Ego’yu, ene’yi, dize getiren virüs…

Hele şu bacaksızın yaptığına bakın! Daha doğrusu, bacaksız da değil, kimsenin gözüyle göremeyeceği kadar bir ufaklık.
Futbol ile çok alâkam olmaz ve sevmem. Bir haber okudum. Ertuğrul Özkök, koronadan kurtulan Fatih Terim ile bir röportaj yapmış. Onun haberinde, şöyle diyordu:

“Dün arayıp sordum: ‘Hocam böyle diyorsunuz, ama siz de, ben de ego insanıyız. Böyle büyük egolar değişebilir mi?’ Bana çok çarpıcı bir cevap verdi…

“Terim, ‘Tamam egomuz var da, Amerika’dan daha büyük bir ego mu vardı bu dünyada? Onu atarım, bunu keserim, şunu vururum… Bak bir virüs ne hale getirdi. Yani artık benim egom, onun egosu, bunların hiçbirinin manası yok. Hiçbirinin esamesi okunmaz. Bütün dünyanın başına geldi bu.’ dedi.”

Bizimle akran olan ve enesi, egosu tavan yapan bu zatın, birden değişmesi çok mânidar. Allah hidayet versin. Yine de, kimsenin kötülüğünü, kötü olmasını istemeyiz. Aslında, buna hiç te’vil getirmesek de olur. Bu ifadeler bile kâfi. Fakat biz yine de, birkaç kelâm ederek devam edelim.

Bu mevzu ile alâkalı, hem biz, hem de diğer arkadaşlarımız bir kaç defa yazdı. Hakikaten de atom bombası bile atsanız düzeltemeyeceğiniz bir çok dünya düzenini, insan enesini, egosunu, ancak böyle Cenab-ı Hakk’ın vazifeli bir memuru olan koronavirüsü yapabilirdi. Yani, gözle görülmesi mümkün olmayan bu virüsü, Allah vazifelendirmişti. İnşâallah, bir an evvel vazifesini yapar, akılsız başları akıllandırır ve gider.

Ne oldu, o dünyanın kabadayısı, ummanlar, okyanuslar ötesinin jandarması Amerika’ya? Dünyaya düzen verip, istediği gibi at oynatacaktı. Şimdi kendisi at oynatacak saha bile bulamıyor.

Aslında onların da içindeki kötülüklerin menşei ve dünyadaki bir çok karışıklığın müsebbibi olan, İngiliz ve Yahudi milletleri başta olmak üzere; Rus milleti, Avrupa kâfirleri (2. kısmı), Asya münâfıkları ve benzerinin, akıttığı kanlar, acıttığı canların hesabının sorulmayacağı zannediliyordu.

Gerçekten de ne oldu birden ya? Dünyanın dört bir tarafındaki Müslümanların tepesinde patlatılan savaş bombaları, niye bir anda durdu? Myanmar, Doğu Türkistan, Hindistan, Irak, Suriye, Libya, Filistin…. gibi yerlerdeki o savaş tamtamlarının sesi birden nasıl kesildi, kim kesti? Hepiniz can derdine düştünüz değil mi? Tepelerinden ölüm yağdırdığınız ve bunu da, zevkle seyrederek baktığınız o hâller, işte sizin başınıza geldi. Bırakın başkalarıyla, başka şeylerle uğraşmayı, kendiniz nefes alamayacak hâle geldiniz. (Bu arada, benim dikkatimi çeken bir şey oldu. Dünyada bütün bu savaş zulümler bitip, bıçak gibi birden kesilip, herkes kendi can derdine düşmüşken, bizdeki şu geçenlerde meydana gelen ve PKK alçaklarına atfedilen 5 masum insanın öldürülme hadisesini anlayamadım.)

Evet, ne olursa olsun, Cenab-ı Hak, zulme müsaade etmiyor. İmhal ediyor, mühlet veriyor, avans veriyor, ama ihmal etmiyor. Kıyamete bırakmadan bu dünyada peşin, küçük cezasını verip, ahirette de büyük ceza defterine yazıyor.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*