Foton Kuşağı Teorisi ve Fecr-i Sadık

Bu günlerde bilim dünyası 21 Aralık sendromu ile çalkalanıyor. Bilindiği üzere 21 Aralık 2012 tarihinde Maya takvimi sona eriyor. Bu da bir çok kesim tarafından bir devrin sonu, yeni bir devrin başlangıcı olarak tanımlanıyor. Tabi ki bu konuda çok abartılı bilgiler de var. Hatta bu konuya kendini kaptıran bazı ilim adamları zihinleri karıştıran ölçüsüz sözler söylüyorlar. 2012 yılı hakkında kıyamet senaryoları bile üretiliyor. Halbuki biz biliyoruz ki daha dünyanın yüz küsur yıllık ömrü var. 2012 için muhtelif senaryo ve iddialar arasında belki de en ilginci Foton Kuşağı teorisi. Bu teoriye göre güneş sistemimiz yüksek enerjili bir foton kuşağına girmektedir. Bu kuşağın eni yaklaşık iki bin yıl, çapı ise yaklaşık 2000 ışık yılıdır. Bu kuşağı ilk fark eden meşhur İngiliz gök bilimci Edmond Halley’dir. Halley aynı zamanda ismi ile anılan, yani Halley kuyruklu yıldızını keşfeden bilim adamıdır.

Foton Kuşağı teorisine göre güneş sistemimiz 1962 yılında bu kuşağın sınır noktasına girdi. Buna 1. Enerji seviyesi denmekte. 2. enerji seviyesine ise 1987 yılında girilmiş. 3. ve son enerji seviyesine ise 2012 yılında girilecek. Yani bu içinde bulunduğumuz yıl Foton Kuşağı için son devre. Bundan sonra artık yüksek enerjili bir devre yaşayacağız. Bu teorisyenlere göre dünya daha temiz bir dünya olacak, daha yeşil bir çevreye sahip olacağız, daha güzel ve iyi insanların önde olacağı barış ve huzur dolu bir döneme giriyoruz. İşte bu gibi güzel bir devir 2012 sonrasında görülecek ve açıkça herkes de fark edecek.

Bütün bunlar Foton Kuşağı teorisyenlerinin görüşleri. Belki bu görüşler bir çoğumuza abartılı gelebilir. Ancak Risale-i Nurdaki bir tanım ve tabir bu hususları destekler mahiyette.

İşte o tabir:

“Hem de İslâmiyet güneşinin tutulmasına, inkişafına ve beşeri tenvir etmesine mümanaat eden perdeler açılmaya başlamışlar. O mümanaat edenler çekilmeye başlıyorlar. Kırk beş sene evvel o fecrin emâreleri göründü. Yetmiş birde fecr-i sâdıkı başladı veya başlayacak. Eğer bu fecr-i kâzip de olsa, otuz-kırk sene sonra fecr-i sâdık çıkacak. (Hutbe-i şamiye, s.34)”

Şimdi bu tabirde geçen tarihleri tahlil edelim:

Yetmiş birde fecr-i sadık başlayacak:

1371 hicri yılı 1950-51 yaklaşık miladi yıla karşılık geliyor.

Dikkat ediniz foton kuşağı da 1962 yılında başlamış. Tarihler birbirine çok yakın.

30 yıl sonra denilen tarih ise 1371 başlangıç noktası kabul edilirse 1401 yılına denk geliyor. O da miladi olarak yaklaşık 1981-82 eder. Kırk yıl sonrası ise 1991-92 yılına denk gelir. Foton kuşağı ikinci devresi ise 1987 yılı deniliyor. Yine yakın tarihler. Şayet 30-40 yıl tabirini beraber düşünürsek bu da yaklaşık 2020-2021 yıllarına karşılık gelir. Bazı durumlarda üst üste söylenen tarihler toplanabiliyor. İşte bu tarih de foton kuşağına girilecek olan 2012 ve sonrasına işaret ediyor olabilir.

Elbette ki, Foton Kuşağı teorisi tam olarak ispatlanmış bir teori değil. Bu nedenle söylemleri tam olarak kabul edilebilir durumda gözükmüyor. Ancak Risale-i Nurdaki işaretler böyle güzel bir devrin geleceğini bize bildiriyor. Foton Kuşağı ise bunun maddi bir yansıması olabilir. Zira bilindiği üzere foton ışık demek. Işık ise nur anlamına gelir. Demek ki gelecek çağ bir ölçüde “nur çağı” olacak. Bunun ilmi lisandaki tanımı ise “Foton Kuşağı” olabilir.

Bu noktada ilginç bir tanım var: Foton teorisyenleri bu çağa girildiğinde bitkilerde yeşilliğin artacağını ve gıdaların çoğalacağını söylüyorlar. Eğer fazladan bir ışık enerjisi gelecek ise bu doğru olabilir. Zira bitkiler doğrudan güneş ışığı ile beslenirler. Fotosentez denilen mesele dünya yüzündeki tüm canlıların enerji kaynağıdır. Foton artınca gıdalar da artabilir.

Bu durumu daha da ilginç hale getiren mühim bir hadis var. Kıyamete yakın bazı olacak olan hadiselerden haber veren Resulu-u Ekrem(asm) bakın uzunca bir hadisin sonunda, kıyamet öncesinde ne gibi gelişmeler olacağı hakkında bakın nasıl haber veriyor:

“…Sonra İsa, ümmetimin içinde adaletle hükmedecek; haçı kıracak,domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak, zekatı bırakacak. Ne koyun, ne deveye zekat memuru gönderilmeyecek. İnsanlar arasındaki düşmanlıklar ve kin kalkacak. Akrep ve yılanlar zehirleri olmayacak, hatta bir çocuk eliyle yılanla oynayacak da yılan onu sokmayacak. Kız çocuğu arslanı zorlayacak da arslan ona ilişmeyecek. Kurt koyunlar arasında sanki bir çoban köpeği gibi bekleyip duracak. Kabın su ile dolduğu gibi yeryüzü din birliği ile dolacak. Allah’tan başka kimseye tapılmayacak. Harp, kavga adına hiç bir şey kalmayacak. Kureyş kabilesinden hükümdarlığı alınacak. Yeryüzü gümüş sofrası gibi olacak. Bitkisini Adem’in zamanındaki gibi bitirecek. Bir salkım üzümle bir nefer doyacak. Bir grup insan bir narla doyacak… (Büyük Hadis Külliyatı, c.3, s.455)”

(Not: Bu manadaki benzer hadisler Buhari ve Müslim gibi sahih kaynaklarda yer almaktadır. Bilhassa kıyamet alametleri ile ilgili bölümlere bakılabilir.)

İşte bu hadiste de yine Risale-i Nurda işaret edilen ve ilmin de Foton Kuşağı diye tanımladığı devrilerden bahsediliyor olabilir. Görünen o ki yeni bir çağa giriyoruz. Bilgi çağına, bilginin en güzel ifade edildiği kitap olan Kur’an çağına. Kur’an’ı en güzel bir şekilde tefsir eden Nur Çağına. Evet Nur Çağı geliyor. Fen ilmin dilinde ise bu çağ Foton Çağı diye tanımlanmış. Elbette ki her şeyi tüm keyfiyeti ile bilen sadece Allah’tır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*