Filmlerin kıskacındaki aile!

Küresel ifsat şebekelerinin toplumları yönlendirmek için kullandıkları vasıtaların başında medya geliyor.

Aslında İlâhî bir nimet olan teknolojinin son gelişmeleriyle (insanlığın menfaatine kullanmak gerekirken hayvanî hisleri körükleyip) televizyon ve internet kanallarıyla insanlara mesajlarını müzik, sinema, dizi, moda, çizgi film, oyuncak, masal kitabı gibi hemen her vesileyi kullanarak ulaşıyorlar.

Sefih medeniyetin üflediği menhus ruhla bu çalışmalar anaokulu yaşı çocukları da dahil olmak üzere toplumların manevî yapısı- kültür dünyası üzerinde büyük tahribat yapıyorlar.

ŞERDE İTTİFAK

Yayınlarını dünya çapında gerçekleştirmek için medya firmaları, yapımcılık şirketleri bir araya gelerek güç birliği oluşturuyor ve medya platformları olarak hareket ediyorlar. Ürünlerini satın almayı kolaylaştıracak her türlü yöntemi kullanarak yayılıyorlar. Dizi veya filmleri kiralayarak takip etmek bu yöntemlerin başında geliyor.

Küresel piyasalarda hisse senetleri ciddî anlamda ekonomik değer kazanıyor. Faydalı yayınlara vesile oldukları gibi manevî zarara da sebep olabiliyorlar. O yüzden bilinçli olmak ve ailede bu bilinçle örnek olabilmek önemli. Aksi takdirde küçük yaşlardaki çocukların bile izledikleri filmlerle yanlış hayatî bilgilerle yönlendirilmesi işten bile değil!

Sefih medeniyet şimdilerde kadınlardan sonra çocukları da medyayı da kullanarak “ticarî meta” haline getiriyor. Cinselliği ve cinsiyetsizleştirmeyi ön plana alıyor.

Medyadan takip ettiğimiz kadarıyla bunun en canlı örneklerinden birini geçtiğimiz günlerde RTÜK kararıyla Netflix’te yayını engelleme çalışması yapılan bir çocuk dizisinde yaşadık. Müslüman bir aileye mensup küçük kızın hikâyesi idi bu. Dizi, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından da zararlı görülerek eleştirilmişti.

FİLM ABONELİĞİ VE CİNSELLİK

Filmleri kiralama yöntemi ile takip etmek hızla yayılıyor. Netflix de bu film kiralama platformlarından en çok tercih edilenlerinden biri olarak hizmet veriyor. Dünyaca ünlü bu platformun abone sayıları ülkemiz de dahil olmak üzere hızla artıyor. Yayınlarını cinsellik ve cinsiyetsizleştirme üzerinde yoğunlaştırılması ile de eleştiriliyor bu platform.

Netflix patronu Red Hastings New York Times Gazetesi’nin düzenlediği bir sohbette cinsel sapkınlık muhtevalı yayınlarına yapılan itiraza şöyle cevap veriyor: “Bizim belli çizgilerimiz vardır. Bir hükümet LGBT (lezbiyen-gay-biseksüel-trans) içerikli bir filmimizin kaldırılmasını isterse bunu kabul etmeyiz ve yayına devam ederiz.” Sohbetin devamında “bu tür yayınların başına uyarı konulması” istendiğinde Red Hastings böyle bir uyarıyı “gettolaştırma” olarak kabul edip uygulamayacağını ifade ediyor. (Hürriyet, 10 Kasım 2019)

HÜLÂSA

“En küçük dairede en önemli vazifelerimizin olduğu” anlatan Meyve Risalesi’nin 4. Meselesini tekrar tekrar okumalı. Kalp ve aile dairesindeki vazifelerimizi en öne alıp ömür sermayesini dikkatli kullanmalı.

Aksi takdirde dünyada olduğu gibi sonsuz âlemlerde de ailecek ağır faturalar ödemek söz konusu!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*