Farklılığımız haklılığımızdadır

Yeni Asya’nın 40. kuruluş yıl dönümüne “Yeni Asya Okumak Bir Ayrıcalıktır” diye bir yazı yazmıştım. Bazı arkadaşlar bu başlığı ve muhtevasını abartılı bulmuşlardı. Ama benim gözümde abartılı değil aslında eksik bir ifadeydi. Ayrıcalıktan da öte, bir şereftir demek lâzımdı. 45. yılında da aynı kanaatimi daha kuvvetli olarak muhafaza etmekteyim. Rabbim ömür verirse, inşaallah 50. yılında da aynı yerde, aynı duruşta olacağımı ifade etmek isterim. Çünkü Yeni Asya gerçekten farklı bir gazetedir. Yeni Asya’yı sadece bir gazete olarak görmek de doğru değildir.

Arif Nihat Asya, ağaç hakkında yazdığı bir şiirde şöyle der: “Bir ağaç ki, eğile büküle ibadet olmuş / Bir ağaç ki, ağaç deyip geçmek âdet olmuş.” Yeni Asya için de “gazete deyip geçmek âdet olmuş” diyebiliriz. Gerçekten de Yeni Asya, gazetenin çok ötesinde bir mânâ taşımaktadır. Bir mekteptir, bir “tavizsiz istikrar çizgisi’dir, bir deniz feneridir, bir çoban yıldızıdır. Karanlıkta kalanlara bir ışık, yolunu şaşırmışlara bir yol gösterici, mütehayyir kalanlara bir mürşiddir.

Daha önce de bir yazımda ifade etmiştim, Yeni Asya doğduğunda ben daha on beş yaşımda bir çocuktum. Ama küçük ruhumda büyük bir boşluk hissediyordum. Bu boşluğu da ancak okumakla ve yeni şeyler öğrenmekle doldurabileceğimi fark ediyordum. İşte böyle bir zamanda Yeni Asya doğdu. Bana iyi bir arkadaş, samimî bir dost, güzel bir yoldaş oldu. Aynı yolda beraber yürüdük, beraber büyüdük. Böylece 45 yılın nasıl geçtiğini anlamadık. Bugün ben altmışına merdiven dayamış, ihtiyarlık basamaklarını tırmanırken, Yeni Asya 45 yaşında bir delikanlı olarak bana eşlik etmeye devam ediyor.

Yeni Asya’yı değerlendirirken, bu kadim dostluğumuzdan dolayı acaba duygusal mı düşünüyorum diye bazen soruyorum kendi kendime. Yaşanan olaylar karşısında gösterdiği kararlılığın, cesaretin, istikrarın ve doğru istikametin Yeni Asya’ya muhalif olanlar tarafından bile takdir edilmesi, benim gazetem hakkındaki düşüncelerimin duygusallıktan kaynaklanmadığını göstermektedir. Bu ifadeler tamamen hakkın ve hakikatin dile getirilmesinden ibarettir. Zaten Yeni Asya’nın sloganlarından birisi de “Hakikatin Gür Sesi”dir.

Hak yolda olmak kadar, hak yolda kalmak da önemlidir. Hakk’ın yolu uzun, yükü ağırdır. Bu yükü uzun süre taşımak kolay değildir. Sabır ister, metanet ister, sebat ve sadâkat ister. Nitekim bu yüke daha fazla tahammül edemeyenler ona omuz vermekten vazgeçmişler, kendilerine göre daha emin bir yol seçmişlerdir. Ama Hakk’ın hamalı olmayı kabul edenler, şerefle bu yükü taşımaya devam etmektedirler.

Hakkı tutup kaldırmak için bedel ödemek gerekir. Merhum Mehmed Âkif’in zulüm ve haksızlık karşısına, “Adam aldırma da geç git diyemem, aldırırım / Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım” dediği gibi, Yeni Asya da hiçbir haksızlığın karşısında boyun eğmemiş, mağdur olmuş, mahkûm olmuş, ama asla mahçup olmamıştır. Okuyucularını da hiçbir zaman mahçup etmemiştir. Her zaman ve her yerde hakkı tutup kaldırmıştır. Zira “Hakk’ın hatırı âlidir, hiçbir hatıra feda edilmez” düsturunu şiar edinmiştir.

Bugün dinî muhtevalı ve Risale-i Nur eksenli bir çok gazete, dergi ve internet sitesi vardır. Hepsi de kendi hizmet anlayışı doğrultusunda yayın yapmaktadır. Yeni Asya, Bediüzzaman Hazretlerinin başyazarlığını yaptığı, Risale-i Nur’un meslek ve meşrebine en uygun, Bediüzzaman’ın fikirleriyle boyanmış bir gazetedir. Her gün, her sayfasında Risale-i Nur’un bir lem’asını görmek mümkündür. Hiçbir istibdada boyun eğmeyen, deccalizme en ufak bir taviz vermeyen tek gazete dersek, her halde yanlış olmaz.

Risale-i Nur’dan istifade eden pek çok cemaat ve yayın organı vardır. Bunların çokluğundan memnuniyet duyuyor, Allah sayılarını arttırsın diyoruz. Yeni Asya bu kaynaktan istifade ettiği gibi, başkalarının da istifadesi için gayret etmektedir. Suyu kaynağından alarak içine başka maddeleri karıştırmadan, suyu bulandırmadan olduğu gibi arı ve duru bir şekilde ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaktadır.

Yeni Asya’nın haklılığını söylerken, “Hak yalnız bizim mesleğimizdir” demiyoruz, ama “Bizim mesleğimiz daha haktır, daha güzeldir” demeye hakkımız olduğunu söylüyoruz. Zaten bizim farkımız da buradan kaynaklanıyor.

Yeni Asya’yı “Siyaset yapıyor” diye itham edenlere de bir çift sözümüz olacak. Yeni Asya siyaset yapıyorsa, Üstad’ın siyasetini yapıyordur. Lâhikalar’da, Münâzarât’ta, Divan-ı Harb-i Örfî’de ve Risale-i Nur’un muhtevasında nasıl bir siyaset varsa, Yeni Asya da o siyaseti takip ediyor. Yoksa, “menfaat üzerine dönen siyaset” Yeni Asya’nın ilgi alanının dışındadır. Böyle siyasetle kimlerin meşgul olduğunu yakın tarihin henüz solmamış sayfalarında okumak mümkün olduğu gibi, günümüzde yaşanan olayların ibret levhalarında da görmek mümkündür.

“Gerçekten haber veren” Yeni Asya’nın 45. kuruluş yıl dönümünü tebrik ediyor, daha nice yıllara aynı hâl ve minval üzere ulaşmasını diliyorum.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*