Gönül Adamına Gönül Vermek

Image

Yanaşma bir şahıs sarıp sarmalamış vatanı.
Asker menşe’li…
Zaptetmiş zannediyor hem vatanı, gönülleri.
Lakin gönüllerdeki özü (imanları) görmüyor gözü.
Besleme kalıyor mezalimin karşısında be-çarın dildeki hak sözü,
Kursağında beklemede avazı.
Dünyasına salıverilse hürriyete dökülecek haykırışı…
Vakit ahir zamanın kışı.
Sanki muştulanmış gibi:
Kâle alınmamış şark diyarından, bir kişi,
Dikiliyor o ceberrut yanaşmanın tahakkümüne.
Heybeti ESSAHLI! Ama nafile…
İlla zulum, illa zulum diyor bizim YANAŞMA.
Vatanın sulhunda ben vardım, sen karşıma.
Al sana şu makam şu kadar para, ya da zindana…
Şark gönüllü gönül eri ya susacak ya da özgürlük esareti.
Peki, ne olacak onca imanın akıbeti?
İstikbaldeki insanın vahameti?
Susmuyor, zira korkmuyor da.
Bir de göze franga vurulmuş.
Bakışlar nezarete atılmış.
Kendisi için istese neyse de;
Kendisi de,
Her türlü arzusu da tecerrütte.
Yok yok… gönül eri olmak zor iş.
Yüzlerce, binlerce, şimdilerde milyonlarca, tanınmamış, bilinmemiş hatırların hatrına, hakkın hatrına, halka HAKKI hatırlat…
Sonrada soluğu zulümde al, gözleri zülümatta aç.
Davasına baktık aynel yakin;
Haksızlara karşı şu şecii müdafaaya bakın;
“HAKKIN HATRI ALİDİR, HİÇBİR HATIRA FEDA EDİLMEZ” diyor. Ve kendi nefsini dahi hak hatırına unutuyor.
Hangi sabır, hangi metanet buna dayanabilir, dur der. Pes yok!
Dava adamı devam eder,
Ya Hak ya Hak der. Ben değil, biz der.
Dünya hayatını, görmediği ‘başkalarına’ heder eder.
İşte; o Üstad da: böyle olmuş NAHNU için heder.
Şu dünya çölünde, imanlar yanıyor diye su bulur döker.
Hem suyu döker, hem de gönüllere iman hizmeti eker.
Ne cennettirki sevdası,
Ne de cennettir sevdası.
Sevdası ancak Kırmızı kitapların anlaşılması,
Sevdası iman davası.
Tohumları çoktan serpiştirdin gönüllere Üstadım,
Yeşerecek daima inşeAllah Üstadım,
Yeşerecek…

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*