Duânın etkisi, yansıması ve dönüşü

Pendik’ten Ahmed Ağabeyimizin, daha önce yazdığımız “Duânın etkisi, yansıması ve dönüşü” mevzuunun genişletilerek ele alınmasının mümkün olup olmadığını sorması üzerine…

Günlük işler, problemler, stres gerginliğinizi had safhaya mı çıkardı? Enerjinizi mi tüketti? Yorgunluk ve şaşkınlıktan ne yapacağınızı bilememenin anaforuna mı yakalandınız? Hiç teessüf edip tasalanmayın; hemen duâ sarılın. Gözlerinizi kapatın; düşüncelerinizi tek noktaya (Onun sonsuz rahmetine) sabitleyin; derin bir nefes alın ve “Medet ya Erhâmürrahimîn!” deyin! Benliğiniz serapa pozitif enerji dolacak, rahatlayacak, huzûr bulacaksınız! Çünkü, duâ, en etkili teskin edici ve en güçlü enerji kaynağıdır.

Duâ ile imân, çalışma ile duâ, istek ile duâ arasında tabiî, fıtrî bağlar vardır. Duânın gücü, etkisi, imânımız, şuûrumuz, arzularımız, ihlâsımız, yani içtenliğimizin şiddet derecesine göredir. Çünkü bu bir fıtrat kanunudur: Meylin/eğilimin muzaafı (katlanmışı) arzu; arzunun katmerlisi iştiyak (şiddetli arzu, şevk); iştiyakın ise İlâhî aşktır. Aşk derecesine çıkmış hangi istek, talep karşılığını bulmamıştır? İlâhî rahmet sevgi, şefkat ve yardımı cezbeder, çeker. Elektriğin voltajı ne kadar yüksekse, çalıştıracağı âlet, cihâz, makine ve fabrikalar o nisbette büyük ve çok olacaktır.

Duâ ve düşüncenin gücünü, yaydıkları dalgaların yansımaları ve geriye dönüşlerini anlamak için şu temel prensipleri nazara almak gerekmektedir:

İnsan ile kâinat arasında tam tamına örtüşen maddî-mânevî karşılık, simetri ve uyum var. Kâinatta ne varsa insan bedeni ve ruhunda da mevcuttur.

Kâinatta var olan hiçbir etki, titreşim ve enerji kaybolmaz.

Aynı titreşim seviyesinde olan etkilerin, birbiriyle uyum içinde oldukları kabul edilir.

Her kuvvet/enerji; ister belli bir hedefi olsun, ister olmasın yükünü ya bir şeye veya hâsıl edene boşaltır. Müsbet veya menfî her etki, cihanşumûl/evrensel denge veya yansıma kanununa göre niyet, gayeye bağlı olarak hedefe ulaşır ve geri döner.

Etkinin titreşim seviyesi (gücü, şiddeti, büyüklüğü) hedefin belirlenmesini tayin edip düzenler. Atılan bir taş veya okun, pazu gücüne ve atma tekniğine göre hedefini bulması gibi.

Aynı titreşim seviyesinde olan etkiler, birbiriyle uyum içinde oldukları itibarıyla her insan, kendi düşüncelerinden doğan etki yayınından, kısa veya uzun vadede etkilenir. Yâni, “Ne ekersek onu biçeriz!” Pozitif enerji yayarsanız; pozitif enerji alırsınız; negatif enerji saçarsanız; negatif enerjiye hedef olursunuz. Yâni, düşünürseniz, düşünülürsünüz; merhamet ederseniz, merhamet edilirsiniz; severseniz, sevilirsiniz; yardım ederseniz, yardım edilirsiniz; olumlu düşünceler yayarsınız, olumlu düşünceler bulursunuz; düşmanlık beslerseniz, düşmanlık bulursunuz; ağlatırsanız, ağlatılırsınız; zulmederseniz, zulme uğrarsınız; haksızlık ederseniz, haksızlığa uğrarsınız. Hiçbir ses, hiçbir görüntü, hiçbir dalgaboyu, hiçbir titreşim kaybolmaz. Müsbet veya menfî, hangisini sarf edersiniz; bir şekilde geriye döner ve sizi bulur.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*