Göz yanılması

“İnkârcıların yaptıkları işler ise engin bir çöldeki serap/göz yanılması gibidir. Susayan, gördüğünü su sanır, yanına yaklaştığında ise su nâmına hiçbir şey bulamaz, ancak Allah’ı bulur. Allah da onun hesabını tam tamına görür. Şüphesiz Allah hesabı çok çabuk görendir. Ya da inkârcıların amelleri, derin bir denizin karanlıklarına benzer. O denizi üst üste dalgalar kaplamış, dalgaları da bulutlar örtmüştür. Karanlıklar öylesine kesif/öylesine iç içedir ki elini uzatsa, nerede ise onu da göremez olur. Allah’ın nur vermediği kimsenin, nurdan artık hiçbir nasibi yoktur.”1

İnsanın söylediği en tehlikeli yalanlar kendine söyledikleridir. Zira tekrar ede ede zamanla kişinin gerçeği haline gelir. Yalanlar tatlı gelir ve alışılır. Beklenti ve ön kabuller olmayan bir şeyi olmuş gibi yaşamaya sebep olur. Çölün ortasındaki kişinin aklı, fikri sudadır. Gözünü çevirdiği her yerde su görmeyi arzu eder. Bu beklenti ve talep belli zaman sonra gerçekleşmiş, suyu görmüştür. Bunun hakikat olmadığını öğrenmesi uzun sürmeyecektir.

İnkârcıların da durumu farklı değildir. Ahiret yok diyerek geçirdiği ömrü ölümle birlikte varlığını haykıracaktır. İnkâr ettiği her hakikat pişmanlık vesilesi olacaktır. Dünyadaki tüm çabaları boşa gidecektir. Hayatını ne kadar boş ve zararlı bir şekilde geçtiğine Kur’an’da şu şekilde dikkat çekilir: “O gün iman etmedikleri için onların iyilik olarak yaptıklarını amellerini, saçılmış toz zerreleri gibi değersiz kılarız/boşa gider.”2

Bu fani dünyada baki pişmanlık yaşamamak için inkâr eden insanlardan ibret almalıyız. Amellerimizin saçılmış toz zerreleri gibi boşa gitmesini istemiyorsak iman hizmetinde daha fazla gayret sarf etmeliyiz vesselam.

Dipnotlar: 1- Nur Sûresi, 39-40.; 2- Furkan Sûresi, 23.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*