Edep çerçevesindeki eğlence

Acaba düğünlerde nasıl eğlenmeli? Şöyle kırk gün kırk gece veya üç gün, üç gece sürecek bir düğün mü olmalı? Yoksa gayet mütevazi, gösterişsiz bir düğün mü?

Kırk gün kırk gece padişahlara mahsus bir düğündür. Üç gün, üç gece sürecek şatafatlı bir düğün ise, hali vakti yerinde ve kalburüstü zenginlere mahsustur.

Yöneticilerin gösterişli ve israfa dayalı düğünler yapması, halkın nazarında “Bu değirmenin suyu nereden geliyor?” dedirteceği için kaçınmalı.

Düğün, aslında meşrû olan nikâhı duyurmaktır. Düğün, İslâmî bir örf, bir âdettir aynı zamanda. Nikâhın, evliliğin, düğünle akrabalara duyurulması, haber verilmesi, çevreye de ilân edilmesidir. Yani, toplum nazarında da meşrûluğunun tescilidir.

*Düğünlerde ziyâfet vermek duyurunun en önemli vasıtalarından birisidir.

*Meşrû çerçevede eğlenmek, çalgı çalmak sünnettir. Rasul-i Ekrem (a.s.m.), Abdurrahman bin Afv’a (r.a.), “Bir koyun keserek de olsa düğün yemeği vermesini” (Buhârî, Nikâh 7) tavsiye etmiştir.

*Nakledilen ve sahih kitaplarda yer alan bir başka hadîste de, düğünlerde çalgı çalınmasını, gazel okunmasını da…

“Hz. Aişe (ra) Ensardan, bir yakını kızcağızı evlendirmişti. Resulullah (asm) gelince: ‘Genç kızı gönderdiniz mi?’ diye sordu. Evdekiler ‘evet!’ deyince ‘Kızla birlikte bir de çalgıcı gönderdiniz mi?’ dedi. Onlardan ‘Hayır göndermedik’ cevabını alınca “Ensar, aralarında gazel okuma adeti mevcut olan bir cemaattir. Keşke onlara: ‘Size geldik size geldik, size selâm bize selâm’ deyiverecek birini gönderseydiniz’ buyurdular.” (Kütüb-i Sitte, 6551)

Şu halde, düğünlerde meşrû çerçevede her türlü eğlence, yeme ve içme serbesttir. Burada aslolan çalgı aletinin ve oyunun şekli değil, mâhiyetleridir.

*Düğün yemekleri ve hatıraları kolay kolay unutulmayan faaliyetlerdendir. Bundan dolayıdır ki, nikâhın meşrûiyeti, kurulan âile müessesesinin ilân edilmesi, akrabalık bağlarının pekişmesi, dolayısıyla dayanışma açılarından önemli.

*Ancak, aşırı israftan, gösterişten, kibirden, başkalarının hased ve kin gibi damarlarının kabarmasına sebep olmaktan uzak durmalıdır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*