Fitnenin zulümkarlığı

Fitne sözlükte; bozgunculuk, ara bozmak, insanları birbirine düşürmek anlamlarına gelir. 1 Fitne Müslümanlar arasında, özellikle Risale-i Nur dairesinde yapılırsa onu yapanlara maddî ve manevî ağır bir vebal yükler.

İslâm’da fitne çıkararak insanları birbirlerine düşman yapmak, Allah’ın sevmediği çok kötü bir davranış olarak vasıflandırılır. Kur’ân’da “Fitne çıkarmak adam öldürmekten daha kötüdür” buyrulur. 2

Başka bir âyette “Onlar yeryüzünde bozgunculuk yapmaya koşarlar. Allah, bozgunculuk yapanları sevmez” denilmektedir. 3

Söz ve davranışlar ile bu işe alet olmak, nifak alâmeti olarak sayılmıştır. Bu işi yapanların bir özelliğine Kur’ân’da şöyle dikkat çekilir; “Onlara ‘yeryüzünde fitne – fesat çıkarmayın’ dendiğinde, onlar ‘Biz ancak ıslah ediciyiz’ derler.” 4

Hz. Peygamber (asm) bir Hadisinde, fitne zuhur ettiği zaman evinde oturmayı, diline hâkim olup günahlarına ağlayarak tövbe etmeyi ve kendi işiyle meşgul olmayı tavsiye etmektedir. 5

Bu işin bir özelliği yalan söylemektir. Peygamber Efendimiz (asm): “Nifakın dört özelliği vardır; bunlar kimde bulunursa o kimse tam münafıktır. Kimde bunlardan biri bulunursa, kişi o özelliğini terk edinceye kadar üzerinde nifaktan bir iz taşıyor demektir. Bu özellikler: Emanete hıyanet etmek, konuşunca yalan söylemek, söz verince sözünde durmamak, düşmanlık edince haddi aşmaktır.” 6 buyurmuştur.

Üstadımız Bediüzzaman, “Fitne-i Ahir zaman o kadar dehşetli ki, kimse nefsine hâkim olmaz” 7 Hadisini, fitnenin insanları kendine çekeceği ve meftun edeceği, onlar bu işi ihtiyarlarıyla belki zevkle irtikâp edecekleri şeklinde yorumlamıştır. 8

Bediüzzaman, Risale-i Nur Külliyatı’nda bütün Müslümanları özellikle Nur Talebelerinin amellerinde muhlis, içtimaî münasebetlerde birbirlerine karşı uhuvvet ile davranmalarını tavsiye etmektedir. O, birçok lâhika mektubunda da uhuvvet ve tesanüde dikkat çekmiş, Nur Talebelerinin, fitne kapılarını kapatarak birlik içinde olmalarını istemiştir. 9

Ne yazık ki bazı kişiler, bu işin vahametini idrak etmeyerek meşveret kararlarını, meşveret zeminleri haricinde, değişik platformlarda yıkıcı bir tarzda tenkit etmeye devam etmektedirler.

Onların bilerek veya bilmeyerek yaptıkları bu iş, iman hizmetini akamete uğratmak için Nur Talebelerini birbirine düşman yaparak tesirsiz hale getirmeyi hedefleyen zındıka komitesi hesabına geçmektedir.

Şimdiye kadar yaşanan hadiseler göstermiş ki, Nur Talebelerinin uhuvvet ve tesanüdünü bozanlar çoğunlukla ya şefkat veya zecir tokadını yemişlerdir.

Son söz: Biz Nur Talebeleri, aramızdaki çakıl taşları mesabesinde olan ayrılıkları Nur ölçüleri ışığında çözmemiz, genelde diğer Müslüman kardeşlerimizle, özelde Nur dairesindeki kardeşlerimizle uhuvvet, tesanüt, hürmet ve muhabbet bağlarının kuvvetlenmesine azamî mertebede çalışmamız lazımdır. Halisane iman hizmeti bunu gerektirir.

Dipnotlar:

1– TDK, fitne md.
2– Bakara, 2/217.
3– Maide, 5/64.
4- Bakara, 2/11.
5– Nesaî Hadisi.
6- Müsned, II, 189.
7– Suyutî, Fethu’l Kebir,1/315.
8– Şuâlar, 616.
9– Lem’alar 20 ve 21. Lem’a; Mektubat, 22. Mektup; Şuâlar, YAN, s. 544, 780; Kastamonu Lâhikası, s. 336.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*