Galiba roller değişti

Her türlü suistimale, keyfiliğe, kanunsuzluğa açık olan tek adam rejimine geçmişte milletçe karşı olmuşuz.

Bu ucube sistemin yıllar sonra hem de dindar kimliği ile lanse edilmesinin makul bir sebebi var mı? İktidarın borazanlığını yapmayı vazife bilen malûm kesim ve çevreler, geçmişte yapılan yanlışları tekrarlıyorsa onlardan ne gibi bir farkı olur acaba?

Geçmişte laiklik ve Kemalizm adına dinî değerlerle kavga etmeyi, dindarları mürteci olarak damgalamayı elbette siz yapmıyorsunuz. Velâkin; “partimize muhalefet edenler Türkiye’ye ihanet ediyorlar..” gibi dışlayıcı hareketle partinize rey vermeyen insanları vatan haini, darbeci, terörist olarak damgalamanız nedir? Yani diğer bir ifade ile “ya bendensin veya düşmansın..” gibi vicdanlara sığmayan ithamlarda bulunmanın geçmişte malûm partinin yaptıklarından bir farkı var mı?

Dinî değerlere ve dindarlara mesafeli olmakla maruf malûm partinin geçmişte laiklik ve Kemalizm adına yaptıkları da yanlış; millet nezdinde dindar olarak bilinen mevcut iktidarın yaptıkları da yanlış. Hangisi daha çok yanlış derseniz; bize sorarsanız dindarların yaptıkları çok daha yanlış. Çünkü Kemalizm ideolojisine uygun bir siyasete göre hareket eden ve ona göre uygulamalarda bulunan siyasî kadrolar işin gereğini yapıyorlar.

Velâkin her fırsatta dinî argümanları istimal ederek, kendilerini millete hiç hata ve kusur yapmaz siyasiler olarak kabul ettirdikten sonra bu gün yaptıkları iş ve icraatlarıyla yüce dinimizin başta adaleti, hak ve hukukları rafa kaldırmak büyük yanlış değil mi? On binlerce masumu işinden gücünden etmek, kendilerine muhalif ve taraftar olmayanlara devletin bütün kapılarını kapatmak doğru mu? Böylesi bir siyasî iktidarın, vicdanları sızlatan hukuk tanımaz uygulamaları dinimizin ulvî değerlerine zarar vermez mi?

Siyasî tarafgirlik üzerinden tercihlerde bulunmakta herhangi bir beis görmeyen bazı kesimler bu güne kadar kayıtsız şartsız destek verdikleri partinin bedihi hata ve kusurlarını dahi alkışlamayı alışkanlık haline getirmişler.

Biz şimdiye kadar öyle bir vebalin altına girmedik, bundan sonra da siyasilerin işledikleri yanlışlara, haksızlıklara ortak olmayacağız inşallah. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da hakperestliğin gereği olarak hakkın hatırını hiçbir hatıra feda etmeden doğruya doğru; yanlışa yanlış demeye devam edeceğiz inşallah.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*