
DUÂ SERİNLİĞİ
Serin duâları unuttuk!
Yaşamayı unuttuk (yaşarken!)
Hangi yüzden yanıyor dünya?!…
Şimdi yalvarma vakti…
Rabbim!
Biz ettik; Sen etme!
Farkına varmadık sarmaşıkların.
Kelebek şarkılarını dinlemedik.
Duymadık inlemelerini âşıkların.
Acı bize!
Bu beter zalimlere;
Ancak Sen’in gücün yeter.
Ölmeden o fırsatı ver bize;
Okuyaduralım isimlerini:
Ya Selâm…
Ya Lâtif…
Ya Şâfî…
Ya Rezzak…
*
ELLERİMİN NASİBİ
Bir hüzün çöker durup dururken.
Ellerim bekler nasibini.
Gözlerime bin yılın hasreti dolar.
Kulaklarımda isimsiz besteler…
*
KENDİNİ UNUTAN BİRİ
İstemeyi unutmuş!
Nasıl desem…
bilmem ki…
Yani kendini…
Duâ etmeyi yani…
*
BİTMEYEN BORÇ
Rabbim!
Çok borcum var Sana;
Ezelden ebede hattâ…
Ödeyemem ki…
Halimi arz etmeyi beceremiyorum.
Borçlarımı, günahlarımı çiz lütfen;
Beni çizme!
Senin sonsuz cömert olduğunu;
Kesinkes biliyorum.
Toprağa bir çekirdek atıyorum;
Sen neler veriyorsun!
Daha bu sabah okudum;
Nağbüdü’deki nun sırrınca…
Her şeyi Sen’den istiyorum;
Halimi, dilimi bilensin.
*
DUÂ FOTOĞRLARI
Çok sevdiğimiz birini gördüğümüzde…
Utandığımızda…
Ellerimizi yüzümüze kapatırız.
Duâlarda olduğu gibi…
Şimdi…
…anladım!
*
SORU
Ellerim…
Ne zaman terk eder beni;
Duâları terk edince mi!
*
HASBÜNALLAH
Allah’ım!
Zihinlerimiz hiç böyle savrulmamıştı.
Hiç böyle lâl olmamıştı bakışlarımız.
Hiç böyle vurdumduymaz değildik.
Yanlışa yanlış…
Doğruya doğru demeyi unuttuk.
Lütfunla hatırlat bize;
Biz böyle değildik.
Zalimler mazlumların tepesinde…
Ya Cebbar…
Ya Kahhar…
Hadsizlere haddini bildir.
Durmadan çağlar ihtiyaçlarım.
Dertlerim ağladıkça ağlar.
Ey sonsuz tesellîm…
Sen varsın ooh; beni anlarsın.
*
BİR ÇOCUK DUÂSI
Korkular salıp durmayın öyle!
Çocuğum; küçücük kalbim var.
Şu bombaları susturun şöyle!
Gizli kapaklı işleri bırakın.
Ekmek aş isterim; katkısız, temiz…
Parklar, bahçeler yetmez;
Ormanlarımı yakıp kesmeyin.
Gökyüzünü, yeryüzünü kirletmeyin.
Renkli uçurtmalar yapın bana!
Öyle çıtalardan değil; kamıştan…
Martılarla, bulutlarla yarışan…
Gökyüzüyle barışan bakışlarınız nerde?
Çocuğum ve hep çocuk kalacağım!
Maşallah sizler çok büyümüşsünüz.
Ne çok şey biliyorsunuz; paralar, pullar, diplomalar…
Unuttuğunuz bir tek yaşamak…
Artık çok şeyi çocuklar biliyor;
Açık açık konuşalım her şeyi.
Çocuklar ortaya koyar ya paralarını;
Saklamak, mızıkçılık yok; haydi!
Masalları kıskandırırız aah; sevsek!
Heybemizden sükûnetli kelimeler devşirsek…
Bu gökyüzü bize yeter; hırslarımıza paydos…
Ver elini, gözlerime bak; yaşamak çok sıcak…
*
ELLERİMİN FOTOĞRAFI
Açıl ellerim açıl…
Duâ…
Açar bütün kapıları…
Naçar kapıları…
Ellerim…
Uyusa duâda…
Uyansa duâda…
Ufacık avuçlarımı açıp…
Sonsuzluk istiyorum.
Ellerim…
Terk etme beni;
Açıl, açıl, açıl…
Âcizliğim her dem yeni…
Her dem bir duâ âcizliğimiz…
Her dem bir duâ fakirliğimiz…
Çamuru çiçek yapamıyorsak…
Çiçekleri güldürene aç ellerini!
*
Vakitlerden duâ… hep fakiriz ya… ve… duâ zamanı… (her ân…)
Ali HAKKOYMAZ
Benzer konuda makaleler:
- Üç Aylar
- Çocuktan al terbiyeyi
- Yine çocuk, yine hutbe
- Çocuk eğitimi ve terbiyesi nasıl olmalı?
- Çocuğun en birinci hocası annesidir
- Çocuklarımız hakkındaki konuşma hakkımız
- Çocuklarımız herşeyi hak ediyor mu?
- Çocuklarımıza kulak verelim
- Ya hürriyet, ya da hürriyet
- Terk edebilmek!

İlk yorum yapan olun