Haberleri izleyeniniz var mı?
Her iki tarafın gerginliğinden usanç geldi. Bu konuyu yazmayayım diyorum, ama artık başım şişti.
Siyasetin üslubu çirkinliğin ötesine geçti.
Bu yüzden şimdilik ana haber bültenlerini izlememe kararı aldım kendimce.
Aslında bizim kültürümüzde, siyasî üslup, nezaket ve mizah önemli yer tutar. Bu genetik kodlarımızda var.
Hele eski meclislerde kavga gürültü olmaz, tam tersine mizah, nükte ve hazır cevaplılık varmış.…
Tarih kitaplarından okuyoruz.
Meselâ, Osmanlı Meclisi’nde meclis katibi yoklama yaparken, “Babanzade’nin adını “Yabanzade” diye okumuş.
Babanzade kürsünün altından katibi uyarmış:
“Babandır, baban!”
…
Bir başka nükte:
Hüseyin Cahit Yalçın, İstiklal Mahkemesi’nde yargılanırken hakim sormuş:
“Bu gazeteyi çıkarmak için parayı nereden buldunuz?”
Hüseyin Cahit hiç duraksamamış:
“İsteseydim, siz de verirdiniz!”
…
Biraz daha tebessüme ne dersiniz?
Meselâ, eski vekil Yahya Kemal Beyatlı’dan bir nükte aktaralım:
Yahya Kemal cüssesinin farkındaydı. Doktoruna: “Çok şükür iyiyim, yalnız biraz kiloluyum” diye bilgi verir.
Doktor:
“Eğer zayıflamak istiyorsanız, akşamları meyve yemelisiniz” diyerek hastasına yol gösterir.
Bunun üzerine şair merakını gidermek ister:
“Meyveyi yemeklerden önce mi, yoksa sonra mı yiyeyim aziz doktor?”
Biliyorum. Çok ciddi bir yazı olmadı. Ama bu gerginliğe de iyi gelir sanırım.
SİYAH OSCAR ÖDÜLÜ
Ne demiştik:
“12 yıllık esaret filmi Oscar’a daha yakın.”
Sebebini de şöyle izah etmiştik:
“Çünkü gerçek bir hayattan esinlenmiş. Hollywood kurnazlığından uzak, insana dair bir şeyler anlatıyor.”
Böylelikle “12 Yıllık Esaret” filmi Oscar’ı kucaklamış oldu.
Demiştik ki:
“Oscar’a aday olarak gösterilen filmlerin ikisi, tipik Amerikan kapital sistemini özetliyor.”
Bu iki adaydan biri olan American Hustle filmi ödül alamadı.
Bir diğer aday film Leonardo Di Caprio’nun başrolünü oynadığı “Paranın Rengi” filmi zaten berbattı. O kadar propagandaya rağmen, ödül alamadı. Çünkü bu film tam da Amerikan kapital sistemini eleştirmiyor, yüceltiyordu.
Acaba diyorum, “12 Yıllık Esaret” filminin ödül almasındaki payın “zenci haklarını” savunuyor olması bir yana, ABD Başkanı’nın da “siyahî” olmasından kaynaklanıyor olabilir mi?
Benzer konuda makaleler:
- Üç film tahlili
- Çağımızın putu: Oscar
- Oscar ve 70’lik bunaklar
- Siyaset ve mizah
- Arabistanlı Lawrence
- Almanya’da Gauck’a destek büyük
- Kadına Şiddet
- Yasaklanan reklâm filmi
- İkinci Nesrin Ünal hadisesi mi?
- Bediüzzaman’ın köşe yazarlığı
İlk yorum yapan olun