Gençleri kaybetme riski

Türkiye’nin ve dünyanın önemli uzmanlarının bir araya geldiği Global Girişimcilik Kongresi’nde (GEC18IST) ülkemizin geleceği ile ilgili önemli teklif ve tavsiyelerde bulunulmuş.

İstanbul’da düzenlenen ve “Global Bir Ekosistem İnşa Etmek” temasıyla yapılan kong- redeki konuşmalarda öne çıkan konu Türkiye ve çevre ülkelerin girişimcilik alanında taşıdığı büyük potansiyel olmuş.

Global Entrepreneurship Network [Küresel Girişimcilik Ağı] (GEN) Başkanı Jonathan Ortmans, “10 yıl önce dünya çok daha değişik bir yerdi. Piyasa çökmüştü ve uluslar arası bir ekonomik kriz vardı. Girişimcilik dünyası yeni ayaklanmaya başlıyordu. 2018’e geldiğimizde ise dünya çok daha farklı. Baktığımız her yerde dijital atılımlar ve hızla değişen teknoloji girişimcilik ekosistemlerini bütün dünyada geliştiriyor ve büyütüyor. Türkiye’de bunlardan biri” demiş. (Aktaran: Ahmet Can, Hürriyet, 18 Nisan 2018)

Coca Cola Yönetim Kurulu Başkanı Muhtar Kent de, “Her şey kültürle oluyor. Ülkeler, kurumlar ve kişiler için önemli olan şey daha büyük ölçeklere ihtiyaç duyulması. Büyük ölçekleri yakalamak için yeni fırsatları arayıp inovasyon yapmamız lâzım. Başarılı bir girişimci olmak için tüketicileri ve dünyadaki trendleri takip etmeniz gerekiyor” şeklinde konuşmuş.

İşadamı Ali Sabancı ise bu etkinliğin Türkiye’de düzenlenmesinin Türkiye’nin girişimcilik gücünün uluslar arası sahnede sergilenmesi için büyük bir fırsat sağladığını hatırlatıp, “Girişimcilik bize hem sosyal hem de ekonomik anlamda güç kazandıracak bir platformdur” tesbitini yapmış. TOBB Başkan Yardımcısı Ender Yorgancılar ise kamunun vazifesine dikkat çekmeyi tercih etmiş: “Girişimcilik ekosisteminin en önemli aktörü kamudur. Kamunun, sivil toplumun, özel sektörün ve üniversitelerin eşgüdüm içerisinde çalışması girişimcilik ekosistemini güçlendirecek doğru proje ve politikaları hayata geçirmesi için hayati önemdedir.”

Çok önemli bir konuya ise kongrede “Gençlik ve İşin Geleceği” başlıklı bir sunum yapan Sabancı Holding CEO’su Mehmet Göçmen dikkat çekmiş. Gençliğin, artık 2 yıldan fazla aynı şirkette çalışanlara “dinozor” dediğini dile getiren Göçmen, “İnsan kaynakları modellerimizi gözden geçirerek yeni girişimlerle paydaş olmamız gerekiyor. Ülkemizde işsizlik yaşı 30’un altına iniyor. Bu ülkenin güçlü yönlerini dikkate almalıyız, gençliğimize istediği türden iş olanakları hazırlayabilmeliyiz. Ülkemizde yetişen gençleri kaybetme riskiyle karşı karşıyayız. Bu gençlerin dışarıya gitmesine izin vermemeliyiz. Onları burada istihdam edebilmeliyiz” demiş.

İşsizlik başlı başına bir problemdir, ama işsizlik yaşının 30’ların altına inmesi çok daha ciddî bir problemdir. Gençlerin işsiz kalması yaşlıların işsiz kalmasından çok daha yıkıcı, çok daha tahripkâr alabilir. Gençlerin istediği türden iş imkânlarının sağlanması da idarecilerin düşünmesi gereken bir konu. “Ülkemizde yetişen gençleri kaybetme riskiyle karşı karşıyayız. Bu gençlerin dışarıya gitmesine izin vermemeliyiz. Onları burada istihdam edebilmeliyiz” tesbiti ise çok ciddî bir alarm işareti olarak görülmeli.

Türkiye’nin gençlerini kaybetme riski olmamalı. Hele hele bu gençlerin ümitsizliğe kapılarak başka ülkelere gitme isteği ve meyli geleceğimiz bakımından sarsıcı bir uyarıdır. Kendi gençlerine sevebilecekleri iş imkânlarını sağlayamayan bir idare, bir yönetim, bir sistem olabilir mi?

Hayır, gençleri kaybetmek gibi bir lüksümüz yok ve kaybedemeyiz. Aksine onlara dört elle sarılıp, memnun olacakları bir sistem ortaya koymak en büyük vazifemiz…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*