Filmde Nursî’nin bağımsızlık mücadelesindeki başarılarının takdir gördüğü ve Ankara’ya M. Kemal tar

İSLAM bilgini Said Nursî’nin (1878-1960) hayatını konu alan “Hür Adam” filmini izledim.
Türkiye’nin fikir ve inanç hayatında bu denli önemli rol oynamış bir kişiye dair bir filmin, ölümünden ancak yarım yüzyıl sonra çevrilebilmiş olmasından üzüntü duyuyorum, ama bunu Türkiye’nin bürokratik vesayet rejiminden kurtuluşunda bir dönüm noktası olarak gördüğüm için mutluyum. Yönetmen Mehmet Tanrısever’i ve filme katkıda bulunan herkesi, seyredilmeye değer eserleri için kutluyorum.

Elbette ki filmin eleştirilecek yanları olabilir; gelecekte Nursi’nin yaşamını daha iyi canlandıran filmler çekilebilir. Ama sanırım bu film, bilmeyenler için Nursi’yi öğrenmeye iyi bir vesile olacak. Umarım, bundan sonraki adım, Nursi’nin üç döneme ayrılan serüvenini yansıtan bir belgesel olur.

Ben Nursî’nin temellerini attığı Nurcu akımın, onun herhangi bir kolunun mensubu değilim. Bırakın Nurculuğu, dindar bir kimse de değilim. Çeşitli vesilelerle söylediğim ve yazdığım gibi, fikri hayatım ülkemizdeki güçlü pozitivist (yani, dini inançları kişi özgürlüğüne, bilime ve toplumsal gelişmeye engel gören) akımın etkisi altında başladı. Zamanla bir insan ve sosyal bilimci olarak ulaştığım anlayış şu oldu: İnsanların dünyevi ihtiyaçları kadar, manevi ihtiyaçları da vardır. Modernleşmeyle, bilimsel ve toplumsal gelişmeyle birlikte dinlerin etkisini yitireceğine dair teoriler bunun için yanıldı. Dini inançları insanların ve toplumların hayatlarından silmeye yönelik rejimler bunun için başarısız oldu. İnsanlar varolduğu sürece, dini inançlar da varolacak.
Bütün ideolojiler gibi dinlerin de farklı yorumları var. Biraz basite indirgemek pahasına denilebilir ki, modernleşme (yani tarımın yerini sanayinin, köyün yerini kentin, cemaatin yerini bireyin, dinin yerini bilimin, geleneğin yerini akla dayalı kuralların alması; dinle devletin ayrılması) sürecine dindarların esas olarak iki farklı tepkisi olmuştur: Bir yanda, yenilenmeyi reddeden köktenci, eskiye dönüşü savunan yorumlar; öte yanda modernist, zamanın gereklerine göre yenilenmeyi savunan yorumlar. (Ve tabii orta yolcular.) İslam dini de buna istisna değildir. Onu modernleşmeye kapalı ilan eden yerli ve yabancı Oryantalistlerin iddialarının aksine İslam inancı da kendini sürekli yenilemektedir. İslam’da yenilenmenin, modern toplumda İslam inancını ayakta tutma çabasının en önemli isimlerinden biri de, kuşku yok ki Said Nursi’dir. Nursi, Kemalist rejimle gelen, laikliği devletin inançlar karşısında tarafsızlığı olarak değil de dinin vicdanlarla sınırlandırılması, toplumsal hayattan dışlanması şeklinde anlayan otoriter laikliğe karşı çıkmış; bu yüzden de (siyasetten tamamen uzak durduğu halde) hayatının yaklaşık otuz yılını hapiste, çoğunlukla da sürgünde, baskı ve gözaltında geçirmiştir. Maruz kaldığı baskılara cevabı, “Ekmeksiz yaşarım, ama hürriyetsiz yaşayamam” olmuştur.
Kendine özgü kişiliğiyle Nursi, kendine özgü üslubuyla kaleme aldığı Nur Risaleleri’yle İslam inancının meşruti (anayasalı) yönetimle, bireyin temel hak ve özgürlükleriyle, halk egemenliğiyle, bilim ve modern eğitimle, farklı inançlarla barışık; şiddet ve kavgadan uzak adil ve vicdanlı bir toplum idealine hizmet eden bir yorumuna öncülük etmiştir. Modernleşen toplumda Müslümanların ihtiyaçlarına cevap verdiği içindir ki, Bitlisli bir Kürt olan Nursi’nin yorumu Türkiye’nin bütününde yaygın kabul görmüştür. Eğer Türkiye bugün öteki Müslüman çoğunluklu toplumlara nazaran, liberal ekonomi ve çoğulcu demokrasi dahil, modern hayatla çok daha barışık bir toplum ise, bunda Nursi ve talebelerinin payı azımsanamaz. Onu öğrenmeye başlamak isteyenlere öncelikle tavsiye edeceğim kaynak, Hakan Yavuz’un “Bediüzzaman Said Nursi ve Nurculuk” başlıklı makalesi. (Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce, 6. Cilt, İslamcılık, İletişim Yayınları, 2004) Sonra da, tabiî, hocamız Şerif Mardin’in “Bediüzzaman Said Nursi” adlı kitabı. (İletişim Yayınları, 1992)

Şahin Alpay / Zaman, 13.1.2011

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*