EURONUR ÖZEL

Gazze Bize Ne Öğretiyor?

Özel Makale / Gazze

Hayatta başımıza gelen her olay aslında birer öğretmendir. Kimimiz acıyla, kimimiz kayıpla, kimimiz sabırla öğreniriz. Gazze de bu büyük öğretmenlerden biridir. İnsanlık, vicdan ve iman adına unuttuğumuz dersleri yeniden hatırlatan bir ayna gibidir. Ve eğer öğrenmezsek, o ders tekrar eder.

Peki Gazze bize ne öğretiyor?


1. Ders: İttihad-ı İslâm

Kur’an’ın emri açıktır:

“Allah’a ve Resulüne itaat edin; birbirinizle çekişmeyin; sonra içinize korku düşer de, kuvvetiniz (devletiniz) elden gider.”
(Enfal, 46)

Bediüzzaman Said Nursî de aynı gerçeği şöyle ifade eder:

“Bizim düşmanımız cehalet, zaruret, ihtilâftır. Bu üç düşmana karşı san’at, marifet, ittifak silâhıyla cihad edeceğiz.” (Divan-ı Harb-i Örfî)

Bu iki öğüt, Gazze’nin kanayan yarasının özünü anlatıyor aslında: Birlik olmayınca dirlik de olmuyor. Bugün ümmetin en büyük imtihanı, parçalanmışlık halinden kurtulamamaktır. Gazze bize, İslâm kardeşliğinin sadece bir söz değil, yaşanması gereken bir hakikat olduğunu hatırlatıyor.


2. Ders: Düşmanın Silahıyla Silahlanmak

Bediüzzaman bir asır önce şöyle demişti:

“Fakat asıl sebeb, mel’un mimsiz medeniyet, öyle zalimane bir silâh, şu harb-i vahşiyaneye vermiştir ki, o silâhın karşısında dayanmak, onun naziriyle mukabele etmek lâzım gelir.” (Tuluat)

Bu söz bugün de geçerli. Gazze’nin direnişi bize, düşmanın elindeki silahı tanımayı ve sadece maddi değil, manevi olarak da donanmayı öğretiyor. Bilgiyle, teknolojiyle, ahlakla, imanla karşı durmayı… Çünkü savaş sadece toprakta değil, zihinlerde de veriliyor.


3. Ders: İhlas

“Hakikî, samimî bir ittifakta her bir ferd, sair kardeşlerin gözüyle de bakabilir ve kulaklarıyla da işitebilir… Güya on hakikî müttehid adamın her biri yirmi gözle bakıyor, on akılla düşünüyor, yirmi kulakla işitiyor.” (İhlas Risalesi)

Gazze, ihlasın gücünü gösterdi. Samimi bir kalbin, imanla direnen bir annenin, bir çocuğun taşıyla bile devlere meydan okuyabileceğini gördük. İhlas, görünmeyen bir ordu gibidir; Allah’ın rızası için yapılan her iş, görünenden daha büyük bir tesir bırakır.


4. Ders: Kardeşlik

“Haricî düşmanların zuhur ve tehacümünde dâhilî adavetleri unutmak ve bırakmak… şu cemaat-ı İslâmiyeye hizmet dava edenlere ne olmuş ki; hadsiz düşmanlar varken cüz’î adavetleri unutmayıp, düşmanların hücumuna zemin hazır ediyorlar. Şu hal bir sukuttur, bir vahşettir. Hayat-ı içtimaiye-i İslâmiyeye bir hıyanettir.” (Mektubat)

Gazze’nin yıkılmış duvarları arasında kardeşlik yeniden inşa ediliyor. Biz ise konfor alanlarımızda, küçük kırgınlıklarla birbirimizden uzaklaşıyoruz. Oysa kardeşlik, sadece bir duygu değil; ümmet bilincinin temel direğidir. Gazze, kardeşliğin bedelini en ağır şekilde öderken, biz hâlâ birbirimizi kırmaya devam ediyoruz.


5. Ders: Sabır

“Çok zahirî musîbetler var ki; İlâhî birer ihtar, birer ikazdır ve bir kısmı keffaret-üz zünubdur ve bir kısmı gafleti dağıtıp, beşere aczini ve za’fını bildirerek bir nevi huzur vermektir.” (Lemalar)

Gazze sabrın merkezidir. Küllerinden doğan umutların, enkaz altındaki duaların mekânı… Her şehit bir sabır taşına dönüşüyor. Sabır burada çaresizlik değil; Allah’a teslimiyetin adı. Çünkü onlar bilir ki, zulmün en koyu anı, zaferin en yakın olduğu andır.


6. Ders: “İçimde Bir Yahudi Var

Gazze sadece dış düşmanı değil, içimizdeki nefsi de ifşa etti. Metin Karabaşoğlu’nun yazısında dediği gibi:

“Hayır, bir kötülüğü bir ırka yükleyip kendi nefsimizi temize çıkaramayız. Ama öz be öz Türk olsak bile, kanımızda zerre kadar Yahudi kanı olmasa bile, faizciliğe yeltenebiliyorduk. Zira içimizde bir ‘Yahudi’ vardı. Ama kendisini gizlemek için, ‘nefis’ kod adını kullanmaktaydı.”

Gazze bize, dışarıdaki zalime bakarken içimizdeki zulmü görmemiz gerektiğini öğretti. Nefsimizle hesaplaşmadan dünyadaki hiçbir zalimle baş edemeyiz.


Sonuç:  Gazze Dersimizi Aldık mı?

Gazze acıyı yaşadı. Biz ise ekran başında “ah” dedik, “vah” dedik. Ama peki ya dersimizi aldık mı?
Her şehit çocuğun bakışı, her yıkılan duvar, bize bir şey söylüyor: “Uyanın!”
Çünkü Gazze sadece bir coğrafya değil, kalbimizin sınavıdır.

Gazze bize sadece zulmü değil, ümmet olmanın, sabrın, ihlasın, kardeşliğin, nefis muhasebesinin önemini de öğretiyor. Ve bu dersleri geçmeden, hiçbirimiz huzura kavuşamayız.

Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’i mağfiret eyle!
Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’e rahmet eyle!
Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’e yardım eyle, zafer nasîb eyle!
Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’i muhâfaza eyle!
Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’i bir araya getir ve yekvücût eyle!
Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’i ıslah eyle!
Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’in sıkıntılarını gider!

Benzer konuda makaleler:

Deniz Pamir

Satırlarında kainatın sırrını arayan bir kalem… Kelimeleri, hikmetin derinliklerinden süzülen bir nur gibi, zihinleri aydınlatır ve kalpleri ferahlatır. Her cümlesi, mahlukatın ince nakışlarından Halık’ın sonsuz rahmetine bir davetiye gibidir. O, fani sözcüklerle baki hakikatlere köprü… Devamı »

2 yorum

  1. çok doğru, dudaktan kalbe bir yol bulmak kolay olmuyor. herkes işin söz kısmında var, bu sözler kalbe inip duygu ve fiil haline gelmesi gerekiyor.
    iman edenler imana davet ediliyor.
    “Ey iman edenler! Allah’a, peygamberine, peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhiret gününü inkâr eden kimse iyice sapıtmıştır. “(Nisa Suresi, 136﴿

    1
    0

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu