Eskiyi aratmasın!

alt

AKP Grup başkanvekilleri tarafından, “1997’de uygulamaya konulan kesintisiz 8 yıllık eğitimin ortaya çıkardığı tahribatı, eğitim sistemine verdiği zararı gidermek amacıyla” zorunlu ve kesintisiz eğitimin 12 yıla çıkarılması bunun da 4+4+4 şekllinde olması yönünde Meclis’e gönderilen kanunun görüşmeleri sürüyor. Ancak, yapılan değişikliklerle adeta öncekini aratır düzeye gelindiği görülüyor.

Zira teklif Komisyona geldikten sonra havale edildiği alt komisyonda öyle değişikliklere uğradı ki, “8 yıllık kesintisiz eğitim 12 yıllık kesintisiz eğitim”e dönüşme safhasına geldi.

Teklif geldiğinde malûm çevrelerce yapılan “Başörtüsü ile okumanın önü açılıyor” eleştirisinden mi yoksa başka bir “gelişmeden” mi bilinmez, (Malûm, konu görüşülmedi denilse de Bakan MGK’ye katılmıştı) düzeltmek bir yana teklif geriye gidişe dönüşmüş durumda. Alt komisyonda görüşmeler devam ederken Bakan Ömer Dinçer’in, “Tasarıda değişikliğin MGK’da değil, Başbakanla yapılan toplantılar sonrası gerçekleştiğini” ve Başbakanın değişikliğin 8+4 şeklinde olacağına iknâ olduğunu söylemesi de dikkat çekici bulunmuştu.

Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran, “İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” üzerindeki görüşmelere Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor komisyonunda devam ediliyor.

Görüşmeler hayli hararetli tartışmalara sahne olurken, işin esasından çıkılıp uzun konuşma yarışına girildi. Muhalefet kanun teklifini engellemeye çalışırken, iktidar kanadının kafasının karışık olduğu gözleniyor. Bir de teklifte okula başlama yaşının bir yıl öne alınmasına da dikkat çekilerek “geriye gidişin” gölgelenmeye çalışıldığı ifadeleri de kullanılıyor.

28 Şubat dayatmalarından olan ve bugüne kadar değiştirilemeyen sisteme göre şu anda kesintisiz eğitim zaten 8 yıl. Daha sonra, öğrenciler isterlerse lise ve dengi okullara gidebiliyor. Şu anda gelişmelere göre bu değişiklikle lise kısmı da “zorunlu” olmuş olacak. Bu da kanun teklifinin içi boşaltıldığı anlamına gelecek.
«««
Bu konuyu konunun uzmanı olan sendikacılara sorduk ve şu değerlendirmelerde bulundular. Eğitim-Bir-Sen, komisyona da gönderdiği yazısında kanun teklifinin alt komisyon tarafından kabul edilen metnine yönelik eleştirilerini sıralıyor. Öyle görülüyor ki, bizim de yaptığımız eleştirilerle örtüşüyor.

Bir kaçını sıralayalım:
“İlköğretim okullarının ayrı iki kademe okulu olarak düzenlenmesi gerekirken, ilköğretim sürecini birbirinin devamı niteliğinde iki ayrı kademeye ayırıyor.

İlköğretim ikinci kademe okulları ile ortaöğretim programları arasında geçiş esnekliği içermiyor.
Ortaöğretim sürecinde açık öğretim ve uzaktan öğretim gibi yöntemlerle okula devam zorunluluğunu esneten yöntemlerin hayata geçirilmesine imkân vermiyor.

Ortaöğretimin bireylerin tercihine dayalı isteğe bağlı bir süreç olarak öngörmüyor.
Ortaöğretim programları arasında geçiş esnekliği içermiyor.
Yükseköğretim kurumlarına yerleştirme puanlarının belirlenmesinde, farklı katsayı uygulamasının yeniden hayata geçirilmesini engellemeye yönelik bir amir hüküm içermiyor.”

Eleştirilerin özünü ise şu cümle oluşturuyor. “Mevcut haliyle, ilköğretim ikinci kademe programları arasında imam hatip liselerinin ortaokullarına tekabül eden bir öğretim programı uygulanmasına izin vermiyor.”
«««
Çünkü, kesintisiz eğitimin esas amacı, imam hatiplerin orta kısmını kapatmak için getirilmişti. Bu değişiklik de bunu sağlamaktan uzak. Komisyonda bir değişiklik yapılır mı bilemiyoruz, ama şu anda görülen manzara bundan ibaret.

Ümit ediyoruz bu eleştiriler dikkate alınır, kesintisiz eğitim 15 yıl sonra da olsa tarihe gömülür, kesintili ve kademeli bir eğitim getirilir. Akl-ı selim sahibi milletvekillerinin komisyonda olmasa da genel kurulda milletin istediği sistemi getirmeye çalışmaları gerekir. Bu yapılırken de karma eğitim sistemi de gözden geçirilmelidir.

Her ne kadar hükümetin bu hususta herhangi bir girişimi olmasa da karma eğitim meselesi de önümüzdeki zamanlarda gündeme alınması gereken çok mühim bir meseledir.

Netice olarak milletvekillerinin görevi bir takım çevrelerin dediğini yapmak değil, doğrudan milletin istediğini ve arzuladıklarını yapmaktır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*