğunu unutmayın! Bu biraz da theanin’in oluşturduğu huzurdan kaynaklanıyor olmalıdır. Theanin’in hafıza arttırıcı özelliği, beyin kimyasallarının biyokimyasını değiştirerek daha iyi bir ruh hali oluşturmasını sağlar. Theanin hafızayı korur. Beyin kan damarlarının tıkanma ya da daralmasına engel olarak, BUNAMA riskine karşı beyni korur.”2

Herhangi bir işlem görmeden toplanan yeşil çay tomurcukları, B ve C vitaminleri yönünden zengindir. Hatta C vitamini miktarı, limon ya da portakal suyundan 3-5 kat daha fazladır. Kimyasal işlem ve fermantasyonla, siyah çay haline getirildiğinde önemli değer kaybına uğrar. Çayın faydalarını görebilmek için, kirli olmaması, radyasyon ve yanlış uygulamalarla yapılan fermantasyon işlemlerinin ihtiva ettiği etkili maddelerle bozulmamış olması gerekir. Sağlıklı ve kaliteli hazırlanan çaylar, stres kaynaklı yüksek tansiyonu dengeler. Hanımların belli dönemlerinde fıtraten yaşadıkları sıkıntıları rahatlıkla aşmalarına destek verir. Japon araştırmacıların, bu dönemde meydana gelen hormonal değişikliklerin, theanin ile azaldığı etkisini bulmuşlardır.

Çayın insan sağlığına olan destekleri saymakla bitmez. Düzenli çay içenlerde (günde 3-4 bardak, 6 bardaktan fazlası organizmaya zararlı olabilir.) hadd-i vasatı aşmamak şartıyla “Avrupa ve Amerika’da yapılan araştırmalarda, günde 3 fincan çay, kardiyovasküler (kalp-damar) hastalıklarında ölüm oranını ve kalp krizi geçirme riskini % 10-12 azaltıyor. LDL kolesterolün oksitlenmesini önlediğinden, damarların zarar görmesini azaltır. İltihap oluşmasını engelleyerek, damarların pıhtılarla tıkanmasını önlemede ciddî fayda sağlar. Hücreleri koruyan antioksidanlardan olan zenginliğiyle, kansere zemin hazırlayan serbest radikallerin zararlarını önleyerek, kansere karşı vücudu destekler.”3 Çayın içindeki TANEN maddesinden dolayı, gıdalardaki DEMİR emilimini engelleyebilir. Bunu önlemek için, bir bardak çayın içine kabuğuyla birlikte ince bir limon dilimi konur. Limonun dış kabuğunun altındaki beyaz kısım, çayın içindeki taneni emerek demirin emilememe riskini ortadan kaldırır. Çayın içinde bekletilen limon dilimi yenmemelidir, aksi halde kabuğun emdiği taneni olduğu gibi, vücudumuza almış oluruz.

Çayın belirlenen diğer faydalarına gelince, midedeki sindirim faaliyetini kolaylaştırır. Sinir sistemini uyarıcı etkisi bulunmaktadır. Böbreklere olan diüretik etkisiyle idrar söktürerek, ÖDEM ÇÖZÜCÜ rol oynar. İshal vak’alarında tedaviye destek sağlar. Güçlü florür kaynağı olduğundan, diş sağlığını korur, çürümeleri engeller. Beyinde solunum merkezini uyararak, bronşların genişlemesini sağlar ve bu etkisiyle, kronik bronşit ve astımda rahatlama sağlar. Uyanık tutucu ve zindelik verici özelliği vardır. Yorgun gözlerdeki kızarıklığı gidermek, kirpikleri kuvvetlendirmek ve gözde çıkan ARPACIK’ları tedavi için, ılık çaya batırılmış pamukla kompres yapmak, halk arasında yaygın olarak uygulanmaktadır.

Çay nimetinden yeterince faydalanabilmek için, ihtiva ettiği değerli maddelerin kayba uğramaması gerekir. Onun için çayın hazırlanması ve demlenmesi dikkat ister. Kaliteli ve sağlıklı bir çay hazırlamak için, çayın temiz olması gerekir. Onun için kullanılacak çay bir süzgeçte hafifçe sudan geçirilerek yıkanır. Kaynamakta olan sudan yeteri kadar üstündeki porselen demliğe su aktarılır. Yıkanmış çay da içine ilâve edilir. 15-20 dakika kaynamaya bırakılır. Sağlıklı demlenmiş çay bu şekilde hazırlanmış olur. Şekersiz içilmesi tavsiye edilir. Zor bir şey olmamakla beraber içemeyenler, kuvve-i zaikayı limon, karanfil gibi aromalarla daha faydalı bir şekilde razı edebilirler.

SAĞLICAKLA KALIN

Feyzullah Ergün

Dipnotlar:
1) Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU, Çay bir mu’cizedir, s. 16 Altın Kitaplar Yayınevi 2006.
2) A.g.e. s. 26.
3) A.g.e. s. 37.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*