Günlerdir dostlardan Gazze ve Trump temalı mesajlar alıyoruz. Dostların kimisinde kızgınlık, kimisinde serzeniş ve çok azında ise istifham dolu bakışlar…
Âhirzaman hadiseleri o denli perdeli cereyan ediyorlar ki… Dostlar mahiyetlerini anlayamayınca, nidaları düşmanların nümayişlerine karışıyor… Birileri bilmeden ve diğerleri şuurluca seyrin farkındalar…
Artık sokaklarda; kimin dost, kimin düşman olduklarını karıştırıyoruz. Ve seriü’s-seyr zamane çocuklarını çıldırtacak bir süratle cereyan ediyor, hadiseler…
Dünya kamuoyu ortadan ikiye bölünmüş. Sağdakiler “Diril!” dediklerinde soldakiler “Öl!” diyorlar…
Olaylara zamanlarüstü bir bakışla bakamadığımızda, gözümüze yalnızca hadiseler ve şahıslar ilişiyor. Yine öyle oldu. ABD seçimlerinin neticesinde, bu garipliklerin yaşanacağını tahmin etmiştik. Çünkü kırk seneyi aşkındır dünyada yaşananları, plan-programlar halinde, Amerika gibi bir cihan devleti üzerinden az-çok biliyorduk. Yerküremizi tamamen ele geçirmek ve insanlığı boğmak isteyen Deccaliyetin mahiyetini Risale-i Nur’dan okuyanlar, meselenin şahıslar/olaylar bazında değerlendirilemeyeceğini iyi biliyorlardı. Dünyamız yüz sene önce “devletler/milletler” savaşlarına veda etmişti. Görünürde ülkelerin bayrakları, orduları ve diplomatları görünse de; asıl savaşların temel felsefeler, ideolojiler, menfaat grupları ve insanlığın farklı sınıfları arasında cereyan ettiğini, Nurları dikkatlice okuyanlar biliyorlardı.
Biliyorlar ki; Bediüzzaman’ın, talebesini Kore harbine göndermesinin sırrını başkalarına altmış küsur senedir anlatıyorlar… Anlamak istemeyenler yine anlamadılar. Dünya iki blok halinde savaşa girmişti: Allah’a inananlar ve inanmayanlar… Demokrasiye inananlar ve müstebitler… İnsanlığın temel değerlerine ve fıtratına taraf olanlarla, bu mefhumlara karşı olanlar…
Gazze’de ne değişti? Hiç kimse bin iki yüz rehinenin neden ve kimin yardımıyla kaçırıldıklarını sormuyor. İsrail’in bilgisi dahilinde, HAMAS, Gazze’de cephe komutanlığı yapıyor. Arap Baharı’nda operasyon karargâhı olarak kullanılan Doha, İhvan’ın ihtilâlci kısmının karargâhı olduğu halde, kimse soru sormuyor… Ve sonra Neocon-Neoliberal ittifakının paralarıyla donanmalar yanaşıyor, Gazze’ye… Ve uçaklar Güney Kıbrıs’a, savaş lobisinin yeni teknolojisini, Filistinli bebekler üzerinde denemek üzere indiriyorlar. Her yer kan, gözyaşı, feryat ve acı… Türkiye’nin meşhur idarecileri, beyanatlarla yetiniyorlar. İsrail ile ticareti durdurmaya bile cesaret edemeyen Türkiye kökenli dünya liderleri… Savaşanlar İsrail’in çocukları değildi, Gazze’de… Halep, Musul, Ukrayna ve başka birçok yerde olduğu gibi; savaşanlar, Neoconların organize ettikleri, maceraperest paralı askerlerdi… Yani o savaşçıları; Obama’nın da tasdikiyle, Amerikalı Troçkist savaş lobisi dünyanın dört bir yanından toplamıştı. Onlar ölecekti ve yeni silâh teknolojisi de, büyümeye devam edecekti. İsimler önemli değildi… El-Kaide, Eş-Şebab, Boko Haram, Hizbu’l-İslâm, IŞİD, HTŞ veya PKK… Ve Hindukuş Dağları’ndan Batı Afrika sahillerine, Astana’dan Kiev’e tam dört milyondan fazla insan öldürülmüştü…
Zahiren iç savaş olarak takdim edildi, bize… Hatta Türkiye ve İsrail gibi devletler; IŞİD’e destek vermişlerdi. Yaralılarını hastanelerinde tedavi ettikleri gibi, silâh ve mühimmat da sağlamışlardı…
Fakat ölen Suriye’ydi, Irak’tı, Kabil’di, Libya’ydı, Ukrayna’ydı ve Gazze’ydi… Buralardaki düşmanların mahiyetleri bilinmediğinden, savaşların da mahiyeti silikleşip kayboluyordu. Geriye ise; enkazlarla viraneye dönüşmüş şehirler kalmıştı… Enkazların altında ise cesetler…
Gelelim Gazze’ye… Gazze’yi, İsrail üzerinden; Yahudileri insan içine çıkamayacak hale getiren Neoconlar yıkmışlardı. Trump’ı çeşitli entrikalarla bitirmek isteyen Neoliberal-Neocon ittifakı… Yani, Yeni Yüzyıl’cılar veya diğer tabirle Küreselciler… Kongre baskını, Rusya’nın 2020 seçimlerine müdahale iddiası, başkana iki suikast ve Yahudilerin blok halinde karşılarında durdukları Donald Trump…
Mesele Trump mıydı, yoksa semavî dinlere düşmanlık mıydı? Veya fıtratı bozmak isteyenlerle fıtratı kollayanların savaşı mıydı?
Mesele demokrasi ve şeffaflık mı, yoksa insaniyeti hayvan görüp –COVID-19 münasebetiyle– bizi ahırcıklara dolduran Küreselciler mi? İşte mesele burada düğümleniyor…
Peygamberimizin (asm) Âhirzaman’da olacağını haber verdiği olaylar bunlar değil mi? Kasım 2024 seçiminin neticesinde, Küreselcilerin yüksek mevkilerde bulundukları ülkelerdeki depremlerini görmediniz mi?
Gazze’deki silâhlar neden birdenbire sustu ki… Küreselcilerin yüz milyarlara varan silâh sevkiyatına rağmen Zelenski denilen dansöz, neden masanın dışına yuvarlandı… Ve Paskalya bayramına varmadan barışın Kiev’e geleceğini söylüyor, Trump… Neden…
Tarih tekrar ediyor. Dün Trumman ve bu gün Trump.
Dün Kore ve bugün Kiev.
Bütün Mesele deccaliyet ile insaniyetin savaşı değil mi?
*
Peki, şimdi soruyoruz…
Trump otuz sene önce gelseydi ve BOP olmasaydı… 11 Eylül gerçekleşmeseydi… Irak yanmasaydı, Bağdat tutuşmasaydı… Libya parçalanmasaydı… Ve yetim bakışlı Yemen, yüzbinlere varan insanını kaybetmeseydi, güzel olmaz mıydı?
Benzer konuda makaleler:
- Türkiye`nin Her Yerinde Protesto
- Gazze’de insanlık katlediliyor
- Aramızda büyük bir dayanışma oldu
- Tepkiler Dinmiyor
- İlk Kıvılcım – Daniele Ganser (İsviçreli Barış Aktivisti)
- Ortadoğu Büyük Bir Alt Üst Oluş Yaşıyor, Tarih Yazıyor
- İsrail katliama doymuyor
İslam dünyasındaki insanların yığın halinde öldürülmeleri bizde ülfet mi meydana getirdi. Dört milyon insanın neden ve nasıl öldürüldüğünü sorgulamadan GAZZE diyenlere şaşırıyorum. Zaten bütün Arap ülkelerinin savunmasını Pentagon para karşılığı üstlenmemiş mi? İnsan biraz düşünmeli, değil mi?
Zamanlar üstü bakma çabasından zamanın içini göremiyorsunuz yazılarınızda. Başkalarını eleştirdiğiniz konularda önde gidiyorsunuz.
Şu yazıdan birşey anlayan varsa onu tebrik ediyorum. Okudum tekrar okudum anlayamadım. Adam daha önce Kudüsü İsrail’in başkenti yapmış. Şimdi de Gazzelileri oradan göndereceğim diyor. Sen bu kişiyi hâlâ iyi göstermeye çalışıyorsun. Bu ne tramp sevdasıymış. Çok şükür ki tramp savarlar ve putin savarlar da var
Sayın hocam bu yazı çok sofistike bir yazı olmuş. ”Başkana iki suikast ve Yahudilerin blok halinde karşılarında durdukları Donald Trump” diyorsunuz, halbuki bu Trump denen herif Evanjelik hıristiyanları seven Yahudi damadı Kuşner ve babasına bayağı bir görev vermiş. Bu nasıl deccaliyet ile mücadele edecek. Acaba üstad’ın dediği süfyan aldatarak iş görür şeklinde bir iş görüyor olmasın bu heybesinde çok meçhul Turplar olan Trump. Ayrıca 2001 ikiz kule saldırıları da Cumhuriyetçi W.BUSH başkan iken olmuş ve sonra Irak ve Afganistan operasyonları olmuştu.
1- Öncelikle şunu söyleyeyim ki yazıyı iki defa dikkatlice okumama rağmen anladığım tek şey, hemen hemen hiçbir şey anlamadığımdır! “Ey Trumb” başlığıyla kaleme alınmış bir yazıda Trump’a tek bir söz edilmemesi, daha baştan yazıyı garip kılıyor. “İki defa okuyup anlamamak” dedim ya, demek ki altı yıl üniversite ve dört yıl ihtisas eğitimi, yazıyı ve anlatmak isteneni anlamama yetmiyorsa biraz daha eğitime ihtiyacım var demektir. Sayın Bulut’un hemen hemen okuduğum her yazısında, beynimdeki gri hücrelerin kapasitesi konusunda şüpheye düşüyorum. Lütfeder de daha anlaşılır bir tarzda yazarsa şahsen minnettar olurum. Yazı, meyve, sebze, tarım ürünleri, envai çeşit yağ, makine parçaları gibi birbirinden bağımsız unsurların harmanlandığı bir bohça gibi olunca, bundan ne çıkarılması gerektiğini anlamak için sıradan bir eğitim yeterli olmuyor!
2- Kısaca yazıdan anladığım (yazar “dünyanın yarısı” diyor ama ben daha fazlası olduğu kanaatindeyim), Trump’un her türlü insani duygudan uzak, tam bir ahmak olduğu ve zayıflara tepeden bakıp hor gördüğü. Özellikle de tüm Müslümanları rencide eden tavrının arkasında, bizim göremediğimiz perdelenmiş hikmetler varmış gibi bir anlatım mevcut. Bu kadar görmekten aciz biz sade vatandaşlara, Gazzelilerin bir daha yurtlarına dönemeyecek olmasının onlara nasıl bir fayda sağlayacağını, oralara yapılan otel ve AVM’lerin hamiyet-i milliyeye nasıl bir katkısı olacağını izah etseydi, şahsen çok aydınlanmış olacaktık diye düşünüyorum. Grönland’ı almak, Panama Kanalı’na el koymak, durduk yere hür Batı ülkeleri ile vergi savaşları üzerinden bölünmüş bir “hür dünya” görüntüsü vermenin baskıcı rejimlere nasıl bir mesaj verdiğini de açıklasa, biraz daha rahatlardık.
3- Yazı içinde o kadar çok farklı olay tek bir konuyla alakalıymış gibi ele alınmış ki, fikrî takibi sağlamak için epey efor harcamak gerekiyor. Günübirlik bir gazete yazısı için, Risale için ayırdığı efordan daha fazla efor harcamak zorunda mı okuyucu? Bunu geçelim de, yazarın çok eleştirdiği BOP’un, Cumhuriyetçilerin en etkili başkanlarından Bush’a ait olduğunu ya atladığını ya da Demokrat-Cumhuriyetçi fark etmeksizin bu akımın içine her kesimin gireceğini düşünüp bahse değer görmediğini anlıyorum. Yazı içinde, Üstad’ın ifadelerinin Trump’ın (nezaketen “herif” diyorum, yoksa genel tabirle “manyak” ve “çatlak”) icraatlarını kabul edilebilir kılmaya çalıştığı izlenimi veriliyor. Bunun kabul edilebilir olup olmadığından emin değilim. Tüm dünyanın yaka silktiği Trump’ın, özellikle şu dönemde İslam âlemini yerinden hoplatan icraatları ciddi tepki doğururken, Yeni Asya’da yayınlanması bana, denetim mekanizmalarının işleyişi konusunda soru sorma cesareti verdi. Tek cümleyle söyleyeyim: Aklım almıyor!
4- Kimsenin ne yapmaya çalıştığını anlamakta zorlandığı, daha doğrusu anlamayıp zor karşısında sustuğu bir adamı savunmak için bu kadar fazla tevil gerektiren yorumlara girmeye gerçekten gerek var mıydı? Daha önce savunduğunuz biri hata yapınca susmak veya “yanlış yapıyor” demek, dolambaçlı cevaplar vermekten daha mı zor?
Abi olaylara zaman üstü bakış diyerekten her şeyi ters yüz etmek doğru değil. Olaylara bu kadar çok anlam yüklemek gerçeği bulanıklaştırıyor. İman-küfür savaşı var dünyada. Müslümanlarla kafirlerin savaşı var. Yahudiden, Hristiyandan dost olmaz Müslümanlara. Gerçek bu.
Ahir zamanda pek çok şey perdeli ve yoruma muhtaç peki Trump ın son Gazze söylemlerini nasıl yorumluyorsunuz amacı ne ola
Tebrikler Saygı Değer, Sadakat’lı Sarsılmaz Şükrü Bulut Abim Topu taca atmıyorum, bende tepki verenler arasındaydım. Ama işi ehline bırakmak ve o ehle teslim olmak kerekiyor.. Emeğine sağlık, Allah böyle Agabeyleri başımızdan eksik etmesin .