Duygularını değil, davranışlarını kısıtlayın

-Anne kardeşimi kıskanıyorum.

-İnsan hiç kardeşini kıskanır mı?

-Anne arkadaşıma çok kızgınım, ondan nefret ediyorum.

-İnsan arkadaşı için hiç öyle düşünür mü, çok ayıp, bir daha senden böyle şeyler duymayayım.

Günlük hayatta ne çok duyarız bu kelimeleri ya da ne çok söyleriz. Çoğunlukla ne yapacağımızı ve ne söyleyeceğimizi bilemediğimiz, nasıl cevap vereceğimizi kestiremediğimiz zamanlarda bu tip cümleler kurarız.

Duyguları kapatıp örtersek yok olacaklarına ve kaybolacaklarına inanırız. Kardeşini ya da arkadaşını kıskanan bir çocuğun söylediklerini dinlersek önünü alamamaktan ve kontrol edememekten dolayı endişeleniriz. Bu sebeple de daha ifade edilmeye yeni başlanmışken, hemen kapatmaya, yokmuş ve öyle değilmiş gibi çevirmeye çalışırız.

Oysa ifade edilmeyen duygular kaybolmaz ve yok olmazlar sadece bastırılırlar. Farklı zaman ve durumlarda üstü örtülü öfke davranışlarına dönüşerek ifade edilmeye yönelirler. Kardeşini kıskanan bir çocuğa, insan hiç kardeşini kıskanır mı demek, söylediğin çok kötü ve söylenmemesi gereken bir duygu, mesajını verir. İçinde bu hissi yaşamaya devam eden çocuk anne babaya fark ettirmeden kardeşine zarar vererek bu duyguyla baş etmeye çalışır.

Kaza süsü verilmiş, sanki yanlışlıkla olmuş görüntüsünde davranışlarla anne babaya olan öfkesini kardeşinin canını acıtarak çıkarmaya çalışır. Aslında kardeşini çok sever, ona kimsenin dokunmasına izin vermez, fakat içinde yaşadığı duygudan da kurtulamaz. İki uçtaki duygu arasında gider gelir. Hem sever, hem de kıskanır. Çevresi kıskançlığın çok kötü bir şey olduğu mesajını verdiği için, suçluluk hisseder. Bu durum onu hırçınlaştırır ve öfkeli davranmasına yol açabilir.

Söylenmesine izin verilmeyen, üstü örtülen masum duygular, zamanla gereksiz öfkeli tepkilere yol açabilir. Kendini ifade edebilen, duygularını güzel bir dille söylemeyi öğrenen bir çocuk öfkeyi yüreğinde büyütmemeyi de öğrenir.

Bu duyguları yaşayan bir çocuğa,

-Seni anlıyorum, hem kardeşini çok seviyorsun, hem de onu kıskanıyorsun. Bu gayet normal bir şey… O küçük olduğu için bakımı ve ilgilenilmesi gereken bir yaşta. Onunla son zamanlarda daha fazla vakit geçiriyor olmamız senin böyle düşünmene yol açmış olabilir. Birçok çocuk kardeşi olduğunda bu duyguyu yaşar. Ben seni çok seviyorum. Sen benim hediyemsin. Allah’a seni bana verdiği için şükrediyorum. İyi ki seni bana vermiş ve iyi ki benim çocuğum olmuşsun. Böyle olduğu için çok mutluyum biliyor musun?

Şeklinde bir konuşma yapmak, birlikte oyun oynamak ve resim yapmak gibi faaliyetler, bu durumun sağlıklı olarak atlatılmasında yardımcı olacaktır.

İşte bu sebeple, çocuklarımızın kısıtlayacağımız yönü duyguları değil, olumsuz davranışları olmalıdır.

Ne zamanki, davranışları karşısındakine zarar verecek bir nitelik kazanırsa, işte o zaman engellenmeli ve sınır konulmalıdır. Vurmaya çalışan bir çocuğun elleri tutulabilir, davranışına engel konulabilir… Fakat duygularını söyleyen bir çocuğa ifade etmesi için fırsat tanınmalı, açıcı cümlelerle anlatmasına izin verilmelidir. Çoğu zaman ifade edilen duygular, olumsuz davranışlara ve öfke tepkilerine dönüşmeden halledilmiş olur.

 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*