Ergenekon Destanı (!)

Image
Ergenekon destanını biz ders kitaplarından öğrendik. Bu destan Göktürkler’in çoğalmasını anlatır. Düşman tarafından hile ile yenilgiye uğratılan Türklerin Ergenekon Ovası’nda yeniden çoğalıp tekrar eski yurtlarına dönüşünü ve düşmanlarıyla çarpışmasını anlatır.

Bu isim, bulundukları dağın zirvesinde “dağ kemeri” anlamında “Ergene” kelimesiyle “dik” anlamındaki “kon” kelimesini birleştirerek “Ergenekon” adını almış.

Peki, şimdiki “Ergenekon”un bir anlamı var mı?

Mutlaka bu ismi koyan vatanseverlerin(!) bir bildikleri var… Ki yaptıklarına bir ironi katmak amacıyla bu ismi kullanmış olabilir…

Gelelim bir başka efsaneye:

Derin devlete!

Sokaktaki vatandaşa “derin Devlet nedir?” diye sormaya kalksak cevap vermekte zorlanır. Peki biz, eli kalem tutanlar biliyor muyuz?

Kısmen…

Derin devlet: Silahlı Kuvvetler… Polis-MİT, jandarma, Savcı, Yargıç.. Hatta, bazı gazeteci, bilim adamları, Siyasi Parti Gençlik Kolları gibi devletin mutlaka korunması gerektiğini inanan çevreler… Ancak bunun bir “kavram” olduğunu hatırlatalım. Bir örgüt veya dernek değil.

Peki “çete” nedir?

İkiye ayrılır.

Birincisi: Devleti korumak ve derin Devletçilerin sempatisinden yararlanıp, eylem yapan, devlet adına sokağa inen, ancak karşılığında çek-senet işinden başlayıp aleni biçimde soyguna kadar uzanan bir faaliyet alanına sahip olanlar… Mafya değil, ama onlara özenti içindedir… Hatta zaman zaman (özellikle 1990’larda) Jandarma, Polis veya MİT tarafından da kullanıldıklarına inanılır. Taşeron olarak birçok suikast, faili meçhul cinayete katıldıkları bilinir.

İkincisi: çıkar hesabı fazla ön plana geçmeyen grupların kurdukları “çete”lerdir. Emekli askerler, emekli polis ve kendilerine “vatansever” diyen kimi sivillerden oluşur. Genellikle bunlar Devlet’in çeşitli güvenlik kurumlarıyla ilişkileri vardır. Gizli bir destek-taktik alır ve korunurlar (Mehmet Ali Birand, Hürriyet, 03.06.06).

Ancak:

Devlet garip bir varlıktır. İşini yaptırır, kullanır, sonra birden tutum değiştirip aynı grup ve insanları hapse atar. Tarihimiz bu örneklerle doludur.

Acaba bu son tutuklamalar tarihin bir tekerrürü mü?

GÜNÜN SÖZÜ:

“Aynı gökte uçarlar ama, kuzgunun dünyası başka, şahinin dünyası başkadır.”

Muhammed İkbal

Image

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. Ben bu olaya “eden bulur” mantığıyla bakıyorum. Bir zamanlar zulmedenler, zamanı gelince zulme uğrarlar. Bu hep böyle gider..

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*