Gazeteciler sulh-u umumiye yardım etmeli

Devlet ve milletlerin, hususan idarî, sosyal ve içtimaî hayatlarında “Dördüncü güç” diye tabir olunan medya, kötü niyetli ve nâehil insanların elinde bir anda toplum hayatını alt üst eden bir hastalığa dönüşebilmektedir.

Gazeteciler mukteza-i hale uygun olarak doğru zamanda, doğru şeyleri topluma aktarmakla, bir cihette “I’la-i kelimetullah” vazifesini ifa etmiş olurlar.

Bunu yaparken özellikle dikkat edilmesi gereken husus ise, her doğrunun her yerde ve makamda söylenip yazılamayacağı gerçeğidir. Gazetecilik mesleğini deruhte eden muharrirlerin, kitleleri yanlış yönlendirerek onların manevî veballerini alıp, sulh-u umumiye zarar vermemin ağır veballerini düşünerek hareket etmeleri doğru olan yoldur.

Bediüzzaman Hazretleri, eserlerinde, insanları iyiye, doğruya, güzele ve sulh-u umumiye teşvik etmiş, kendisi de hayatında bu prensibe çok önem vermiştir.

Toplumun her kesimine ders verdiği gibi, gazetecilere de ders vermiş, “Gazeteciliğin Manifestosu” mahiyetindeki esaslara eserlerinde yer vermiştir. İşte o yüksek hakikatlerden bir kaç cümle:

Ey gazeteciler! Edipler edepli olmalı; hem de edeb-i İslâmiye ile müteeddib olmalı.

Ve onların sözleri, kalb-i umumî-i müşterek-i milletten bîtarafane çıkmalı. Ve matbuat nizamnamesini, vicdanınızdaki hiss-i diyanet ve niyet-i hâlisa tanzim etmeli. Hâlbuki, siz iki kıyâs-ı fâsidle, yani taşrayı İstanbul’a ve İstanbul’u Avrupa’ya kıyas ederek efkâr-ı umumiyeyi bataklığa düşürdünüz. Ve şahsî garazları ve fikr-i intikamı uyandırdınız. Zira, elifba okumayan çocuğa felsefe-i tabiiye dersi verilmez. Ve erkeğe tiyatrocu karı libası yakışmaz. Ve Avrupa’nın hissiyatı, İstanbul’da tatbik olunmaz. Akvâmın ihtilâfı, mekânların ve aktârın tehâlüfü, zamanların ve asırların ihtilâfı gibidir. Birisinin libası, ötekinin endamına gelmez. 1

Sözün özü, gazetecilik mesleğini ifa edenler bu yüksek hakikatlerden ders alarak âlem-i İslâmiyet ve insanlığı daima hakka, doğrulara ve sulh-u umumiye yönlendirip teşvik etmeli, maddî ve manevî vebali çok ağır olan fitneye sebep olacak tavırlardan uzak durmalı…

Abdullah Şahin

Dipnot:
1-Eski Said Dönemi Eserleri, Divan-ı Harb-i Örfi sh: 124

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*