Düzmece anketle cemaat kapatmak!

Son dönemde yapılan çoğu anketin tersine Cumhur’u “yüksek” göstermeye devam eden bir anket şirketi, cemaat ve tarikatları da gündemine alıp, yaptığı “araştırma”nın sonuçlarını bir kısım medya organlarına servis etmiş.

Buna göre, “Cemaat ve tarikatlar için ne düşünüyorsunuz?” sorusuna % 57.2 “Top- lum için zararlılar, yasaklanmalı” demiş. “Cemaat ve tarikatları denetleyen bir kurum olmalı mı?” sorusuna “evet” diyenler % 65.9. Bu iki sonuç bile kendi içinde çelişkili.

“Denetlensin” diyenler, ne- den ayrıca yasaklanmasını ve kapatılmasını istesinler ki?

Kapatma niyeti varsa za- ten başlı başına abes. Cumhuriyet adı altında kurulan istibdat rejiminde yapılan devrimlerden biri güya tarikatları kapatıp tekkelerin kapısına kilit vurmaktı.

Peki, sonuç ne oldu? Kökü asırların ötesine uzanan tarikatlar ortadan kaldırılabildi mi?

Tekke ve zaviyeleri kapatan devrim kanunu bugün de anayasa korumasında; ama tarikatlar faaliyetlerini hâlâ devam ettiriyorlar…

Çünkü sosyal gerçekler kanunla, yasakla ve emir komutayla düzenlenemez, yok edilemez, değiştirilemez. O- nun için “kapatma” muhabbetini sürdürmek abesle iştigalden başka birşey değil.

Hele cemaatlerin kapatılmasından söz etmek tam bir saçmalık. Çünkü tarikatlardan farklı olarak cemaatlerin kapatılacak bir tekkesi de yok. Tamamen manevî birliktelikler.

Cemaatler resmî şablonlara göre kurulan tüzel kişilikler değildirler ki, kapatılabilsinler.

Denetleme bahsine gelince: Son dönemde birilerinin her fırsatta gündeme getirmeye çalıştığı bu konu da hele şu ortamda çok problemli.

Cemaat ve tarikatları kim denetleyecek? Tek adam rejimiyle kendisini denetime tamamen kapatan bir sistemin cendere ve kıskacındaki Diyanet mi? Özellikle son dönemde siyasetin ve derin müdahalelerin etki alanına iyice giren Diyanet’in kendisi sıkı bir denetime muhtaç hale gelmişken, cemaat ve tarikatları onun üzerinden kontrol altına alma niyet ve teşebbüsü kabul edilebilir mi?

Evet, bugün cemaat ve tarikatların çok ciddî sıkıntı ve problemleri var. Bunların başında siyasetle ilişkilerini mesafeli bir duruş menziline oturtamamış olmaları geliyor ve bu hal siyaseti onlar için tuzağa dönüştürüyor.

Bunun ve diğer sorunların, daha fazla gecikmeden sıkı bir meşveret özdenetimiyle masaya yatırılması lâzım.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*