Dua ruh imarı, duygu onarımdır!

Olumlu ve olumsuz duygulardan örülmüş, Allah’ın antika bir sanatıyız.

Hergün, her saat endişe, üzüntü, keder, sıkıntı veya çeşitli darbelere maruz kalırız. Ruh ve duygularımız yaralanır.

İşte, dualarımızla Şafi-i Hakiki, Kadıyü’lhacat (bütün ihtiyaçları karşılayan) Allah’a sığınır; keder, sıkıntı ve problemlerimizin giderilmesi için duâ ederiz.

Ne var ki, sıkıntıdan kurtulup, problemimiz hallolunca duayı da unuturuz. İşte burada uyarılırız:

“İnsana bir darlık dokunduğu zaman yanı üzere yatarken, otururken yahut ayakta bize yalvarır, ama biz onun sıkıntısını giderince sanki kendisine dokunan bir darlıktan ötürü bize hiç yalvarmamış gibi hareket eder. İşte aşırı gidenlere yaptıkları iş böylesine süslü gösterilmiştir.” (Yunus Suresi, 12.)

Aslında dua etmemek, edememek başlı başına bir sıkıntıdır, azaptır. Bir hadiste belirtildiği gibi:

“Kim bana duâ etmezse ona gadab ederim.” (İbn Mâce, Duâ, 1; İbn Hanbel, 3/477.) Zîrâ duasızlık ya gafletten, ya kibirden, ya nankörlükten veya O’nun azametini kavrayamamaktan ileri gelir.

Öte yandan dua sıkıntı ve belalara karşı bir kalkan olur:

“Ana ve babaya iyilik ömrü artırır. Yalan söylemek rızkı noksanlaştırır, duâ kazaya-belaya siper olur.” (Buhârî, Mevâkîtü-salât, 5; Müslim, İmân, 137; Ebû Dâvud, Edeb, 130; Tirmizî, Salât, 13; Neseî, Mevâkît, 51; İbn Mâce, Edeb, l.)

Bu zaviyelerden bakıldığında dua, ruhumuzu imar, duygularımızı onarmaktır.

Aynı zamanda bela ve musibetlere karşı bir kal’a, bir sığınaktır.

İnsan gibi lebaleb kusur, kusurları örten dua gibi sır yoktur.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*