Eğitim Bakanlığı, Said Nursî ve eserlerine sahip çıkmalıdır

altÜlkemizin varlığı ve bekasına yönelik bütün çalışma ve gayretler içinde eğitim unsuru oldukça, ehemmiyet arz eder.

Mahiyet itibariyle, her şeyin ilme bağlı olduğu da bir realitedir. Eğitim-öğretim faaliyetlerini bu anlayış içinde değerlendirdiğimizde, ülkemiz ve insanımız açısından kıymete haiz durumunda olan etkili bir husustur eğitim.

İyi insan ve her yönüyle sağlıklı nesiller yetiştirerek ülkeye kazanımlarda öne çıkmasında çok büyük rol sahibi olan Eğitim Bakanlığı gibi güzide bir kurum yetiştireceği insanın iki boyutlu bir varlık olduğu düşüncesinden hareketle insanımızı maddî ve manevî yönüyle eğitme gibi, bir tarihî mesuliyetinin olduğu bilinenlerdendir. Eğitime bu hususiyetlere sahip, değerli şahsiyetler ve eserlerinin de katkıları bu bakımdan önem arz etmektedir.

Said Nursî, yaşadığı hayatı boyunca telif ettiği ve adına “Risale-i Nur” denilen şaheserleriyle eğitimi öne çıkarmış, insan odaklı bir eğitim metodunu izhar ederek bu yönde çabalar sarf etmiştir.

Cehaleti birinci düşman olarak tesbit ederek, tahribatlarına dikkat çekip, bu cehalet denen canavarın izalesinin yolunun eğitimle giderilebileceğini ifade etmiştir.

Bu noktalardan hareketle “Bizim düşmanımız, cehalet, zaruret ve ihtilâftır. Bu üç düşmana karşı, san’at, marifet ve ittifakla savaşacağız” diyerek marifet olarak telâkki ettiği eğitimle cehalete karşı mücadeleyi esas almıştır.

Dahası; yaşadığımız çağa ve çağlara yeni ve yenilikçi bir yüzle, millî, dinî ve ilmî realiteleri, doğru süreç ve manalar içinde ele alarak eserlerinde yorumlayan Said Nursî, aynı zamanda millî bir kahraman olarak, milyonların gönüllerinde sevgiye mazhar olmuş bir rehber şahsiyettir.

Çağımıza ve çağlara hitap eden Said Nursî, eğitimde de yeni yüzle öne çıkmıştır.

Telif ettiği eserleriyle Eğitimde, yeni yüzü projelendirerek insanlığın akıl ve vicdanlarına havale eden Said Nursî, orijinal fikir ve beyanlarıyla da mevcut sistemlere bir milât ve alternatif oluşumları izhar etmiştir.

Eğitim dediğimiz unsurda, insan odaklı kaide ve kurallarla iyi insan modeline vurgu yaparak, müfredatları fıtrî yönleriyle değerlendirip, ülke ve insanlığa rehber bir şahsiyet olmuş. Eserleriyle de bu kapıları aralamıştır.

Cehalet denen canavarı, ıslâha yönelik projelendirdiği ve adına “Medresetüzzehra” dediği üniversiteyi kurmak istediği faaliyetleriyle, cehaleti kökünden yok etmeyi planlayan Said Nursî’nin, bu önemli faaliyeti karşısında yönetimlerin ilgisizliği bu olumlu projeyi olumsuz yönde etkilemiştir maalesef..

Çağ’ın değişen ve gelişen atmosferi içinde ileri sürdüğü fikirleriyle, çağa yeni bir yüz hususiyeti içinde, Said Nursî eğitimdeki yeni misyon ve yaklaşımlarla da ülke ve insanının gerçek kalkınma ve doğru mana, ekseninde hareket etme gereğini belirtmiştir.

Said Nursî’nin eğitimdeki çağdaş kronolojisini fark edip, anlamayan kafalar onu ve eserlerini daima karalama cihetini tercih ederek gerçek gelişmişliğin, kalkınmanın ve sosyal realitelerin gerçekleştirilmemesine sebep olmuşlardır.

Bütün bu sebeplerden dolayı da ülke ve insanımızın içine düştüğü bir çok yöndeki kaosu, bir türlü aşamama hastalığına, sun’î oluşumlarla çareler aramaya koyulmuşlardır.

Tarih, Said Nursî’nin doğru metot ve kaidelerle doğru hedefler yönündeki hareketini doğrular mahiyetteki seyrini açıkça göstermiştir.

Şöyle ki;

“Elli beş yıllık gaye-i hayalim ve tam elli beş senedir Risale-i Nur hakikatlerine çalıştığım gibi, ona çalıştım” dediği ve kurmak istediği üniversite projesiyle, din ve fen ilimleri başta olmak üzere, bütün ilimlerin okutulacağı bir eğitim yuvasının tahakkuku zamanında gerçekleştirilmiş olsa idi, şimdi, eğitim yönünde yaşanılan ve herkesin müşteki olduğu mevcut sistemin doğurduğu problemler yaşanır olmayacaktı diyoruz.

Said Nursî’nin eğitim alanındaki bu ileri seviyedeki görüş, düşünce, faaliyetleri ve misyonu, manen tahakkuk ederek, yurdun en ücra köşelerine kadar, eserlerinden yararlanma ciheti içinde yaşanmaktadır.

Resmî ideolojinin kıskacına aldığı ve dizayn edilen mevcut sistemin tıkanıklığı karşısında, Said Nursî, eğitimde bir yeni yüz olarak, fikirleriyle birlikte keşfedilmeyi beklemektedir..

Tam demokratik bir eğitim sisteminin tahakkuku ve uygulanırlığı, Said Nursî’nin fikirleriyle ölçüşür bir durumdur.

Şahıs ve şahıslara endeksi müfredata mukabil, evrensel anlamdaki ölçüler eğitim siteminde var ve hakim olması, Said Nursî ve eserlerindeki eğitim metodunun muhtevasında mevcuttur.

Eğitim Bakanlığının, eğitimde yeni bir yüz olan bu oluşumlara sahip çıkması gerekmektedir.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*