Oruçlu iken günahlara karşı içimizde büyük bir set ve karşı duruş gücü oluşuyor. Ruhumuz sükûnete eriyor. Dünyanın alına, yeşiline, rengine, servetine, malına, mülküne, sevgisine karşı içimizde büyük bir doygunluk ve istiğnâ meydana geliyor. Oruçlu iken bizi yaratan Rabb’imizin Gani ismi içimizde tecellî ediyor, bizi bütün nimetlerden zengin kılıyor. Yemiyoruz, ama yemiş gibi tok oluyoruz. İçmiyoruz, ama içmiş gibi suya kanmış oluyoruz, lezzetlerden kendimizi alıkoyuyoruz, ama lezzetlere banmış gibi bir mutluluk tadıyoruz boylu boyunca. Nâmahreme karşı gözümüz tok, ilgimiz yok; mahreme karşı özümüz hakka doğru, sözümüz Rabb’e doğru. İçimizde ne şeytan var, ne dessas cin, ne fitne, ne fesat! İçimizde barış, kardeşlik, sevgi, saygı, huzur mutluluk ve uhuvvet hâkim. Biz bütün mü’minlere kardeş olduğumuzu oruçla hissediyoruz.
Ne zaman ki, Allah’ın büyüklüğü, eşsizliği, azameti, benzersizliği, ulûhiyeti, birliği, tekliği, O’ndan başka İlâh ve Mabud olmayışı, her şeyin O’na boyun eğiyor oluşu, bütün kâinâtın O’nun emirlerine âmâde oluşu yüksek sesle îlân edilecek, Allah’ın “Buyurunuz!” emri gelecek; işte o zaman Allah’ın izniyle, emriyle ve irâdesiyle elimiz nefsimizin isteklerine ulaşabiliyor, helâlinden olmak kaydıyla dileğimizce yiyoruz, içiyoruz, lezzetimizi takip ediyoruz.
Demek, oruç günahlara istiğnâ bakımından duygularımızı latîfleştiriyor, bizi melekleştiriyor.
Benzer konuda makaleler:
- Corona virüs musibetinin hikmetleri ve manevi tedbirler
- Risale-i Nur´da Günah Psikolojisi
- Cinselliği doğru kullanmanın ve zinadan korunmanın yolları nelerdir?
- Manevî temizlik: İstiğfar
- Yeni Asya Gazetesi nasıl kuruldu?
- Mutluluk, algılamadadır
- Peygamber efendimizin iletişim tekniği