Ezher Üniversitesi ve İslâm’da kadın hakları

Bediüzzaman Hazretleri Risale-i Nur’da Ezher için “Âlem-i İslâmın medresesidir” ifadesini kullanır. “Câmiü’l-Ezher Afrika’da bir medrese-i umumiye olduğu gibi, Asya Afrika’dan ne kadar büyük ise, daha büyük bir darülfünun, bir İslâm üniversitesi Asya’da lâzımdır” der ve Medresetüzzehra projesini “Camiü’l-Ezher’in kızkardeşi” cümleleriyle sunar.

“Elli beş senedir Risale-i Nur’un hakaikine çalıştığım gibi ona da çalışmışım” dediği bu projede maksad ırkçılığı önlemek, İslâmiyet milliyetini “Mü’minler kardeştirler.” (Hucurât Sûresi: 10) ayeti gereğince inkişaf ettirmek, felsefe ve din ilimlerini barıştırmaktır.1

Bediüzzaman Hazretlerinin üzerinde önemle durduğu Camiü’l-Ezher,  geçtiğimiz hafta kadın hakları konusunda önemli bir çalışmanın neticelerini dünya kamuoyuna sundu.

EZHER KADIN HAKLARI BİLDİRGESİ

Ezher, bir yıldan fazla süredir üzerinde çalıştığı kadın hakları bildirgesini Dünya Müslüman Âlimler Birliği Başkanı Yusuf el-Kardavi’nin de katılımıyla açıkladı.

Mısır’da Tahrir Meydanı olaylarından sonra Ezher, kadın haklarının korunması için girişim başlatıp, Mısırlı kadınların görüşlerini aldı. Ezher’e bağlı Âlimler Yüksek Kurulu, kadın hakları bildirgesini ülkedeki siyasî ve sosyal çevreler tarafından uzun tartışmalar ve çalışmalar sonucu hazırladı.2

Bildirge, yedi ana maddeden oluşuyor.

KADININ İNSANÎ VE SOSYAL DEĞERİ:

Dinimizde kadın, ümmetin ve sosyal hayatın parçası olarak erkek ile eşittir. Kadın ve erkek arasındaki ilişkinin ortak sorumluluk ilkesi üzerine kurulması gerekir.

“Eşitlik ve sorumluluğu paylaşmak” İslâm’da iki cins arasındaki ilişkilerin cevherini oluşturur.

Erkek, eşinin maddî ve manevî ihtiyaçlarını karşılama yükünü üstlenir. Bu durum erkeğe, eşine ya da çocuklarına karşı tasarruflarında mutlak otorite olma hakkı vermez.

KADININ HUKUKÎ HAKLARI:

Kadın, Hz. Muhammed’in (asm) İslâm dinine davete başladığı dönemden beri ekonomik bağımsızlık ve hukukî yükümlülük konusunda tam ehliyete sahiptir. Kadının mirasta yasal hakkı vardır ve devletin bu hakkı güvence altına alması gerekir.

Âlimlerin ve ileri gelenlerin, kadının miras hakkını engelleyen örf ve adetlere karşı çıkarak bunların ortadan kaldırılması için çaba sarf etmesi gerekir.

KADIN VE AİLE:

Aile toplumun temelini oluşturur. Sözleşmeye dayalı maddî ve manevî bir oluşumdur. Ailenin kurulması için uygulamaların kolaylaştırılması gerekir.

Ailenin nafakasını sağlamak erkeğin görevidir. Kadın, doğal yapısı gereği çocuk doğurur ve büyütür. Ancak bunlar kadın ve erkeği bu rollere hapsetmek anlamına gelmez. İkisinin de hayatta çeşitli rolleri vardır.

Aile, iki tarafın onayıyla kurulduğu için sözleşmeye ve anlaşmaya dayalıdır. Aile, anlaşarak ya da hukukî yollarla sona erdirilir. Kadın ve erkek aileyi kurmada ve sona erdirmede eşit haklara sahiptir. Ailenin sona erdirilmesi nikâh ahdinin şartlarına uygun şekilde gerçekleştirilir. Temeli ise iki tarafın rızasına dayanır.

KADIN VE EĞİTİM:

Eğitim kadının hakkıdır. Devletin ve toplumun eğitim için kadının önünü açması, maddî ve manevî refah için kadın-erkek ayrımcılığı yapılmaması gerekir.

KADIN VE İŞ HAYATI:

Eşler, aralarında vardıkları anlaşma şartlarına, dine ve ahlâka uygun olması hâlinde İslâm dini kadının çalışmasına karşı çıkmaz. Modern hayat, kadının insanî vazifelerini yerine getirmesinin yanı sıra çalışmasını gerekli kılar.

Kadının çalışması bazı esaslar üzerine kuruludur. Adalet ve fırsat eşitliği bu esaslardandır. Kadınlar için çalışma şartlarının kolaylaştırılması, ailenin ise maddî-manevî zorlukları taşıma konusunda işbirliği içinde olması gerekir.

KADIN VE KİŞİSEL GÜVENLİK:

Kadına karşı cinsel taciz insanlık felaketidir. Kişinin kendini koruması bireyin ve toplumun sorumluluğu altındadır.

SİYASÎ VE SOSYAL HAYATTA KADIN:

Şartlarını taşıdığı ve mahareti olduğu takdirde kadın, her türlü sosyal, siyasî ve kültürel göreve katılabilir. Devletin bu yöndeki fırsat eşitliğini koruması gerekir. Kadının, millî teşkilatlara katılma hakkı vardır. Kadın, doğru gördüğü düşünceleri aktarmak, hakkını korumak amacıyla karar yapıcılara ulaşmak için seçme ve seçilme hakkından yararlanabilir.

HÜLÂSA

Bediüzzaman Hazretlerinin “Âlem-i İslâmın medresesidir” cümleleriyle övdüğü Ezher Üniversitesinin tüm dünya Müslümanlarına yönelik İslâm’da kadın hakları konusundaki bu bildirisinin, kadınların hak talebiyle meydanlara döküldüğü bir zamanda yapılması ilginç!

Geç, ama demek ki zamanı şimdi imiş!

İlginç olan diğer bir husus da Ezher Bildirisi’nde ifade edilen her bir maddenin, Bediüzzaman Hazretlerinin 1950’li yıllarda neşrettiği Hanımlar Rehberi isimli eserde sarih ya da işareten anlatılması …

Anlaşıldığı kadarıyla  “Camiü’l-Ezher’in kızkardeşi” ifadesi sandığımızdan çok daha derin mânâlar ihtiva ediyor!

Kaynaklar:
1- Emirdağ Lâhikası, s. 438–439
2- AA

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*