Geçmiş zaman olur ki…

Şu günlerde kafalar o denli tütsülü ki… Fanatik takım taraftarlığına kapılmış meczup seyirciye ağız açılmıyor. Onların sahalarında boş bulunup iki laf etmeye kalkışsan, Allah korusun linçe uğrayabilirsin. Kaptanı tebrik etmek lâzım. Herşeyi senaryoda yazıldığı üzere yerli yerinde konuşuyor, kullanıyor ve taraftarlarını üfürükçü ekranların yardımıyla turuncuya yakın sarı renkleriyle dalgalandırıyor. Bravo doğrusu.

Kaptanın antrenörlerini, uyutma seanslarını hazırlayan uzmanlarını, dezinformasyan idare eden teknisyenlerini ve aldıkları rüşvetle karşı çıkanlara cehennemi gösteren dinî cemaat temsilcilerini de burada tebrik etmeden geçmek olmaz.

Tayyip Bey hamasî nutuklarla dinleyicilerini 28 Şubat tüneline çekmiş ve o karanlık ve izbe köşelerden sesleniyor. Yüzde altmışbeş olan faizin sekiz ve onlara çekildiğini anlatırken, yüzde ellibeşlik payının milletin cebine girdiğini, korkusuzca ve kızarmadan söylüyor. Global krizin dünyada sıfır düzeylerine indirdiği duruma hiç ama hiç değinmiyor. Aynı şekilde üç haneli enflasyonlu zamanlardan akarak tek rakamlı mutlu günlere geliyor. Yoksulluk sınırının bir buçuk milyonu geçtiği bir Türkiye´de asgarî ücret rakkamını ağzına almaktan imtina ediyor. Zavallı vatandaşın gözleri buğulanıyor, hançerini yırtarcasına tebrikler yağdırıyor, sevgili başbakanına! Vaybe! Ne kadar da zenginmişiz. 700 TL maaşla meğer ne kadar zengin ve mutlu imişiz. Ört üstümü ört, bu tatlı rüya bitmesin anam! Konuş be Tayyip Bey, konuş! Bankalara tutsak kartzedeler, hasadını tarlada bırakmış çiftçiler, eti vitrinde seyreden işçiler ve evlenmekten çoktan vazgeçmiş gençlerin sana ettikleri haksızlık ortaya çıksın, artık. Devam et…!

Balkanlarda, Ortaasya´da ve Çin-i Mançur´da cami restore eden ve asırlardır kapalı duran tarihî mabedler açtığını iddia eden bizim Tayyip, İstanbul´a ve Ayasofya´ya hiç ama hiç uğramıyor. Transa geçmiş yığınlar kürsüde Fatih´i, Selim ve Süleyman´ı hayal ederek sevinç yaşları döküyorlar, gözlerinden… Balkanları, Kafkasya ve Ortaasya´yı düzene sokmuş Recep Bey´in İstanbul´u düzene sokamayışı, Ayasofya´yı açamayışı ve İstanbul plajlardaki dramları görmeyişini taacüble karşılasa da, şu eksiklikler Kasımpaşalının kitleyi transa geçirmesini engellemiyor.

Azıcık da olsa Çoban Süloya özeniyor, rakkamlarla konuşmak istiyor. Yüzde altmış yetmiş olmuş faizlerden, üç rakkamlı enflasyonlardan tek haneli enfalsyona geliş hikâyesini dinleyen şu seyirciler nasıl da mest olmasınlar. Dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi, Avrupa ve Amerika´yı geride bırakan etkin devleti ve dünyanın üçüncü gücü Türkiye´yi dizginlenememiş hızıyla zirvelere taşıyan bu adamdan daha büyük lider  gelmiş midir? M. Kemal´i geçeli çook oldu… Cumhuriyet devri devlet adamlarıyla karşılaştırılmaz. Belki rakipleri tarihte olabilir, Recep Bey´in…

Çiftini çubuğunu bırakmış, ineğini ve davarını satmış, baba yadigârı köyü terketmiş ve ekranlarda vaadedilen fantazi hayata doğru koşan zavallı, kafası ve kalbi bomboş insanlara nutuk çekmenin rahat ve zevkini öğrenmek isteyenler, mutlaka başbakana müracaat etmelidirler. Teke tek bilimsel tartışmalara yanaşmayan, kafasındaki bir projeyi kağıda dökemeyen, bilimsel hiçbir konferansa tebliğiyle katılamayan bu vitrinlik insanın meydanları nasıl dalgalandırdığı, tek başına besleme medyanın yayın yönetmenlerine tepeden hitap etmesini, yine yandaş muhabirlere uçakta beyanat vermesini bilmeyenler Recep Bey´in dehasını anlayamazlar.

Şeyh uçmasa da müridler uçururmuş. Önemli olan fanatik taraftardır. Düşünmesine, tahlil etmesine, karşılaştırarak yorumlamasına gerek duymadan AKP´nin sarıdan turuncuya kayan flamalarını sallayan kalabalığı, Kadıköy´deki stadyum kalabalığına benzetenler o kadar haklılar ki… Bu fanatiklerin içine neuzubillah düşüp fenerin, pardon Recep´in aleyhine bir lakırdı ettiğin an, linçe uğradığın zamandır.

Tekrar tekrar tebrikler sayın kaptan! Kaptanın antrenörleri, dış finans kaynakları, dinî cemaat vazifelileri ve besleme medya! Hepinizi tebrik ediyorum.

Benzer konuda makaleler:

4 Yorum

  1. Tebrikler Kutan. İşin tuhafı ve tehlikesi şurda: Artık piyasaya bakan İslam’ı bu..! olarak algılamaya başladı. Ve müslümanlık budur’a geldi dayandı cemiyet. İslam bu zannediliyor kitleler tarafından. Son yapılan araştırmaya göre; 28 şubat sürecinin başlangıcında, Türkiyede şeriat isteyenlerin oranı yüzede on iken, bu gün bu oran yüzde beşe inmiş.Bilmem bu araştırma sonucu biz müslümanlara, bu iktidar hakkında bir fikir verecek mi????

  2. Sayın Kutan
    Üstadın “iyilik isteyenlerin, muhali talep etmesi halinde fenalığa” yol açacaklarını söyler. “Zerratı günahkarlardan mürekkep bir hükumetin masum olmasını” istemenin muhali talep etmek olduğunu ifade eder. Bu nedenle tek doğru ölçünün “hükumetin hasenatının seyyiatına tereccühü” olduğunu ve “seyyiesiz hükumetin muhal-i adi” olduğunu ve bu muhali isteyen “adamlara anarşist nazarıyla baktığını” ve “istedikleri şey muhal olduğundan, neticesinin ihtilal ve fesat” olduğunu Münazarat eserinde açıklar.
    AKP hükümetine de bu nazarla bakmak ve icraatını değerlendirmek gerekir. Kabaca 1993 ila 2003 arasındaki hükumetlerin ülkemizi ne hale getirdiklerini, ekonomiyi iflasa sürüklediklerini, eşkiya ve haydutlara peşkeş çektiklerini, milletin sermayesini ve emeğini heba ettiklerini ne çabuk unuttunuz.
    Şimdi Türkiyenin her sahada ne kadar geliştiğini, üretimin ve gelir seviyesinin yetersiz de olsa arttığını, işsizliğin azaldığını, dünyada ve özellikle de İslam aleminde ülkemizin ne kadar itibar kazandığını kim inkar edebilir? Türkiyede millet iradesinin hakim olmaya başladığını, artık jakoben, ihtilalci ve elitist grupların eskisi gibi hareket edemediklerini, insan hak ve hürriyetlerine saygının canlanmaya başladığını kim reddedebilir? Bu güzel gelişmeleri görmezlikten gelmek insafsızlık, vicdansızlık ve hakka haksızlık olmaz mı? Lütfen inadı bir yana bırakıp vicdan ve insafla düşünelim ve muhakeme edelim. Yoksa kendi üstadımızın “anarşist” yakıştırmasını hakketmekten kurtulamayız. Milletin ekseriyetinin desteğini alan bir hükumetin aleyhinde olmak Üstadın siyasi prensiplerine ters düşmez mi? Vesselam!

  3. Sayın Nadir Hatipoğlu;
    1-Yazara anarşist yakıştırmasının size döneceğini unutuyorsunuz..
    2-Hep eski menfilikleri anlatarak kötü emsal olmaz kaidesini çiğniyorsunuz.
    3-Eski hal muhal olduğundan hep eski ihtilal artıklarının icraatıyla muhalefetsiz ve tek başına sekiz seneden beri hükümet olan AKP yi eskileriyle karıştırıyorsunuz.
    4-Bediüzzaman ın onların kağnı ile geçtikleri yolları biz balon süratiyle geçeceğiz sözünü unutarak haksız ihalelerle fakir milletin yandaşlara peşkeş çekilmesini görmemezlikten geliyorsunuz..Bu arada ihale kanununun neden sayıştaydan kaçırıldığını da hatırlayalım.
    5-Alem i İslam ı dinsiz dünya cereyanlarının açık alanı haline getiren, Filistin de Irak ta Afganistan da ve Keşmir deki zulümlere çıt çıkarmayan bir hükümeti savunuyorsunuz..
    6-Eğer tarafgirlik basiretinizi tam köreltmemişse Türkiye deki gelir seviyesini, Güneydoğuda %54 e varan işsizliği ve Türkiyenin pahalılıkta AB ülkelerini fersah fersah geçtiğini mutlaka göreceksiniz..
    7-AKP nin ortaya çıkardığı İslami burjuvaya mensup iseniz size elbette söz kar etmez..
    8-%1-2 kar ile çarkını döndürmeye çalışan esnafı sömüren bankaların %180 kar ettiklerini yoksa bilmiyormusunuz?..
    9-Tarımda hayvancılıkta ve üretimdeki durumumuz ile tüketim ithalat rüşvet dolandırıcılık ve müstehcenlikteki halimizi hakikaten görmüyormusunuz?.
    10-Bu hükümetin hasenatlarının seyyiatlarına galip geldiğini siz söylüyorsunuz, sekiz senenin Risale-i Nur ölçülerine göre ciddi bir analizi yapıldığında sizin de tenvim ile telkine maruz kalanlardan olduğunuz ortaya çıkacaktır..
    Soy isminizden ulema evladı olduğunuz anlaşılıyor.Karizmanızı çizdirmeyin lütfen Nadir Bey..Yazarı anarşist olma tehlikesiyle tehdidiniz insani bir davranış değil..Selamlar..

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*