Ekstrem hayatın dayattığı gerçek

Magazin gazetelerinin malzemesi “elit” ve “ünlü” isimlerdir. Onların giyim-kuşam ve yedikleri sanki milyonlarca insanı ilgilendiriyormuş gibi sürekli haberleri yapılır.

Onların hayat biçiminin bizim toplumumuzda bir karşılığı yok. Çünkü “ekstrem” yaşarlar. Toplumda karşılığı olmamasına rağmen, kitle iletişim araçlarının yaydığı bu haberler ne yazık ki, ahlâkî değerlerimizi dejenere ediyor. Zira her şeyi mübah sayan bir zihniyetin oluşumu ahlâkî yozlaşmayı beraberinde getiriyor.

Özellikle kapkaççılık, cinsel taciz, cinayet, yaralama, adam kaçırma, hak ihlâlleri gibi suç türlerinde, ne yazık ki, gözle görülür biçimde artış başladı..

Bu toplumu yaralayan suçların sebepleri araştırılmalı belki de.

Eğitimsizlik midir, işsizlik midir, gelir dağılımındaki adaletsizlik midir?  Aile hayatındaki çözülme midir, ahlâkî eğitimin yetersizliği midir? Bunda magazin programlarının rolü, etkisi nedir?

Her ne olursa olsun “sosyal çözülmeyi hızlandıran” sebepler, mutlaka giderilmeli, meselenin çözüm yolları acilen aranmalı.

Devlet vatandaşın suç işlemesini önlemek için vardır. Kanunî tedbirler getirerek bir takım suçları önlemek için mekanizmalar kurar. Peki bu gibi kanunî tedbirler, kişisel ve toplumsal suçları önlemede ne derece etkili olur?

Araştırma sonuçları bir veri deposudur aslında… Dinin ve dindarlığın suç üzerinde azaltıcı tesir oluşturduğunu araştırma raporları ortaya koyuyor.

Meselâ din olgusu, adalet, merhamet, şefkat, sevgi, hak-hukuk, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, canlıların masumiyeti gibi erdemler, dindarlık derecesine göre kişilerin iç dünyasında şekillenir, gündelik hayat da buna göre anlam kazanır.

Kişinin dindarlığı, hayatın bütün alanlarına yansır. Bu da aslında hayatı kapsamlı bir şekilde yaşamamızı sağlar.

Kur’ân’da, önce ahlâk düşüncesi üzerinde durulur. Bundan dolayı insan hayatını, imanî ve ahlâkî temeller üzerine oturtur. Meselâ, fuhuş, zina, yetim malı yemek haramdır hükmü; “…zinaya yaklaşmayın”, “yetim malına yaklaşmayın” şeklinde ifade buyrulmuştur.

Olaylara reel olarak baktığımızda; içinden geçtiğimiz modern zamanlarda, ahlâkî, imanî ve millî değerleri tahrip etmeyi hedefleyen akımlar, gençlerimizin inanç dünyalarında tamiri güç problemlerin doğmasına ortam hazırlamakta… Dahası; bu tahribat doğrudan genç kuşağı hedef seçmekte… Bu da çeşitli bağımlılıkları ve bedeni kirletmeye yönelik gayretleri… Hatta hatta; magazin hayatların dayattığı kirlenmenin temeline baktığınızda, ateizm, evrim, satanizm, reenkarnasyon, hurafe gibi zihin kirlenmesine yönelik bilinçaltı gayretleri göreceksiniz.

Bu tuzaklardan yegâne kurtuluş reçetesi bellidir;

-Aile değerlerine sımsıkı bağlı kalmak,

-Hem bedenî hem de zihnî kirlenmeye yol açacak tuzaklardan sakınmak,

-Gerek televizyon programlarında gerekse sosyal medya kullanımında seçici davranmak,

-Allah’a ve ahiret gününe inanan ve her bakımdan yaşantısını örnek kabul ettiğimiz Efendimizin (asm) hayat tarzını tanımak ve benimsemek…

Toplumsal ahlâk krizini bu şekilde aşmak mümkün… Yok başka yol.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*